Televizyonda dizi dizi ahlâksızlık izliyoruz

featured

TV dizileri, geleneksel Türk aile yapısını ve dünyaya örnek ahlak anlayışımızı temelinden dinamitleyen bir sürecin silahına dönüştü. Cinsel öğeleri sonuna kadar istismar eden diziler, reyting garantisi olarak gördüğü bu yöntemle her türlü yozlaşmaya meşruiyet kapısı açıyor.

Nasıl ‘genel izleyici’ olur!

Reyting bahanesine sığınılarak dizilere katılan cinsel sos (!) çocukları da hedef alıyor. Çocukların psikolojisi bozuluyor, bilinçaltı zararlı unsurlarla dolduruluyor. Dizilerin ’genel izleyici’ amblemi altında ve çocukların uyumadığı saatlerde yayınına izin veren RTÜK’e de büyük tepki var.

Şiddetten tecavüze varıncaya kadar her türlüsünün yeraldığı, yatak sahneleri ile dolu, çocuklara karşı cinselliğin normalleştirildiği, parçalanmış ailelerin, birbirlerine ihanet eden aile fertlerinin anlatıldığı dizi filmler sabahtan akşama kadar televizyon ekranlarından eksik olmuyor. Reyting (izlenme oranı) yarışındaki kanallar dizi üzerine dizi yayınlıyor. Bazı televizyon kanalları ise artık sadece dizi kanalı haline geldi. Diğer taraftan ekonomik kriz nedeniyle geliri düşen dizi yapımcıları ile reklam pastasından aldığı payı yükseltmek için reyting savaşını sürdüren kanallar, durumu düzeltmek için bir zamanlar Yeşilçam’ın keşfettiği açık-saçık filmlerle işi götürmeye yöneldi. Toplumun temel değerlerini hiçe sayan, aile kurumunu çökertmeye yönelik diziler ekranları kapladı.

Sen Anlat Karadeniz

“Ahlaksız dizilerle toplumun aile yapısını hedef almak istiyorlar”

Ahlaksız dizilerle ailenin hedef alındığını belirten Hamit Kiraz, “Ahlaksız dizilerle toplumun aile yapısını tamamen hedef almak istiyorlar. Toplumu kendilerine benzetmek istiyorlar. Bir milletin aile yapısını yıkmadan kendi istedikleri gibi kullanamayacaklarını çok iyi bilen Batılılar, bu tür dizilerle aileyi hedef alıyor. Dizilerin, toplumdaki çöküntüye mutlak etkisi vardır. Zaten gençliğimiz üzerinde oynanan oyunlarla, özellikle çocukların ahlakını ve maneviyatını ellerinden almak istiyorlar. Bunun için de toplumun inanç ve manevi değerleri ile uğraşmak gerektiğini biliyorlar. Gençlik de bundan olabildiğince etkileniyor. Dolayısıyla burada ailelere çok büyük bir görevin düştüğüne inanıyorum.” dedi.

“Toplumdaki ahlaksızlığın dizilerle çok ilgisi var”

Dizilerin özellikle çocuklar üzerinde çok etkili olduğuna işaret eden eğitimci Yılmaz Koca da, “Ben sınıf öğretmeni olduğumdan dolayı dizilerin çocuklar üzerinde etkili olduğunu birebir görüyorum. Mesela çocuk, akşam ailesiyle izlediği diziden etkileniyor, sabah okula geldiğinde de dizilerde gördüklerini birebir örnek alarak ona göre davranıyor. Dizilerin olumsuz yanlarının çocukları olumsuz etkilediğini, veli toplantılarında söylüyoruz. Bunların hiç hoş olmadığını görüyoruz. Bence bunlarla ilgili daha çok bilgilendirme reklamları yapılmalıdır. Toplumdaki ahlaksızlığın dizilerle ilgisi vardır. Görsel olduğu için çocuklar, dizilerden kendilerine model alıyor. Dizilere olan rahatsızlıkları herkes söylüyor ama sürekli kış ve yaz dizileri devam ediyor. Dizilerin topluma etkisi çoktur. RTÜK’te sadece televizyoncular değil, sağlıkçılar, eğitimciler ve benzeri kişilerin olması daha etkili olacaktır.” önerisinde bulundu.

Toplum bunalıma sürükleniyor

Bu tür yayınlara RTÜK’ün gerekli dikkati göstermediğinin de ortaya çıktığını belirten Bostan, “Bunların genel izleyici kitlesi amblemi altında yayınlanıp, küçük yaşta çocukların da bunları izlemesi doğru değil. Bu tür şeyler özellikle küçük çocukların psikolojilerini alt üst ediyor. Bizim çocukların psikolojilerini alt üst etmemiz hiç bir şekilde kabul edilebilecek bir şey değil. Yani bu şu demektir. Kendi toplumumuza silahı kendimiz çekiyoruz. Bu hususlara dikkat edilip, bunların kesinlikle genel izleyici adı altında verilmemesi gerekiyor” uyarısında bulundu. Bostan, “Bunları küçük çocuklara izlettirmenin bir anlamı yok. Bu konulara dikkat edilmesi gerekir. Diziler bizim kültür normlarımıza da uygun olmalı. Dallasvari yerli filmleri izlettirmenin bir anlamı yok. Bizim kültür genlerimizi, onların izlerini taşıyan yerli diziler yapılması gerekir. Özellikle televizyonlar ve bu işle uğraşanların bu işe dikkat etmesi büyük bir zorunluluktur. Çünkü bu toplum büyük bir bunalıma girerse kendileri de bundan ciddi anlamda etkilenecektir” dedi. Bostan, şöyle konuştu: “Toplumu bunalıma sürüklemenin, çalkantı içine sokmanın bir anlamı yok. Özellikle ahlaki değerlerimiz ve milli kültür değerlerimize dikkat edilmesi gerekiyor. Dizilerde de bu değerlerimiz ön plana taşınmalı. Yani adam ahlaksızlık yaptıysa onu meşrulaştıracak bir yayın politikası doğru değildir. Bunlar aynı zamanda bizim kanunlarımıza göre de suçtur. Ama bunlara kimse bakmıyor, ilgilenmiyor. RTÜK’ün, bir an evvel bu işe el atması gerekir. Seyirci çekmek amacıyla bu dizileri yapıp, yayınlayanları da uyarıyorum. Kendi çocuklarının da bunlardan olumsuz etkileneceğini bilsinler. Çocuklarımızın bu olumsuz etkilenmesi sonucu toplum huzursuz olacaktır. Toplumdaki ahlaki değerler tamamen zayıflamaya başlayacak ve daha sonra da ahlaksız bir toplum haline gelecek. Bu ahlaksız toplum da aynı sıkıntıları kendileri de çekecek. Bu hususlara toplumun geleceği açısından herkesin azami bir şekilde dikkat etmesi gerekiyor.”

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir