Bedir Gecesi nedir, ne zaman? Bedir Gecesi yapılacak ibadetler! Ramazan’ın 17’inci gecesinin faziletleri

Ramazan-ı Şerif’in 17’inci gecesi yapılacak ibadetler, kılınacak namazlar paylaşıldı. Bol mağfiret ve bereketin dağıtıldığı Ramazan’ın, 17’inci gecesinin Bedir Gecesi olduğu söyleniyor. Bedir Gecesinin faziletleri de saymakla bitmiyor.

featured

Leyletül Bedir, yani Bedir gecesi hem bir yerin ismi hem de dolunay anlamına geliyor. Dolunay gecesine de leylet-ül bedir deniliyor. Leylet-ül Bedir, Boşnakça yazılışıyla Lejlet-ul Bedr, Bosna-Hersek’te Müslümanların Bedir savaşında cenk eden Hz. Peygamber ve ashabını anmak için belirledikleri gece.

BEDİR GECESİ NEDİR, NE ZAMANDIR?

Bedir Savaşı Hicret’ten sonraki ikinci yılda Ramazan ayının 17’sinde gerçekleşti. Dolayısı ile Ramazan’ın 16. gecesi, tıpkı bir kandil gecesi gibi Bedir şehitlerini ve gazilerini anma gecesi. Bu geleneğin nerede başladığı ve neden sadece Bosna-Hersek’te devam ettiği biliniyor. Bu istisnai anma törenini Boşnaklar için anlam taşıyor.

Vatan için can verenler yine bir hilalin gölgesinde ebedi yolculuğuna çıkar. Bedir Gecesi, işte bu kahramanların, Bedir’den bu yana canlarını din ve devlet için feda etmekten çekinmeyen kahramanların anıldığı bir gecedir.

Bin aydan daha hayırlı olan mübârek Kadir Gecesinin aranması gereken gecelerden birinin de 17. gece olduğu anlaşılıyor. Bu mübârek gecenin günü de, Bedir Gazvesinin vuku bulmuş olması yönüyle ayrıca önem taşıyor.

Ramazân-ı Şerîf, geneli itibarıyla fazîletli bir ay olmakla beraber, içerisinde bulunan bazı gecelerin hususî fazîletleri de söz konusudur. Bu fazîletli gecelerden biri de 17. gecedir.

Büyük muhakkik İbnü Receb el-Hanbelî (Rahimehullâh) Letâifü’l-Me‘ârif nâm eserinde bu konuyla ilgili rivâyetleri toplamış ve Kadir Gecesi’nin, Ramazân-ı Şerîfin 14 veya 17. gecesine tevâfuk edebileceğine dair rivâyetleri de kaydetmiştir.

Nitekim İbnü Mes‘ûd (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Onu Ramazânın on yedinci gecesinde arayın.”[1]

Zeyd ibnü Erkam (Radıyallahu Anh)a Kadir Gecesi sorulduğunda: “Şüphe etmeksizin ve inşâallâh deme lüzumu dahi hissetmeksizin diyorum ki; on yedinci gecedir, Kur’ân’ın indiği gecededir. Hakla batılın ayrıldığı o Furkan gününün sabahında o iki ordunun buluştuğu günün gecesidir” buyurmuştur.[2]

BEDİR GAZVESİ RAMAZAN’IN 17’İNCİ GÜNÜNDE VUKU BULMUŞTUR

İki ordunun buluşup da hakla bâtılın birbirinden ayrıldığı, furkan niteliğini hâiz olan Bedir Gazvesi de Ramazân-ı Şerîf ayının on yedinci gününde gerçekleşmiştir. Abdullah ibnü Mes‘ûd, Ali ibnü Ebî Tâlib, Hasen ibnü Ali, Urve ibnü Zübeyr, Ebû Bekir ibni Abdirrahmân, Âmir ibnü Rabî‘a, Zeyd ibnü Erkam, Zeyd ibnü Sâbit ve Amr ibnü Hureys (Radıyallâhu Anhüm) gibi pek çok sahâbî, Bedir Gazvesinin, Ramazân-ı Şerîf ayının on yedinci gününde, Cuma günü vuku bulduğunu belirtmişlerdir.

Kur’ân-ı Kerîm’de: “…Eğer siz Allâh’a ve o iki ordunun karşılaştığı gün; (Bedir’de hakla bâtılın ayrıldığı) o Furkan günü kulumuz (Muhammed Mustafa’y)a indirmiş olduğumuz şeylere (o âyetlere, meleklere, fetihlere ve yardımlara) inanmış bulunduysanız…”[3] şeklinde ehemmiyeti vurgulanmış olan bu günü, gecesiyle beraber özellikle Zeyd ibnü Sâbit (Radıyallâhu Anh)ın ve Medîne ehlinin ihyâ ettiği haber verilmiş, Mekke ehlinin de o gece sabaha kadar ibâdet ettikleri ve umre yaptıkları kaydedilmiştir.

SELEF-İ SALİHİN 17’İNCİ GECEYİ ÖZELLİKLE İHYA ETMİŞLERDİR

Rivayete göre; Zeyd ibnü Sâbit (Radıyallâhu Anh) on yedinci geceyi ihyâ ettiği kadar, Ramazân-ı Şerîfin hiçbir gecesini ibâdetle geçirmezdi ve: “Şüphesiz ki Allâh-u Te‘âlâ bu gecenin sabahında hak ile batılın arasını ayırmış ve şirkin önderlerini alçak kılmıştır” derdi.

İmâm-ı Ahmed (Rahimehullâh) Kadir Gecesinin on yedinci gecede aranmasına yönelik görüşünü Medîne ehlinden nakletmiştir.

Abdurrahman (Radıyallâhu Anh)dan gelen rivâyetten anlaşıldığına göre on yedinci gece Cuma gecesine denk geldiğinde, Bedir gecesine tamamen muvafık düşeceğinden dolayı, ihyâsı daha kuvvetle müstehab olur.

Ebû Cafer Muhammed ibni Ali el-Bâkır (Radıyallâhu Anhum)dan gelen rivâyete göre, Cibrîl (Aleyhisselâm) Ramazân-ı Şerîfin on beş ve on altıncı gecelerine denk gelen cumartesi ve pazar geceleri Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e inmiş, sonra Ramazân-ı Şerîfin on yedisinde pazartesi günü, Allâh-u Te‘âlâ’nın elçiliğini getirmek üzere Hira Dağında kendisine zuhur etmiştir.

Bu nakle göre; Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in nübüvvetinin başlangıcı da Ramazân-ı Şerîfin on yedisinde gerçekleşmiştir.

Ebû Mûsâ el-Medînî (Radıyallahu Anh)ın tahrîc ettiği Câbir (Radıyallâhu Anh) hadîsinde rivâyet edildiğine göre; Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) hangi güne denk gelirse gelsin, Ramazân-ı Şerîfın on yedisinde Kuba mescidini ziyâret ederlerdi.

Bütün bu rivâyetlerden anlaşıldığı üzere; Ramazân-ı Şerîfin on yedinci gecesinin ve gününün, Kadir Gecesi olma ihtimalinin bulunması ve mezkûr husûsiyetleri taşıması yönüyle özel bir önemi vardır.

BEDİR GECESİ KILINMASI GEREKEN NAMAZLAR

Ramazân-ı Şerîf ayının on yedinci gecesi Terâvih ve Vitir namazları edâ edildikten sonra, evde her rekâtta Fâtiha-i Şerîfeden sonra 3 kere Kadir, 3 kere İhlâs, 2 kere de Felâk ve Nâs Sûrelerini okumak suretiyle 10 rekât namaz kılınması tavsiye edilir. Bu namazı kılanın günahlarının affolunacağı, dünya fitnelerinden ve kabir azabından da emin olacağı nakledilir.[4]

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir