Dünyaca ünlü Yunan müzisyen Mikis Theodorakis 96 yaşında hayatını kaybetti

featured

Yunanistan’ın ünlü bestecisi ve sanatçısı Mikis Theodorakis, 96 yaşında başkent Atina’da yaşamını yitirdi.

Besteleriyle birçok nesle ulaşan Theodorakis, Zorba için hazırladığı müzik ile tarihe geçmişti. Yazdığı bestelerin arasından sıyrılan Zorba, günümüzde bile popüler kültürün en ikonik eserlerinden biri olarak biliniyor.

Ölümünden sonra sosyal medyada birçok insan Theodorakis ve Zorba filmindeki başrol oyuncusu Anthony Quinn’in Yunan kültürünü en iyi tanıtan isimler olduğuna dair yorumlar yaptı.

2000 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Theodorakis, bir süredir kalp sağlığı sorunları yaşıyordu.

MİKİS THEODORAKİS KİMDİR?

Mikis Theodorakis, 29 Temmuz 1925’te Yunanistan’ın Sakız Adası’nda, Giritli avukat bir baba ve Çeşme, İzmirli Yunan bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi. Mikis, henüz hiçbir müzik eğitimi almadan çocuk yaşta kendi kendisine şarkı yazmaya çalışmıştı. İlk müzik derslerini Pirgos ve Patra’da aldıktan sonra, kurduğu bir koro ile birlikte Bizans dinsel müzikleriyle ilk konserlerini verdiğinde henüz 17 yaşındaydı.

İtalya’nın Yunanistan’a savaş açmasıyla birlikte Theodorakis de 17 yaşında direniş hareketine katıldı. Esir düşen Theodorakis bir süre sonra serbest bırakıldı. Ancak Yunanistan’ın Naziler tarafından işgal edilmesiyle birlikte yeniden direnişçilerin saflarına katıldı. Tekrar esir düşen Mikis, yoğun işkencelere maruz kaldı ve ardından ölüm cezasına çarptırıldı. Cezası infaz edilmek üzere kurşuna dizilen Mikis büyük bir tesadüf sonucu ölmedi. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra başlayan Yunan İç Savaşı boyunca (1946-1952 arası) yine birçok kez hapse girip çıktı ve bu dönemin sonunda ülkeden sürgün edildi. Paris’e giden Mikis burada burslu olarak müzik eğitimine devam etti.

Theodorakis 1961 yılında Yunanistan’a döndü ve kurduğu Lambrakis Gençlik Örgütü’nün başkanlığına seçildi. Kısa bir süre sonra da Pire’den milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. 1967 Albaylar darbesinin hemen ertesi günü Theodorakis’e yönelik ciddi bir baskı kampanyası başlatıldı. Albaylar Cuntası 13 nolu ordu kararnamesiyle Mikis Theodorakis’in müziklerinin çalınmasını ve dinlenmesini yasakladı. Yeraltına çekilen Theodorakis, Yurtsever Cephe’yi kurarak cunta rejimine karşı mücadelesini sürdürdü. Ancak kısa bir süre sonra yakalandı. Önce cezaevine konuldu, ardından Oropo toplama kampına götürüldü. Dünya çapında sürdürülen bir dayanışma kampanyası sayesinde cezası sürgüne çevrildi ve böylece 1970 yılında kamptan alınıp sürgüne gönderildi.

TÜRK-YUNAN DOSTLUK DERNEĞİ’Nİ KURDU

Mikis Theodorakis sürgünde de Albaylar Cuntası’na karşı mücadele etti; dünya çapında çıktığı turnelerde bin kadar konser vererek ülkesindeki baskı rejimini teşhir etti. Bu konserlerde özellikle Maria Farantouri gibi yeteneklerle dinleyici önüne çıktı. Ve Albayların iktidardan düşmesinden sonra zafer kazanmış olarak yeniden Yunanistan’a döndü. 1974 yılında tekrar milletvekili seçilerek meclise girdi.

Zülfü Livaneli ve diğer dostlarıyla birlikte 1986 yılında Türk-Yunan Dostluk Derneğini kurdu; aynı dönemde İstanbul’da verdiği konserler büyük ilgi topladı.

1988 seçimlerinde yeniden milletvekili seçildi. 1990-1992 yılları arasında Konstantin Mitçotakis hükûmetinde iki yıl bakanlık yaptı. Daha sonra iki yıllığına Yunan radyo ve televizyon kurumu ERT’nin Senfoni Orkestrası ve Korosu’nun Genel Müzik Direktörlüğü’ne atandı.

1000’DEN FAZLA ŞARKI YAZDI

Klasik müzik alanında yaptığı başarılı çalışmaların ardından geleneksel ve ulusal çalgılara, ritimlere ve ezgilere yönelen Theodorakis, “Epitafios” Mezartaşı yazıtı beste dizisiyle Yunanistan’da büyük bir kültür devrimi başlattı. Theodorakis 1000 dolayında şarkı yazdı. Çok sayıda senfoni, bale, opera ve oratoryo besteledi. Birçok tragedya ve modern tiyatro oyununun müziğini yazdı. 12 sinema filminin müziğini yaptı. Yazdığı film müzikleri arasında “Z” filminin müziği özellikle ses getirirken, “Zorba” filmi için bestelediği müzik de Sirtaki dansının dünyaya yayılmasını sağladı. Theodorakis siyasal mücadelesini ve sanata ilişkin görüşlerini, yazdığı iki kitapta topladı. Altmış yılı aşkın bir zaman dilimine yayılan çalışmalarından ötürü birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı.

Sanatsal etkinliklerine hep siyasal mücadelesi eşlik etti. Özellikle Albaylar Cuntası’na karşı verdiği mücadele onu dünya çapında diktatörlük karşıtı direnişin sembolü hâline getirdi.  Ayrıca dünya çapında insan hakları ihlallerine karşı verilen mücadelenin hep içinde oldu, çevresel sorunlardan tutun da evrensel bir barışa ulaşılmasına dek pek çok alanda çalışmalar yaptı.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir