İhanetin adına ‘Bayrak’ dediler! Demokrasinin kara lekesi: 12 Eylül darbesi…

Sabah 4’te “Bayrak Harekâtı” adıyla darbe yapan cunta, anayasayı kaldırdı, meclisi lağvetti. Sokağa yasak koyup, siyasileri sürgüne gönderdi. Acısı yıllarca kapanmayacak idamlar ise hala hafızalarda...

featured

Türkiye demokrasi tarihine kara leke olarak geçen 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 42 yıl geçmesine rağmen geride bıraktığı acılar ilk günkü tazeliğini koruyor. Evren’in talimatı üzerine, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Saltık, 4 aylık çalışma sonucunda ülkeyi karanlığa sürükleyecek “Bayrak Harekatı” adı verilen darbe planını hazırladı.

Ardından ordu komutanlarına, 11 Temmuz saat 04.00’te harekete geçileceği bilgisi verildi. Ancak Süleyman Demirel’in başbakanlığındaki hükümetin 2 Temmuz’da güvenoyu almasıyla darbeciler bu planı erteledi. Tarihler 12 Eylül’ü gösterdiğinde, Türkiye demokrasisine darbe vuracak plan, sabaha karşı uygulandı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun’dan oluşan darbeci Milli Güvenlik Konseyi, bütün yetkileri ele aldı.

Anayasayı kaldıran darbeciler, ardından TBMM’yi lağvederek antidemokratik faaliyetlerine hız verdi. Ülke genelinde sıkıyönetim ilan edildikten sonra sivil toplum kuruluşlarını hedef alan darbeciler, Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışındaki dernekleri kapattı.


Siyasi partilerin kapısına kilit vuran darbeciler, Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit’i Hamzakoy, Necmettin Erbakan ile Alparslan Türkeş’i ise Uzunada’ya sürgüne göndererek siyasi yasaklar getirdi.

Antidemokratik uygulamalarına her gün yenisini ekleyen darbeciler, acısı yıllarca hafızalardan silinmeyecek idam kararlarına da imza attı. Takvimler 9 Ekim 1980’i gösterdiğinde sol görüşlü Necdet Adalı ile ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi. 17 yaşındaki Erdal Eren’e de idam cezası verildi.

Eren’in idam hükmü, Yargıtay tarafından 2 kez iptal edilmesine rağmen Milli Güvenlik Konseyince onaylanan kararla ve yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980’de Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde infaz edildi. Kenan Evren’in Eren için söylediği “Asmayalım da besleyelim mi?” ifadesi, darbecilerin insan hakları ihlali konusunda sınır tanımayacaklarının itirafı oldu.

Kanlı uygulamaların yanı sıra demokrasinin askıya alındığı süreçte 650 bin kişi gözaltına alındı, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi hakkında idam talep edildi. 517 kişi ölüm cezasına çarptırıldı ve 50 kişi hakkında idam kararı yerine getirildi.

30 YIL SONRA YARGILANDILAR

Darbeci generallerin belirlediği danışma meclisinin hazırladığı anayasa, 1982’de “güdümlü” referandumla yüzde 92’lik evet oyu aldı. Evren ve diğer darbeciler, darbe anayasasına dahil ettikleri “geçici 15. madde” ile ömür boyu dokunulmazlık hakkı kazanarak olası bir yargılanmaya karşı önlem aldı.

Ancak “Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanamayacağına” dair geçici 15. madde, 12 Eylül 2010’daki referandumla anayasadan çıkarıldı. Böylece darbecilerin yargılanmasının önü açıldı.

18 Haziran 2014’te Milli Güvenlik Konsey üyelerinden Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya, müebbet hapis cezasına çarptırıldı, 2 darbecinin rütbelerinin sökülmesine karar verildi.

Ancak dosya Yargıtay’dayken Evren 10 Mayıs 2015’te 98 yaşında, Şahinkaya ise 9 Temmuz 2015’te 90 yaşında öldü. Dava ise düşmüş oldu.

Fotoğraflarla 12 Eylül 1980 Darbesi

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir