Kendisini özgürlükçü bir hareket olarak tanımlayan LGBT hareketinin öne çıkan özelliklerinden birisi de kendisini kapsayan bir sınırının olmaması.
“İNSAN-HAYVAN EVLİLİĞİ” GÜNDEMDE
LGBT konusunda yakın geçmişte ve halen günümüzde pek çok yerde hemcinslerin evliliği uzak bir ihtimal olarak görülürken bazı ülkelerde bu durum normalleşme sürecine girmektedir.
Ülkemizde de gündeme gelen insan-hayvan evliliği hususuna da kamuoyunun bir kısmı tarafından ihtimal dışı olarak bakılsa da bu tarz “birlikteliklere” ilişkin örneklerin dünyada görülmeye başlandığı ve hatta ünlü isimlerin böylesi bir konuda adlarının geçebildiği anlaşılmaktadır.
“KEDİMLE EVLENMEK İSTİYORUM”
Örneğin dünyaca ünlü modacılar arasında gösterilen Karl Lagerfeld kedisi ile evlenmek istediğini dile getirmişti. Katıldığı bir televizyon programında Lagerfeld, “insanlar ve hayvanların henüz evlenememesi üzücü” demişti. Bir kediye bu şekilde aşık olabileceğini hiç düşünmemiş olduğunu sözlerine ekleyen Lagerfeld’ın ölümünün ardından mirasın kediye kaldığı yönünde haberler yapılmıştır.
MİDİLLİ İLE EVLENDİ
Bunun yanı sıra hayvanlarla evlenen insanlara yönelik pek çok örneğin de daha önce basına yansıdığı bilinmektedir.
Mark Matthews adındaki adam 1992 yılında Pixel adını verdiği midillisiyle evlendi. Birlikte tv progamına bile çıktılar ama, program yayınlanmadı. Video paylaşım sitelerine düştü.
2005 yılında Sharon Tendler adındaki İngiliz milyıner Cindy adında bir yunusla evlendi.
İLK RESMİ İNSAN-HAYVAN EVLİLİĞİ
Ayrıca 2014 yılında ABD’nin California eyaletinde bir erkeğin bir köpekle ilk kez “resmi bir şekilde” evlendiğine ilişkin haberler ortaya çıkmış ve söz konusu “evliliğin” resmi bir organ tarafından “tanınan” ilk insan-hayvan evliliği olduğu kaydedilmiştir.