BBC’nin haberine göre, Hindistan’da Kovid-19 nedeniyle çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesiyle krematoryumlarda yer kalmamasının ardından, ölüler geçici olarak inşa edilen mekanlarda yakılmaya başladı. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin yakınlarının, ölülerini yakmalarına izin verilmeden önce saatlerce beklemek zorunda kaldığı ifade edildi.
Başkent Yeni Delhi’de Sarai Kale Han krematoryumunda en az 27 yeni platformun inşa edildiği, krematoryum çevresindeki parka 80 platformun daha eklendiği bilgisi paylaşıldı.
Gece yarısına kadar çalışıyorlar
Krematoryum görevlileri, sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar çalıştıklarını belirtirken, bir yetkili, Indian Express gazetesine yaptığı açıklamada, daha fazla platforma ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Yeni Delhi’de giderek artan ölü sayıları nedeniyle cesetlerin yakılması için otopark, park ve boş alanların geçici krematoryumlara dönüştürülmesinin planladığı kaydedildi.
Günlük 323 bin yeni vaka
Hindistan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 323 bin 144 vaka tespit edilirken toplam vaka sayısı 17 milyon 636 bin 307’ye yükseldi.
Son 24 saatte 2 bin 771 kişinin Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiği ülkede, günlük can kaybı sayısı da salgının başından bu yana görülen en yüksek noktaya ulaştı.
Hindistan’da Kovid-19’dan ölenlerin sayısı 197 bin 894’e yükseldi.
Covid-19 salgınından en fazla etkilenen ülkelerden biri olan Hindistan’da günlük vaka sayısı rekor kırarak yükselişini sürdürüyor. Hindistan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 323 bin 144 vaka tespit edilirken toplam vaka sayısı 17 milyon 636 bin 307’ye yükseldi.
Uzmanlara göre artışın en büyük nedenleri ise varyantlar, festivaller ve salgına karşı kayıtsızlık.
Peki artık ölülerin yakıldığı krematoryumlarda yer kalmadığı bildirilen ülkede salgın nasıl kontrolden çıktı?
“Hazırlıksız yakalandık”
Hindistan’daki Ashoka Üniversitesi Biyolojik Bilimler Okulu’nun virolog ve direktör Shahid Jameel Euronews’e verdiği demeçte, vaka sayısındaki artışın aşı tereddütleri de dahil olmak üzere “birçok faktörün bir araya gelmesi” nedeniyle yaşandığını dile getirdi.
“İnsanların hazırlıksız yakalandığı” için ikinci dalganın çok daha sert vurduğunu söyleyen Jameel’e göre, son dalgalanmayı tetikleyen üç temel faktör ise kayıtsızlık, varyantlar ve virüsün yayılmasını kolaylaştıran büyük toplanmalar.
Nasıl bu kadar kötüleşti?
İlk dalga eylül’de zirveye ulaştı ve sonraki aylarda günlük vakalar istikrarlı bir şekilde azaldı; aşılama çalışmalarının sayesinde görünen iyileşme o kadar başarılı görünüyordu ki, ülkenin sağlık bakanı Mart ayı başlarında pandeminin “sonunda” olduklarını ilan etti.
Öyle ki, Covid-19 aşılama verilerinin derlendiği “Ourworldindata.org” internet sitesine göre, Hindistan, ABD ve Çin’in ardından “dünyada en fazla aşı yapılan 3. ülke” oldu.
Bunun ardından sosyal mesafe gibi uygulamalar da rahatlamalar görüldü, yetkililer de tedbirler konusunda daha gevşek davrandı. Bazı eyaletler ihtiyatlı davranıp ikinci bir dalga için hazırlıklar yapsalar da, bunların hiçbiri yeterli değildi ve kimse büyük bir yaklaşan dalgayı önceden tahmin etmedi.
Dolayısıyla ilk dalganın ardından vaka eğrisi şubattan itibaren ilkinden çok daha büyük bir dalga oluşturdu.
Vakalar mart ayı başlarında yukarı doğru çıkmaya başladı, ayın sonunda günlük vaka sayısı ayın başından altı kat daha fazlaydı.
Hükümet ne yaptı?
Ülkede Covid-19 salgınının başlangıcında 24 Mart ile 30 Mayıs 2020 arasında genel sokağa çıkma yasağı ve karantina tedbirleri uygulandı.
Ekonomik etkinlikleri durma noktasına getiren tedbirler yılın ikinci çeyreğinde yüzde 23,9 küçülmeye ve yaklaşık 140 milyon kişinin işsiz kalmasına yol açtı.
Başbakan Narendra Modi de ekonomik toparlanmaya zarar vereceği endişesiyle vaka artışını önlemek için vakaların yoğun olduğu Maharaştra eyaleti ile başkent Yeni Delhi ve çevresinde kısmi sokağa çıkma yasakları haricinde ülke genelinde yeni bir kapanmaya gidilmesine sıcak bakmadı.
Ancak hükümet, krizin boyutu derinleşince harekete geçti. Modi, 20 Nisan’da ülkeye hitaben yaptığı konuşmada, durumun aciliyetini kabul ederek, hükümetin eyaletlere 100 bin yeni oksijen tüpü dağıtmaya çalıştığını ve tıbbi kullanım adına tedariği serbest bırakmak için endüstriyel amaçlarla tüm oksijen kullanımını askıya aldığını söyledi.
