Zafer Partili Lütfü Şahsuvaroğlu: ‘Türk kavmi diye bir şey yok, Türk eşittir ümmettir’

İBDA-C terör örgütü elebaşına özgürlük istediği açıklamaları ile adını duyuran Zafer Partisi Genel Başkanı Yardımcısı Lütfü Şahsuvaroğlu'nun, ''Türk kavmi diye bir şey yok, Türk eşittir ümmettir'' sözleri sosyal medyada yeniden gündem oldu.

featured

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Şahsuvaroğlu‘nun “Türk bir kavmin adı değildir” dediği video gündem oldu.

Şahsuvaroğlu’nun Türklüğün bir kavmin adı olmadığını, İslam’a eşit olduğunu ileri sürdüğü ve hatta Yörükler için “Türk mü ki?” diye sorduğu videoya birçok tepki geldi.

Şahsuvaroğlu, “Türk kavramının bir kavimle alakası yok herkes yanlış söylüyor. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu düzgün söylüyordu, biz onunla hayli konuştuk. Bu benim 20 yıldır anlattığım mesele, kitabım da o konuyu anlatır.

Türk kavramı bin yıldır neyse yani eşittir İslam demektir. Yani İsmet Özel’in dediği gibi Allah’ın kılıcına Türk denir. Türk bir kavmin adı değildir. Özbek olabilirsin, Tatar olabilirsin yani Türk dediğin, yani Yörük Türk mü ki?” ifadelerini kullandı.

Şahsuvaroğlu’nun ayrıca terör örgütü İBDA-C’nin elebaşı Salih Mirzabeyoğlu için özgürlük istemişti.

Şahsuvaroğlu, o videoda da şu ifadeleri kullanmıştı:

“12 Eylül öncesinde gençlik çeşitli kamplara bölündü. Bunda ideolojik faktörler, inanç faktörleri, tarihsel motivasyonlar ve tabii ki uluslararası güçlerin Türkiye üstündeki hedefleri etkili oldu. Fakat o dönemde ne varsa çatışmaya dair bütün bu yaralar sarılmaya çalışıldı.

En son Ülkücülere yapılan bir haksızlık vardı. 313. Madde dolayısıyla diyelim ki başka örgütler onlarca cinayet işlese bile tek bir idam cezasıyla cezalandırılıp o da sonuçta hukuksal gelişmeler ne gelişme gösterdiyse o minvalde bir cezaya mahfuzsa, o kadarı bir haksızlık vardı.

O da giderildi. Handiyse içlerinde 12 Eylül’ün kırgınlıklarını, kızgınlıklarını taşıyan hiç kimse kalmadı denilebilir.

Bu anlamda 12 Eylül öncesi Akıncı gençler içerisinde önemli bir liderlik rolü oynayan Salih Mirzabeyoğlu’ndan başka da neredeyse içeride kimse kalmadı.

Dolayısıyla bu konuda haksızlıklar yapılması gençlik üzerinde acıların sürdürülmesi abestir. Ben de yakından tanıdığım ve büyük gadre uğramış Salih Mirzabeyoğlu’na özgürlük istiyorum.”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir