Cem Uzan: “Çalınan, yağmalanan mallarım son kuruşuna kadar geri verilecek”

featured

İşte Cem Uzan’ın açıklamalarından satır başları:

Türkiye çok kötü gözüyor, felaket. Ekonominin hali, enflasyonun, dövizin, işsizliğin hali ortada. Bugün Avrupa sınırlarını açsa gençler Türkiye’de durmaz.

Türkiye’de yüzde 80 yargıya güvenmiyor. Eğitim yazboz tahtasına döndü. AKP Cumhuriyetin fabrika ayarları ile oynadı. Bugün yapılması gereken fabrika ayarlarına geri dönülmesi gerekiyor.

2 türlü reform yapılır. Ya yönetimi değiştirirsiniz, ya da yönetim aynı yönetimse, yönetimin kafayı değişmesi lazım.

İktidarın önünde 2.5 sene var, bu sürede reform yapabilmeleri için kafalarını değiştirmesi lazım. Kesilen Maliye Bakanı o makama gelme liyakati yoktu. Cumhurbaşkanı’n en yakın aile ferdi olduğu için getirildi. Türkiye Cumhuriyeti aile şirketi değildir.

Türkiye’de her şey Saraya soralım, Cumhurbaşkanına soralım seviyesinde. Varlık Fonu kurulduğunda para arıyorlardı, yardım edelim diye ben aradım. Kapı duvar oldu. Cem Uzan ile konuşmayı gurularına yediremiyorlardı. Türkiye’nin çıkarları için konuşmak zorundasınız. Türkiye’ye birkaç milyar dolar gelecekse konuşacaksınız. Telefonum var, arar konuşurlar.

Katar’dan gelen para AKP’nin kendi parasıdır. Katar Devleti’nin parası değildir.

Katar Devleti’nin, Erdoğan’a verdiği uçak karşılıksız olmaz. Kimse kimseye 500 milyon dolarlık uçak hediye etmez.

Borsa İstanbul, kasadaki naktin yüzde 10’u karşılığında satılıyor. Bunların hepsi gizli yapılıyor. Köprü ücretleri bile ticari sır haline geldi. Bunlardan neden kaçılıyor, hesabı neden verilmiyor. 2002’de AKP şeffaflık diyordu. Bu zihniyet değişmediği sürece ekonomi, hukuk reformu olmaz.

Sene 2003’tü, davalar zinciri geleceği belliydi. İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu bana bakan yetkisi ile yurtdışına çıkış yasağı getirdi. 24 saat evim gözleniyordu.

Hayatımla tehdit edildikten sonra yabancı dostlarım uyardı. Sana kumpaslar kuruluyor diye. Askerliğimi yaktılar. 44 yaşında er olarak askere göndermeye kalktılar.

Hala devletin içerisinde bazı çeteler, Fransa’da evime girdiler. Haneye tecavüz ettiler. Davada ceza aldılar. Türkiye Cumhuriyeti devletini Fransa’daki evine haneyi tecavüzden ceza verdiler. Bu ayıp değil mi? 45 gün sonra avukatım Fransa’da olduğumu açıkladı. Tatile gitmiştim, buhar olmuştum.

Günün belli bir bölümünü kendime ayırıyorum, gündemi takip ediyorum. Bazı ticari faaliyetlerim var. Davalarla uğraşıyorum. Kimse zannetmesin bu davalar bitti. Bana ve aile bireylerime yapılan haksızlıklar telafi edilecek. Alınan, çalınan, yağmalanan mallın bedelleri son kuruşuna kadar tahsis edilecek.

Telsim, Hakan Uzan’ın eseridir. 9 milyar dolara satmadık, 4.5 milyar dolara sattılar. Kimler rüşvet aldı hepsini biliyorum. Yemedik, içmedik ülkemize yatırım yattık. 11 tane çimento fabrikası vardı, Limanları mı söyleyim. Her şeyi ile Türkiye’ye adanmış haksızlığa uğrayan babam, ben ve kardeşim.

Berke Barajı’nın açılışında Devlet Bahçeli’nin yaptığı konuşma metnini bana bir gazeteci gönderdi. Bu barajı yok ettiler. Ben nasıl hukuka güveneceğim de Türkiye’ye döneceğim.

Bankada bir kuruş usulsüzlük yok. Bütün suçlamaları yapan polis müdürleri, polisler sahte evraktan içerde. Mahkumiyetleri veren hakimler içeride. Bana biri 17-18 sene hapis cezası verdi. Aynı Ergenekon ve Balyoz kumpasları ilk defa Uzan ailesinde denendi. Haksızlık karşısında cinnet geçiriyorsunuz. Benim küçük kızım 2 aylıkken ceza mahkemesine verildi. Cumhurbaşkanı benim haberim yok diyemez. Telefi etmek onun sorumluluğundadır.

Hakkımda 40 küsur kesinleşmiş hapis cezası var. 24 sene ceza verdiler, davacının eşi mahkeme başkanı. Avrupa’da buna gülüyorlar. Hanefi Avcı kendi söylüyor, Anayasa Mahkemesi’ne gidip baskı yaptım dedi. Ama millet bunu değiştirecek, bunlar değişecek. Bugün Türkiye’de yargı bağımsızlıkları askıya kaldırdılar. Bahçeli bu işe nasıl bakıyor bilmiyorum. Erdoğan’ın notunu zaten ortada. Yargı reformu lafta kalır. Bunun Avrupa’ya şirin gözükmek için yapılmasının bir karşılığı somuta dönmediği sürece karşılığı yok.

Türkiye’de bugün yargıya güven sıfırdır. Odatv’deki Barışlar, Müyesser hanım neden içeri girdiler.

İmar Bankası kumpasında insanlar senelerce içeri yattı. Benim amcam 10 sene hiç alakası olmadığı halde içeride yattı. Mağduriyetler ne olacak. Bu mağduriyetleri bu millet er yada geç düzeltecektir.

Türkiye’nin kendine belli hedefler koyması lazım. Avrupa Birliği’nin bir parçası olması lazım. Benim, Genç Parti’nin en büyük hedefi budur. Avrupa’nın hukuk sistemine baktığınızda hukuk sistemleri aynı. Medeni Kanunu İsviçre ve Fransa’dan alıyoruz. Sonra değiştire değiştire ortaya enteresan bir şey çıkıyor.

Avrupa Birliği’nin normlarını alın, çevirin, mührü basın geçin. O zaman mahkemeler hakkaniyetle karar verecek. Zaten işleyeni var. Neden her tarafını bir daha bir daha değiştiriyor. Alın size reform 3 ayda yaparsınız.

Türkiye’ye döneceğim, birgün adalet işeyecek, yeniden yargılama yolu açıldığı gün Türkiye’deyim. 60 yaşındayım, içeri girip 100 yaşında mı çıkacağım. İran’da da Humeyni için idam kararları vardı. Milyonlar döndürdü.

Aydın Doğan, Erdoğan için muhtar bile olamaz diye Hürriyet’te manşet attırdı. Bakın ne oldu?

Bir gün bu kararlar değişecek.

Ben ölümle tehdit edilmesem Türkiye’den gitmeyecektim. Gittiğimde bir gün mahkumiyet kararı yoktu.

Zekeriya Öz beni ölümle tehdit etti. Suratıma söyledi. Birgün evde oturuyorum. Bir tane telefonum dinlendiğini biliyorum. Evde toplantı yapıyordum, Cem bey dedi. Ben emniyetten arıyorum dedi. Sizi dedi savcı çağıracak… Bir dakika bir dakika avukatımı tesadüf yanımda avukatıma verdim, konuştu. Adliyeye gittik. En üst kata çıktık, kimse yok. Avukata sen giremezsin dediler. Zekeriya bey ve 2 savcı daha… Diğerlerini hatırlamıyorum.

Benim yurtdışındaki davalarım, el konulan malvarlıklarım üzerinde gezdi konular. Levent Ersöz ile soru sordular. Jandarma karakolunda çekilmiş bir video gösterdiler. Bu siz misiniz dediler. Evet benim dedim. Bunun için çağırmışlardı.

Bu davalarla neden uğraşıyorsun, hayatını düşün dedi. Bunu 2-3 defa söyledi. O günler bunların esip, kükreyip içeri aldıkları Zekeriya Öz’ün imparator olduğu günler. Çoluğunu, çocuğunu düşün diyecekler. Elim ayağım boşaldı. Ben içeride 1.5 saat kaldım. Sorgu 3 dakika sürdü. Avukatımı içeri almadı. Tehdidin şahidi yok başka. Çıktım. Düşündükten sonra birkaç dostumu, yabancı kıymetli bir dostumu çağırdım. Telefonda konuşmadığım bir dostum. Bir gün sonra senin için Check Up etme vakti dedi. Ondan sonra Türkiye’den çıktım.

Hakan Uzan kardeşim Fransa’da. Genç Parti’nin Genel Başkanı Hakan Uzan, benimle birlikte. Babam hayatta, 87-88 yaşında.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir