Kahvaltı için gittikleri Kadıköy Ot Kafe’de garsonların ilk etapta kendilerini en dip yerlere oturtmak istediğini ileri süren kadın, tesettürlü olduğu için bu tarz ayrımcılığa maruz kaldığını ifade etti.
İşte Kadıköy Ot Kafe’de yaşandığı iddia edilen o olayın özeti;
”Belirtilen tarihte öğlen saatleri kadıköy ot kafeye kahvaltı yapıp vakit geçirmek amacıyla gittik. kafeye girer girmez oturmak istediğimiz, kafenin ortalarında bulunan bir masaya doğru yöneldik. daha biz doğru düzgün adım atamadan bir garson ”buyrun sizi şu köşeye alalım” diyerek bizi uzak köşede karanlık bir masaya yönlendirdi. tesettürlü bir kadın olduğumdan dolayı bu tarz imaja göre hizmet verme politikasıyla zaman zaman karşılaştığım için durumu anladım ve teşekkür ederek kendi seçtiğimiz masaya oturduk. oturduğumuz masada ya da herhangi bir masada rezerve ibaresi de yoktu. bizimle ilk etapta ilgilenen garsona siparişlerimizi verdik ve siparişler hazırlanana kadar önden çay istedik. rezilliğin ikinci aşaması bu noktadan sonra başladı. kahvaltı tabağı ve patates kızartması söyleyip 2 servis istedik doğal olarak çünkü birimiz eliyle mi yiyecekti? ama garsonlar sadece erkek arkadaşımın önüne servis açıp beni görmezden geldiler. servis kağıdını geçtim çatal-bıçak-peçete bile verilmedi. garsonlara defalarca söyleyip, neredeyse zorla! çatal-bıçak ve peçetemi aldıktan sonra siparişlerimiz geldi. tüm bunlar ilk 10 dakika içinde oldu ama masaya oturur oturmaz sipariş ettiğimiz çaylarımız bir türlü gelemedi. tabi tüm bu gecikmeler! ve aksaklıklar yaşanırken çevredeki diğer masalar hiçbir servis problemi yaşamıyor, hatta bizden sonra gelen insanların siparişleri bizim kahvaltı tabağımızdan önce geliyordu ne hikmekse. garsonların diğer masalara karşı son derece güler yüzlü, ilgili-alakalı olmalarına karşın bizim masayı adeta görmezden gelmeleri, çayları bile defalarca söyleyip zorla alabilmiş olmamız insan olarak çok canımızı sıktı. bu ilgisizlik ve görmezden gelme durumu hesabı ödemek istediğimizde de devam etti. erkek arkadaşım defalarca ayrı ayrı garsonlara hesabı getirir misiniz diye söylemesine rağmen o bile zorla getirildi. 2022 türkiyesinde hala saçma sapan bir şekilde insanların kılık kıyafetlerine göre yargılandığına direkt olarak yine! şahit olduk. tesettürlüysen çağdaş olamazsın, bağnazsın, gericisin diye bir insanı yaftalamak asıl gericilik değil midir? bunun tam tersi bir durum da olabilirdi. ben oraya bir karış şort ile de gidebilirdim. o zaman da aynı muameleye maruz kalır mıydım ya da güya çok açık! giyindiğim için -ki bu da kimseyi ilgilendirmez- beni kuytu köşelerde insanlardan uzak bir masaya oturtmaya kalkarlar mıydı? ülkenin hemen hemen bütün büyük şehirlenirde ve sözüm ona kalburüstü semtlerinde, yanımda benim tam zıttım şekilde giyinen arkadaşlarımla dahi bir çok mekana eğlenmeye, yemeye-içmeye gittim. ilk defa bu kadar net ve göze sokarcasına bir ayrımcılığa maruz kaldım. üstelik ot gibi bir kafede bunu yaşamış olmak beni gerçekten çok üzdü.”
ülkenin coğrafi konumu ve bu konuma bağlı olarak artık genetik kodlarımıza işlediğine inandığım ortadoğu gericiliğinin geldiği nokta bu maalesef. kafede el ele tutuşan çifler fazla yakınlaştınız diyip uyarılır, şort giyen, dekolte veren kadın göz tacizine, fiziksel tacize, sözlü tacize uğrar, tesettürüyle yaşayan kadın ikinci plana atılır vs. vs. örnekleri burada satırlarca uzatabiliriz. ne tarafından tutarsak tutalım elimizde kalan ülke ortamında canımızı sıkan az şey varmış gibi bir de bu tür aptallıklar ile uğraşıyoruz. umarım ot kafenin ya da o şubenin yetkilisi, amiri, memuru bu başlığı görür de bundan sonra sanmıyorum! ama ona göre davranır.
