Bugün diyoruz ki: “Parola vatan, işareti namus, o halde görev başına.”

featured

Türk Ordusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde silah arkadaşları ile birlikte 9 Eylül günü İzmir’i düşman işgalinden kurtardı. Sakarya Meydan Muharebesi ile başlayan Türk ordusunun şanlı zaferleri Yunan askerlerinin denize dökülmesi ile son buldu. İşte İzmir’in düşman işgalinden kurtuluş öyküsü…

İzmir’in işgalinden sadece 4 gün sonra, 19 Mayıs 1919 günü Samsun’da vatan ve millet aşkıyla dolu bir milletin düşmana karşı kurtuluş mücadelesi başladı. O mücadelenin başında Mustafa Kemal Atatürk vardı…

26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başladı. Düşman orduları Türk askerlerini karşılarında görünce kaçtı. 1 Eylül 1922 tarihe altın harflerle kazındı. Mustafa Kemal, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” dedi.

9 Eylül 1922’de tarih yazıldı. İzmir’deki Hükümet Konağı’na süvarileriyle giren Yüzbaşı Şerafettin Bey, Yunan bayrağını söküp Türk Bayrağı’nı dikti.

Önce 8 Eylül sabahı Manisa kurtuldu, sıra İzmir’e geldi. 9 Eylül sabahı da ilk birlikler İzmir’e girdi. Türk askeri halkın sevinç gösterileri ile karşılaştı. Hükümet Konağı’na ve Kadifekale’ye Türk Bayrağı çekildi. Mustafa Kemal 9 Eylül 1922 günü karargahı ile Belkahve’ye gitti. Bir incir ağacının altında Kadifekale’de şanlı bayrağımızın dalgalandığı İzmir’i seyretti.

Attilâ İlhan İzmir toplantısında şöyle demişti: “Birinci vazifemiz, Türk İstiklalini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdaafa etmektir. Bu, bizim en büyük hazinemizdir. Ama bu hazineyi, istikbalde dahi elimizden almak isteyecek olan harici ve dahili bedhahlarımız olacaktır. O bedhahlara karşı aynı mantıkla direnebilmeliyiz. O bedhahlar, Mustafa Kemal Paşa’nın nutkun sonunda belirttiği ‘bedhahlar’dır. Durum artık o raddededir.
Onun için diyoruz ki: ‘Parola Vatan, İşareti Namus’ O halde görev başına.”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir