Akşener: “Çemkirmelere alıştım, şerbetliyim”

featured

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Halkbank Yönetim Kurulu üyeliğine atanmasını eleştirdi. Akşener, “RTÜK Başkanı dördüncü maaşını alacak. Öncelikle bu gayretullaha dokunur” dedi.

İYİ Parti lideri Akşener, Bir Ülke Bir Kent YouTube kanalına konuk olarak, Duygu Demirdağ’ın moderatörlüğünde, Deniz Zeyrek, İsmail Saymaz, Ali Haydar Fırat ile birlikte ülke gündemini değerlendirdi.

Akşener’in değerlendirmelerinden satır başları şöyle:

“Kutuplaştırma gündemlerinin AK Parti seçmeni de olmuyor artık”

İyi Parti kuruldu daha saygılı bir dil, daha kalkınmaya yönelik bir tutum belirledi. Böyle olunca bu iktidarın gündem yaratma işi biraz suya düştü. Bizim bulunduğumuz konum çok zor bir konum. Hem burada kutuplaşmış seçmenin, hem diğer tarafta kutuplaşmış seçmenin oyunu almaya çalışıyoruz.

İftiralara hakaretlere, çemkirmelere alıştım, şerbetliyim. Benim düşman olduğum hiç kimse yok ama düşman olarak kendini tanımlamış kişiyi de çalışırım, 24 Haziran seçimlerine de çalıştım. Bana FETÖ’cü denildi. Benim bütün konuşmalarımın 20 dakikası bu konuya gitti. 24 Haziran bitti ne oldu nerede hata yaptık, çalıştık. Ben ve arkadaşlarım çalıştı. Biz haksızlıklarla devamlı karşılaşacağımıza, ‘hayır’ı söyleyip orada bırakmak gerektiğine kanaat ettik.

31 Mart yerel seçimler teklifini CHP’ye biz götürdük. Bütün arkadaşlarımızın oy birliğiyle bir arkadaşımız hariç CHP ile birlikte yerel seçimlere girmemiz lazım denildi. Nasıl bir yolla yerel seçimlerde başarılı olabilirizi çalıştık.

“Muhalefet ‘erken seçim istiyoruz’ demedi”

Muhalefetten herhangi bir Genel Başkan çıkıp ‘biz erken seçim istiyoruz’ demedi. Ben Bahçeli’nin beyanatlarını okuyorum şaka gibi. Kendileri söylüyorlar sonra kendileri hakaret ediyorlar. Benim öngörüm 2023’e kadar ekonomi sebebiyle erken seçim görmüyorum. Niye biz seçim istemekle suçlanıyoruz onu da anlamış değiliz.

“Erdoğan’in PKK ile oturduğunu bu ülkede sorgulayan tek lider benim”

Sayın Erdoğan’a makamı gereği memleket masası çağrısında bulundum. Türkiye’nin ekonomisini yabancıların saldırısından korumak için, eleştirilerimizi iletmemiz lazım, teklif sayın Erdoğan’a makamı gereği buyurun toplayın diye yapıldı. HDP’nin çağrılıp çağrılmayacağı konusunda ben bir şey söylemedim. İlk önce Bahçeli ve arkadaşları çok çirkin şeyler söyledi. İki gün sonra AK Parti sözcüsü çemkirdi. Kılıçdaroğlu böyle bir şey olursa katılacağını söyledi. Bu ülkenin birliğine bütünlüğüne saygı duyan herkes olabilir. Bir televizyon programında HDP’yi PKK’nın yanımda konumlandırıyoruz dedim. Bu bir tespitti ama kahir ekseriyet hakaret gibi görüyor. HDP yöneticileri ile görüşsem görüştüm derim kimden korkacağım. Bana FETÖ’cü denildiğinde ben hayır dedim ama hiçbiriniz dönüp Erdoğan’a “Meral Akşener FETÖ’cü müdür” diye sormadı. Erdoğan PKK ile masaya oturdu. Niye oturdu niye kalktı hiçbirimiz bilmiyoruz. PKK ile oturduğunu bu ülkede sorgulayan tek lider benim. Türkiye’de herşey yalap şalap, herşey oy odaklı. Bu tür her adımı sahtekarlık olarak görüyorum.

“Balyoz davalarının savcısı Erdoğan’dı; İlker Başbuğ, övünç madalyası verilmesi gerekirken ifadeye çağrıldı”

Bütün iktidarlar medyanın yanında olmasını isterler ama emrinde olmasını isteyeni biz ilk defa gördük. Bugün bu insanlar aynı algoritma ile hedef gösterildi ve gözaltına alındılar, tutuklandılar. Ergenekon ve Balyoz’da pek çok asker-sivil gözaltına alındı, pek çok hayatını kaybedenler oldu ama onuruna yediremeyip intihar eden Ali Tatar hepimizi derinden yaraladı, üzdü. O davaların savcısı Sayın Erdoğan’dı. İlker Başbuğ silahlı terör örgütü olarak tutuklandı sonra aklandı. Başbuğ’un ifadeye çağrılmasından sonra çok ilginç bir durumdur Sayın Karadayı ile birlikte Türkiye övünç madalyası verilmeye başlandı verilmeyen tek kişi İlker Başbuğ. İfadeye çağırmak yerine Sayın Savcının bu devlet övünç madalyasını İlker Başbuğ’a vermesi lazım, 26 ay yattı. Bu konuda bana ne düşüyorsa amasız, ancaksız, lakinsiz kendimin olmadığı bir şekilde tutum alacağım. Nefes almaya ihtiyacımız var. Normal zamanlarda hepimizin hırsları var, hedefleri var, hayalleri var ama öncelik sıralaması şimdi başka bir noktada benim için ayna oldu İlker Başbuğ meselesi. Biz seçmenin milletin kutuplaştırılmasının önüne geçeceğiz. Bütün zorluklara rağmen devlet millet barışmasını başaracağız.

“Ulufe dağıtıyor arkadaşımız”

Hepimizin sevdiği saydığı bir kişinin, spor bakanlığının yardımcılığı uygun ama Banka yönetim kuruluna atanmış olması, Hamza Yerlikaya’ya da onun itibarı açısından yanlıştır. Ben onun yerinde olsaydım kabul etmezdim. RTÜK Başkanı dördüncü maaşını alacak. Öncelikle bu gayretullaha dokunur. Doktor olup, ekonomistler iş bulamazken, intihar eden babalar varken 4 maaş 5 maaş böyle bir aç gözlülük olabilir mi? Bu sistemlere deniliyor ki, sultancıl yönetimler. Ulufe dağıtıyor arkadaşımız. Padişahın ulufeleri.

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir