Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci’den protestolara ilk yorum: “Arkasında başka güçler var”

featured

Boğaziçi Üniversitesi’nde geçtiğimiz günlerde eylem yapan bir öğrenci, Rektör Prof. Dr. Naci İnci’nin makam aracının üzerine çıkmış, gözaltına alınan 10 kişiden 2’si tutuklanmıştı.

Tutuklama kararına tepki gösterip basın açıklaması yapmak isteyenlere de polis müdahale etmiş ve 14 kişi gözaltına alınmıştı.

“ÜNİVERSİTELERİN İÇİNE SIZMIŞ TERÖRİSTLER”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prof. Dr. İnci’nin makam aracının üzerine çıkılmasına sert tepki göstererek “Böyle bir öğrenci olamaz. Onlar olsa olsa üniversitelerin içine sızmış teröristlerdir” açıklamasını yapmıştı.

Yaşanan olaylar sonrası Sabah Gazetesinden Ceyda Karaaslan’a konuşan Prof. Dr. İnci, durumun ifade özgürlüğüyle alakasının bulunmadığını, bunun bir zorbalık olduğunu belirtti.

İşte Naci İnci’nin açıklamalarından satır başları:

“BİR YERDEN DÜĞMEYE BASILDI”

Benim rektörlüğe atanmamla birlikte bir sakinleşme oldu. Kampüs normal hayatına dönmeye başladı. Sonra kampüs açıldı. Eğitim öğretime başladık. Ne olduysa bir şekilde bir yerden düğmeye basılmış gibi. Rektörün arabasının önünü kesmek, üniversitede huzursuzluk çıkarmak, böyle olaylarla karşılaştık maalesef.

“BOĞAZİÇİ’NE YAKIŞMAZ”

Bunun zorbalık olduğu, vandallık olduğu aşikar. Bunu hiçbir şeyle açıklayamazsınız. Siz rektörü bu şekilde durdurarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Eğer güvenlik önemleri alınmazsa bir sonraki adım nedir? Bu Boğaziçi Üniversitesi’ne yakışır bir şey mi?

“ARKASINDA BAŞKA GÜÇLER VAR”

Rektörün makam aracına çıkıp tepinmek herşeyden önce insani bir davranış değil. O protesto falan değil ki. Bu bırakın Boğaziçi Üniversitesi öğrencisini herhangi birinin yapmaması gereken bir şey. Ve herhangi bir kişiye de yapılamaz bu. Kabul edilebilir bir şey değildir. Eğer bu seviyeye getirilmişse, öğrenciler eğer bu hale getirilmişse o zaman bu bir yere dayanıyor. Yani bunun arkasında bir şey var bir arayüz. Bu bir projenin parçası. O zaman bir proje var. Buradan bir şey çıkarılacak. Daha büyük bir boyuta ulaşacak.

“17 DİSİPLİN SORUŞMASI VAR”

Yapılan şey bir disiplin suçudur. Hocasının önünü kesen, hakaret eden bu öğrencilerin tarif edilmiş disiplin suçları var. Disiplin yönetmeliğinde bunu söylüyor. Şunu yaparsa karşılığı budur. Yazıyor zaten. Biz bu tutanakları alıyoruz ve dekanlıklara gönderiyoruz. Bu öğrencinin 17 tane soruşturma tutanağı var ama hiç ceza almamış. Örneğin, kimliğini başkasına kullandırtmış. Kendi yerine başkasını kampüse sokmuş. Soktuğu kişi kimdir?

Boğaziçi Üniversitesi eskort yuvasına mı döndü? “Boğaziçili Kelepçeyi Yatakta Sever” pankartı açan kız öğrenciye tepki yağıyor…

“DEKANLAR CEZA VERMİYOR”

Danıştay rektörün disiplin yetkisini iptal etti. Rektör disiplin cezası veremiyor, soruşturma açamıyor. Kim disiplin amiri? Dekanlar, yüksek kurul üyeleri, enstitü müdürleri. Dekana gönderiyorsunuz, örneğin bir fakültenin dekanına 149 tane disiplin soruşturması göndermişiz. Bunların sadece 30-35 tanesine cevap verilmiş ve hiçbirisine suç olmasına rağmen, yönetmelikte tarif edilmesine rağmen hiçbir ceza verilmemiş. Dekanlar ceza vermiyor. Neden? Siz ceza vermediğiniz zaman iyilik yapmıyorsunuz. Dedim ya bir mahalle baskısı var. Dekanların ceza vermemesi de o mahalle baskısının bir sonucu. Ceza verseydiniz bunlar devam etmezdi.

“LİSELERE İNMİŞLER”

Bir bakıyorsunuz kapıda başka üniversitelerden gelenler var. 12 kişi gözaltına alınıyor. Bunların 4’ü Boğaziçi Üniveristesi’ne kayıtlı,8’i başka üniversiteye kayıtlı. Bir bakıyorsunuz bir lisede bir whatsapp grubu kuruluyor, Boğaziçi adına mesajlaşmalar oluyor. Liselere yapıyorlar bunu. Ne alakası var. Boğaziçi’ndaki eylemelere destek verilmesinin lisedeki öğrenciyle ne alakası olabilir.

“GÖREV ALMAK İSTEMEDİLER”

Eylemlerin daha önceki argümanı şuydu: ‘Rektör Boğaziçi Üniversitesi’nden biri değildi. Ben buranın 30 yıllık hocasıyım. Oranın asli unsuruyum. Onların bir kısmı benden ders aldı. Şimdi ki argüman ise şu: ‘Siz daha önceki yönetimde görev aldınız’. Size de teklif edildi. Bütün öğretim üyelerine ‘Gelin yardım edin. Üniversite çökmesin. İşler yürüsün’ diye. Kimse cesaret edip bunu üstlenmedi. Çünkü bir mahalle baskısı kuruyor bazı arkadaşlarımız.

“DAR BİR KESİM BUNU YAPIYOR”

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki, bu işleri yapan bu huzursuzluğa neden olan belli bir kitle var. Bunu bütün Boğaziçi Üniversite camiasının mal edemeyiz. Bizim 17 bin öğrencimiz var. Ama bunları yapan, bu vandallığı ve bu zorbalığı yapan öğrenciler ve buna destek verenler belki 25-30 kişi.”

“BASKI YAPIYORLAR”

İçerisinde emekli olan hocalarımız var ki biz onlara kampüsleri yasaklamadık, derslere devam ediyorlar. Emekli olduktan sonra da ofislerini tutuyorlar ama forumlarda yönetime karşı, yönetimin işlememesi için birçok yazılar yazıyorlar. Öbür öğretim üyelerinin üzerinde bir mahalle baskısı oluşturuyorlar. Bu korkudan dolayı kimse bir görev almak istemiyorlar. Kendisini üniversitenin sahibi ve efendisi gören belli bir grup var.

“BU MÜCADELENİN YERİ MECLİS’TİR”

‘İlla biz birisini seçeceğiz, cumhurbaşkanı onu atamak zorunda’ inadı var. Bu bizim sorunumuz değil. Bu Boğaziçi Üniversitesi’nde savaşılabilecek bir şey değil. Bunun yeri TBMM’dir.

“HUKUK YOLUYLA MÜCADELE EDECEĞİM”

Ben aklıselimin galip geleceğini düşünüyorum. Belli bir zümrenin dayatmasına bu üniversiteyi teslim etmeyeceğimi söyleyeyim. Bunu açık söylüyorum Hukuk zemininde gerekli bütün mücadeleyi yaparım. Gerek öğrencilerim adına gerekse akademisyenlerim adına üniversitemi her türlü tehlikeye karşı korumak için bunu yaparım ve yapacağım. Ama hukuk ve kanunlar zemininde.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir