Ebru Şallı’nın evlat acısı dinmiyor! Hayatını kaybeden oğlu Pars’ın doğum gününde duygusal paylaşım…

featured

Erbu Şallı’nın Harun Tan ile evliliğinden dünyaya gelen oğlu Pars Tan, geçtiğimiz yıl nisan ayında uzun süre mücadele ettiği lenfomaya yenilerek hayatını kaybetmişti.

Oğlunun acısıyla sarsılan ve zor günler geçiren Ebru Şallı, Pars’ın doğum gününü sosyal medya hesabında kutladı.

“İYİ Kİ SENİ DOĞURMUŞUM”

Her fırsatta ‘Ponçiko’ya olan özlemini dile getiren Şallı, sayfasında oğlunun fotoğraflarını paylaştı.

Ebru Şallı, fotoğrafların altına “Seni tarifsiz seviyorum Ponciğim… İyi ki doğdun meleğim benim… Doğum günün kutlu olsun! İyi ki seni doğurmuşum… Bana yaşattığın her şey için, mesajların ve işaretlerin için sana teşekkür ederim… Eşsiz kokun hep hücrelerimde benimle hep , her an meleğim… Tüm Türkiye şahit oldu meleklerde yaşar…” notunu düştü.

“HİÇ KOLAY DEĞİL”

Ebru Şallı, Pars’ın ölümünden sonra yaşadıklarını şöyle anlatmıştı:

“Hayatta durmaya çalışıyorum. Hiç kolay değil yaşamayanın anlayabileceği gibi bir durum yok ortada. Onunla bağlantım hep devam ediyor, sonsuza kadar da edecek. Çok büyük ve kutsal bir bağ. Çok özlüyorum.Ve bazen onun kokusunu duyuyorum işte o anlar beni zorluyor tabii. Eşsiz melek kokusu arada bir geliyor bana, şükrediyorum. Onunla yaptığımız her şeyi devam ettirmeye çalışıyorum. Devam ettirip daha fazlasını da yapacağım gücüm yettikçe.

“O HASTANE ODASI BENİM İÇİN CENNET BAHÇESİYDİ”

“Tanıyan Pars’tan çok etkilenirdi. ‘Bu nasıl bir çocuk’ derlerdi. Gerçek bir melekti. Bu hayatta bir melek doğurmuşum ve dokuz yıl bir melek ile yaşamışım. Kimseyi kıramaz, azıcık üzüldüğü an onu toparlamaya çalışır, müthiş bir sevgi çıkıyordu içinden. Pars hep başkaydı. Boyun ağrısı üzerine hastaneye gittik. Doktorlar bir hafta boyunca çabalamalarına rağmen tam olarak sorunun ne olduğunu bulamadılar, kan tahlillerinin iyi çıkmasına rağmen ağrısında bir değişiklik olmadı. Ultrasonda da çıkmadı.

MR çekildi, o zaman öğrendik. İlk duyduğunuz an bir annenin ya da babanın dünyasının yıkıldığı an. Çok büyük bir acı. Meğer ağrıları zaman zaman yaşıyormuş ve ‘geçer’ diye düşünüp söylemiyormuş. İlk defa okulda ağladığı bir an oldu, ağrısı çok fazlaydı. Çok hızlı ilerleyen bir türdü…”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir