Hayvan hakları yasası neden parlamento gündemine gelmiyor?

featured

Son birkaç günde Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde hayvana yönelik şiddet suçları işlendi, yurttaşlar bir kez daha tepkilerini sosyal medyadan göstererek bir an önce hayvan hakları yasasının yürürlüğe girmesini talep etti.

Hayvan hakları savunucuları Türkiye’de tüm hayvanları kapsayan, türler arasında ayrım yapmayan, hayvan haklarını koruma altına alan ve mevcut yasanın eksiklerini tamamlayan yeni bir hayvan hakları yasasına ihtiyaç duyulduğunu dile getiriyor.

Vekiller, bu yasama dönemi bitmeden parlamentoda görüşülmesi planlanana hayvan hakları yasasının ‘pandemi sebebiyle’ bir sonraki yasama dönemine kaldığını ifade etmişlerdi. Bunu hatırlatan vatandaşlar yeni başlayan yasama döneminde hayvan hakları yasasının bir an önce meclis gündemine gelmesini istiyor.

‘Komisyon raporuna uygun bir yasa hazırlanmalı’

BBC Türkçe’nin konuştuğu hayvan hakları savunuları, Meclis araştırması komisyonunun çalışmaları sonucu hazırlanan 200 sayfalık raporun ve 55 maddelik çözüm önerilerinin dikkate alınmasını ve bunları dikkate alan bir yasa tasarısının hazırlanmasını talep ediyor.

Hayvan hakları komisyonun ciddi ve titiz çalışmaları sonucu ortaya çok kapsamlı bir rapor çıktığını düşünen Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık, yasa tasarısının da bu raporun ortaya koyduğu tespit ve tavsiyelere göre hazırlanması gerektiğini ifade ediyor.

Çıtırık, raporun Türkiye’de hayvanların yaşadığı hak ihlallerine karşı son derece gerçekçi tespitler ve tavsiyeler içerdiğini belirterek, “Raporu temel alan bir kanun taslağının, Türkiye’de hayvanların yaşam hakkını koruyabilecek en iyi kanun olacağını düşünüyorum” diyor.

Hayvan hakları savunucuları, komisyondaki tüm milletvekillerinin siyasi kimliklerini bir yana bırakarak sadece hayvan haklarını önceleyerek çalışma yürüttüklerini söylüyor.

Çıtırık, raporun en önemli çıktıklarından biri olarak belediye başkanlarının da hayvanlara karşı işlenen suçlarda cezai ve idari yaptırım kapsamına alınması olduğundan söz ediyor.

Çıtırık’a göre Türkiye’de kişilerin hayvanlara yaptığı işkencenin ötesinde belediyeler eliyle hayvanlara karşı çok daha fazla sayıda sistematik suç işleniyor ancak bu eylemlerden sorumlu yetkililer cezasız kalıyor.

Komisyonun hazırladığı rapor ise belediyelerin işlediği suçları da TCK kapsamına alarak belediye başkanlarına sorumluluk yüklüyor:

“Belediyelerle uğraşmak daha zor olduğu için insanlar asıl vahşeti yapan belediyeleri görmüyor. Halbuki binlerce belediye sokak hayvanlarına kısırlaştırma yapmıyor; hayvanları topluyor, zehirliyor, öldürüyor ya da ormana salıyor, çöplüklere atıyor.”

“Komisyon raporuna göre, belediye başkanlarının görev tanımlarına hayvan hakları kanunu da ekleniyor. Eğer son dakika Meclis’te bir çelme takmazlarsa belediye başkanları da ceza ve idari yaptırım kapsamına alınacağı için Türkiye’de özellikle sahipsiz hayvanlar için daha iyi bir dönem başlar.”

Çıtırık, kanunun mutlaka belediyelerin kısırlaştırma yapması zorunluluğunu içeren hükmüyle çıkması gerektiğini vurguluyor.

‘Şiddet pandemi sürecinde de devam etti’

Pandemi süreci hayvan hakları yasasının Meclis gündemine getirilmemesine gerekçe olarak gösterilse de

Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) pandemi sürecinde de hayvanlara karşı hak ihlallerinin sürdüğünü kaydediyor.

BBC Türkçe’ye konuşan HAKİM’den Fatma Biltekin, “Şu anda endişeliyiz. Hayvana şiddet vakaları durmuyor ve bu yasa çıkmadığı sürece de durmayacak” diyor.

Pandemi sürecinde özellikle sokak hayvanlarının korunmasız kaldığını söyleyen Biltekin, hayvanları besleyen ve koruyan gönüllülerin sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte evlere kapandığı süre içerisinde pek çok şiddet vakasının meydana geldiğini ifade ediyor.

Hayvan hakları yasasının bir türlü Meclis gündemine getirilmemesi konusunda çeşitli eleştiri ve yorumlar olmakla birlikte, öngörülen yasa tasarısındaki bazı hususlara çeşitli çevrelerce muhalefet edildiği ve sürecin bu nedenle sekteye uğradığı değerlendirmeleri öne çıkıyor.

Horoz dövüşçüleri, deve güreşçileri, “pet shop” ismi verilen evcil hayvan satışı yapan işletmeler ve yunus parkı işletmecileri bu yasaya muhalefet ettiği belirtilen gruplar arasında yer alıyor.

Bir diğer eleştiri ise yasayla birlikte hayvana şiddet olaylarının Kabahatler Kanunu’na göre değil, Türk Ceza Kanunu’na göre cezalandırılması sonucu hapishanelerde ve savcılık bürolarında artacak yoğunluğun hukuk sistemini etkileyeceğine dair yorumlarda karşımıza çıkıyor.

Biltekin, komisyon görüşmeleri sırasında bu konularda yaşanan zorlukları şöyle dile getiriyor:

“Hayvana yönelik şiddet suçunun çok yaygın olduğu herkes tarafından bilindiği için, hapishanelerin hali hazırda çok dolu olduğu ve savcılıklardaki iş yükünün de çok fazla artacağı ifade ediliyordu. Bunlar komisyonda karşılaştığımız zorluklar arasındaydı.”

“Yunus parkı sahipleri de ‘Biz ülkeye döviz girişi sağlıyoruz, vergi ödüyoruz’ diyerek kendilerini savunuyordu. Pandemi süreciyle darbe alan ekonomi yüzünden komisyonda elde ettiğimiz kazanımları kaybetmekten korkuyoruz.”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir