Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yeni bürokrat çıkışı: “Onları devletin bürokrasisi içinde tutmayacağım”

featured

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin haftalık grup toplantısında gündemi değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu, “Beni üzen, Diyanet’in ve Genelkurmay Başkanlığı’nı aynı tarihte parlamentodan geçiren Mustafa Kemal Atatürk’ün, Diyanet tarafından anılmamasıdır” sözleriyle partisinin grup toplantısında Diyanet İşleri Başkanlığı’na tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu, ayrıca bürokratlara çağrısını yineleyerek “Mahkeme kararlarını uygulamayan bürokratlar talimatı kimden aldılarsa, aynı şeyi yapmasınlar. Yaptıkları takdirde onları devletin bürokrasisi içinde tutmayacağım.” dedi.

Diyanet yine bildiğiniz gibi! 29 Ekim’e denk gelen cuma hutbesinde Atatürk’ün adı anılmadı

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

DİYANET’E TEPKİ

Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ve Genel Kurmay Başkanlığı’nı aynı tarihte parlemantodan bir yasa çıkararak geçiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetin 98. yılında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından anılmamasıdır. Bu gerçekten de kabul edilmesi gereken bir tavır ve tutum değildir. En azından Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran bir kişiye Cuma Hutbesi’nde saygı duyulması lazım.

Bu güne kadar Anıtkabir’de hiç rastlamadığımız bir garabet ile karşılaştık. Bazı muhabirler Anıtkabir’e alınmadı. O kararı alanlara açık ve net söylüyorum; Anıtkabir’de bu ülkenin aslanı yatıyor, aslanı. Sizin gücünüz yetmez ona. Dolayısıyla, ne yaparlarsa yapsınlar her davranışları kendi sonlarını getiriyor. Bu milletin vicdanında derin yaralar açıyor.

“BÜTÜN SORUNLARIN KAYNAĞI ADALETSİZLİK”

Ciddi sorunlarımız var ama bütün sorunların kaynağını adaletsizlik oluşturuyor. 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Hep beraber mücadele ettik ama birileri 15 Temmuz’u Allah’ın bir lütfu ilan edip, milletin boynunda boza pişirmeye başladı. 125 bin 678 kişi kararnameyle görevden alındı. Haksızlığa uğradığını iddia edenler mahkemeye başvurdu.

“ONLARI BÜROKRASİNİN İÇİNDE TUTMAYACAĞIM”

Hakkında takipsizlik kararı verenler, AYM tarafından ‘evet burada bir suç yoktur, göreve iadesi gerekir’ diye karar verilenlerin tamamını göreve iade edeceğiz. Biraz sabretsinler, geliyor gelmekte olan. Mahkeme kararlarını uygulamayan bürokratlar talimatı kimden aldılarsa, aynı şeyi yapmasınlar. Yaptıkları takdirde onları devletin bürokrasisi içinde tutmayacağım.

128 MİLYAR DOLAR ‘PANDEMİ’ GEREKÇESİ

AK Parti’nin grup başkanvekili açıklama yapıyor. Diyor ki; 128 milyar dolar 2019 yılının başından 2021 yılının yarısına kadar ülkemizde evlerine kapanan, iş yerleri kapanan, faaliyetlerine devam emeyen, işsiz kalan işçilere destek olmak üzere bu ülkenin insanlarının menfaatine harcanmıştır. Ahlakın temel kurallarından birisi yalan söylememektir. Yalan söylüyorsanız siyasette ne işiniz var? Milletin sorunlaırnı çözeceğim diye geliyorsunuz, 128 milyar dolar buharlaşıyor ve siz çıkıp yalan söylüyorsunuz. Keşke mahkemeye verse de bu 128 milyar dolarlık dosyayı mahkemeye getirsek. Verir mi? Veremez. Cesaret edemez.

BAHÇELİ’YE YANIT: MEMNUM OLDUM

Bugün sayın Bahçeli CHP ne yapıyor diye Anadolu’ya milletvekillerini göndereceğim demiş. Memnun oldum. Bir pazara, ayakkabı tamircisine gitsinler, CHP ne yapıyor diye sorsunlar. Gerçekten CHP ile gurur duyuyorum. Demek ki Cumhur İttifakı’nın ortağına da yol gösteriyoruz. Gir milletin arasına ve gerçekleri gör diyoruz.

Temmuz 2021 rakamları. 7 milyon 578 bin 123 kişi asgari ücretin 3’te 1’i kadar gelir elde ediyor. Geliri çok düşük olduğu için bunların sosyal güvenlik primini devlet ödüyor. Erdoğan’ın bu rakamlardan haberi var mı? Cumhur İttifakı’nın bu rakamlardan haberi var mı?

Devlet Bahçeli: “Arkadaşlarımızı Anadolu’ya gönderiyoruz, CHP’nin Atatürk’ten kopuşunu izah edeceğiz”

“VİCDANIM KABUL ETMİYOR”

Haksız yere içeride tutulan Kavala ve Demirtaş var. Bir daha ifade edeyim; haksız yere içeride tutulan Demirtaş ve Kavala var. Belki onlar hayatlarının hiçbir döneminde CHP’ye sempati de duymadılar, oy da vermediler. Ama bizim görevimiz adalettir. Haksızlığa karşı durmaktır. Haksızlığa karşı susmak dilsiz şeytsansa o şeytanlar başka yerde oturuyor.

Bunların tek suçu var; pasaportları Amerikan pasaportu değil. Amerikan pasaportu olsaydı bir telefonla çıkarlardı, uçaklar beklerdi ve giderlerdi. Böyle bir rezaletle Türkiye hiç karşı karşıya kaldı mı? Hiç kimse yanlış anlamasın. Onlar içeride diye bir özel bir beklentimiz yok.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir