Türkiye’den Musul Başkonsolosluğuna yapılan alçak saldırıya sert tepki: ‘Irak koruma sorumluluğunu yerine getirmeli’

Dışişleri Bakanlığı, Musul Başkonsolosluğu'na yönelik gerçekleştirilen alçak saldırıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Can kaybı yaşanmayan saldırının en sert şekilde kınandığı belirtilen açıklamada, "Sorumluların bir an önce adalet önüne çıkarılmalarını bekliyoruz. Irak makamlarını diplomatik ve konsüler temsilcilikleri koruma sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz." denildi.

featured

Dışişleri Bakanlığı’ndan, Musul Başkonsolosluğu‘na gerçekleştirilen saldırıya ilişkin yazılı açıklama geldi.

“IRAK KORUMA SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMELİ”

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Musul Başkonsolosluğumuza 27 Temmuz sabah saatlerinde bir saldırı gerçekleşmiştir. Can kaybı yaşanmayan bu saldırıyı en sert şekilde kınıyor ve sorumluların biran önce adalet önüne çıkarılmalarını bekliyoruz. Irak makamlarını diplomatik ve konsüler temsilcilikleri koruma sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.

“VAHİM VE DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR”

Ülkemizin haksız şekilde itham edilerek hedef gösterildiği bir dönemde, Irak makamlarının çağrısı üzerine düzenlenen BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında bu saldırının gerçekleşmiş olması da vahim ve düşündürücüdür.

“TERÖR MEVCUDİYETLERİNE SON VERMELERİ ÇAĞRIMIZI BİR KEZ DAHA YİNELİYORUZ”

Bu vesileyle Irak makamlarına, terörle mücadeleye odaklanmaları ve toprakları üzerinden komşu ülkelere ve diplomatik temsilciliklere tehdit oluşturan terör mevcudiyetlerine son vermeleri çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.”

“TÜRKİYE’NİN IRAK VE SURİYE’DE ORTAYA KOYDUĞU ETKİNLİĞİ KIRMAK İSTİYORLAR”

Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, A Haber canlı yayınında Musul Başkonsolosluğu’na gerçekleştirilen saldırıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Ağar, şu ifadeleri kullandı:

Havanlı saldırı düzenlendi. İçeriye düşen havanlar patlamadı. Patlamış olsa ciddi bir can kaybıyla karşı karşıya kalabilirdik. Duhok’ta bir olay oldu. Korkunç bir şekilde köpürttüklerini görüyoruz. Buradan nemalanmaya çalışan, Türk ile Kürt’ü, Arap’ı birbirine düşürmeye çalışan, gerginliği artırıcı bir durumla karşı karşıyayız.

Irak’ta bizim başkonsolosluğumuzun güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan Irak merkezi hükümetidir. Bu Türkiye’nin Irak ve Suriye’de ortaya koymuş olduğu etkinliği kırmak için yapılan bir manipülasyon süreci.

Burada özellikle İran eksenli bir takım Şii kimliğini istismar eden bir takım yapıların Türkiye’ye karşı son derece provokatif davrandıklarını gördük. Bu hem Bağdat merkezli hem de Suriye merkezli şekillendi. Bizim fitnelerin belini kırmaya gücümüz yeter.”

“SURİYE’YE YAPILACAK HAREKATI ENGELLEMEK İSTİYORLAR”

Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ise şu ifadeleri kullandı:

“Suriye’ye yapacağımız harekat bütün insanlığı etkileyecek demiştim. Şu yaşadığımız gelişmeler, alçakla gelişmeler zaten benim süreç içerisinde beklediğim sonuçlar. Çok daha ağır çok daha geniş çaplı bir saldırıya hazırlıklı olmalıyız. Her yol deneniyor. Sivil kuruluşlarınız, silahlı kuvvetleriniz hedef alınıyor. Ve alçakça bir şekilde bu süreç yürütülüyor.

“ABD İÇİN BU DÜNYANIN SONU DEMEK”

Alçak bir yapı var. Bu yapılar insanlığı katleden yapılar. Bütün bu hadiselerin özü; Suriye’ye yapılacak harekatı engellemek. Peki neden bu harekat bu önemli? Bu harekatın sonunda ne olacak? Esas bana göre işin bam teli burası.

Terörü bu coğrafyada söküp atarsanız, ona destek verenleri de bu bölgeden söküp atarsanız. İran’ın ABD’nin ve diğer emperyalist yapıların, teröre destek verenlerin bölgeden ilişiğinin kesilmesi demek. ABD için bu dünyanın sonu demek.

Bizi durdurmak için her yolu deneyecekler. Biz bu harekatla birlikte Yunanistan’la savaşın eşiğine bile gelebiliriz. Çatışma ihtimali çok yüksek. Am bilsinler ki Mehmetçik 4 cephede de savaş verir. Bu millet 4 cephede de savaş yürütür.”

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir