Sonsuz uzayın keşfi için geçmişten günümüze birçok ülkenin yatırımlar yaptığını gördük. Türkiye de Milli Uzay Programı ile bu alanda yapacağı yatırımları bizlere gösterdi. Milli Uzay Programı geçtiğimiz aylarda tanıtılmıştı ve tanıtımında oldukça ilgi çekici bilgiler paylaşıldı. Bu bilgilerle birlikte hedef olarak Cumhuriyet’in 100. yılına denk gelen 2023 gösterilmişti.
Bugün ise Milli Uzay Programı hakkında Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, yaptığı konuşmada atılan ve atılacak olan adımlardan bahsetti.
Uzaya çıkmadan bu alanda kabiliyetler kazanmanın çok da kolay olmadığına işaret eden Demir, başta fırlatma teknolojileri olmak üzere, optik, güdüm, çeşitli malzeme teknolojileri, yüksek hızla atmosfere giriş, atmosferden çıkış, uzay dinamiği, uzay meteorolojisi gibi konularının gündemlerinde olduğunu anlattı.
“Bu yolculuk Türkiye’nin yolculuğu” sözünü kullanan İsmail Demir, ortaya kendini ispatlamış teknolojiler konulmasının da amaçlardan biri olduğunu söyledi.
Astronot seçimleri başlıyor
Demir’in yanında Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır da astronot seçimlerinin yakında başlayacağını belirtti.
Mehmet Fatih Kacır, “Programımızdaki bir diğer önemli adım ilk Türk astronotumuzu bir bilim misyonu çerçevesinde uzaya göndermek olacak. Astronot adaylarımızın seçimine yakın bir vakitte başlamayı planlıyoruz.” dedi.
2023 ve 2028 Ay misyonları
Ay misyonlarına ilişkin Erdoğan, “2023 sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. 2028’de hayata geçirmeyi planladığımız ikinci aşamada ise aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı bu kez kendi milli roketlerimizle yapmayı hedefliyoruz.
Ay’a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz bu aşamayı da tamamladığımızda Ay’da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz.” ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir Türk vatandaşını uzaya göndermeyi planladıklarını belirterek, “Eminim ki birçok kişi bu hayali kurarak büyümüştür.” şeklinde konuşmuştu.
