Asgari gelir altında geçiniyorlar
- Türkiye’de net asgari ücretin 2020,90 TL olduğu düşünüldüğünde, Suriyeli gençlerin yüzde 40’ı 1000-2020 TL, yüzde 22’si 2020-5000 TL, yüzde 20’si ise 600-1000 TL arasında net gelire sahip. 500 TL ve daha az gelire sahip olduğunu söyleyen Suriyeli gençler ise, katılımcıların yüzde 15’ini oluşturuyor. Dolayısıyla Suriyeli gençlerin en az dörtte üçü asgari gelir altında yaşamını sürdürüyorlar. Maaş dışındaki tek nakdi yardım kaynağı ise, devlet yardımları olarak gösteriliyor. Ancak, Suriyeli genç katılımcıların sadece %4,1’i ailelerinin sosyal yardım aldığını söylerken, %66,8’lik kısmı herhangi bir sosyal yardım almıyorlar.
- Suriyeli gençlerin eğitim hayatları sırasında karşılaştıkları zorlukların başında %34,8 ile yabancı düşmanlığı/ırkçılık gelirken, onu %21,7 ile dil sorunu izliyor. Suriyeli gençler arasında Türkiye’de halk eğitim merkezleri, TÖMER, Yuva Derneği, Kızılay gibi kurumlar üzerinden dil eğitimi aldığını söyleyenlerin oranı %40,8 iken, almanyanların oranı ise %59,2.
- Ancak, gençlerin %93,3’ü Türkiye’de herhangi bir mesleki eğitim kursuna gitmiyorlar.
İdeal iş: Sigortalı olan
- İşsiz Suriyeli gençler yaklaşık 8 aydır iş ararken, sözlü veya yazılı herhangi bir iş sınavına veya mülakatına alınmadıkları söyleyenlerin oranı %93,2. İş arayan gençlerin yarısından fazlası ise, nasıl iş arayacaklarını bilmiyorlar. “İşin sigortalı oluşu” ise 10 Suriyeli’den 7’si için ideal çalışma koşulu olarak tanımlanıyor. Onu, ücretin tatminkar olması izliyor.
- Yerel halkla etkileşim konusunda ise, üç Suriyeli gençten biri “orta düzeyde bir etkileşim” olduğunu belirtiyor. Çok kötü ve kötü diyenler ise yaklaşık yüzde 11’lik bir dilime karşılık geliyor.
- Yaşam memnuniyeti konusunda ise, Suriyeli gençlerin mevcut eğitim seviyeleri ve işlerinden görece memnun olmadıkları; ev, aile yaşamı ve sağlık ve sosyal hayatlarından görece memnun oldukları sonucuna varılıyor.
- Bununla bağlantılı olarak da, Suriyeli gençlerin %47’den fazlası ülkelerine dönmeyi, yaklaşık %51’i dönmemeyi isterken, Türkiye’den gitmeyi düşünenlerin oranı %51,6 olarak tespit edilmiş. Bu kararlarında ise, toplumdan dışlandıklarına dair deneyimlerini ön plana sürüyorlar.
- Gençlerin neredeyse yarısı Suriyeli oldukları için resmi dairelerde onlarla ilgilenilmediğini düşünürken, üçte biri Suriyeli oldukları için, akranlarına kıyasla daha kötü çalışma koşullarında çalıştıklarını belirtiyor, beşte biri bu yüzden ev kiralayamadıklarını, on kişiden biri ise Suriyeli kimlikleri sebebiyle tacize uğradıklarını belirtiyorlar. Örneğin, bir katılımcı “Eğer bir tartışma yaşanırsa Suriyelinin suçu olmasa da suçlu görüyor ve sınır dısı ediliyor” diyerek bu ayrımcılığı tarif ederken, bir diğer katılımcı ise “Bütün Suriyeliler devletten maaş alıyor diye laflar dolanıyor” diyor.
Hamile kadına ayrımcılık
Kocaeli’de geçtiğimiz günlerde bir taksici, doğum yapmak üzere olan Suriyeli kadını ‘araç kirlenir’ bahanesiyle aşağı indirmiş, Ayşe Haşim isimli kadın sokakta doğum yapmak zorunda kalmıştı. Bunun üzerine taksici gözaltına alınsa da, toplumda yerleşik önyargılar bir kez daha su yüzüne çıkmıştı.
Zira, 27 Nisan’da Suriye uyruklu Ali el Hemdan’ın (18) sokağa çıkma yasağı olduğu gün çalışmak üzere dışarı çıktığında polis ihbarına uymadığı için öldürülmesinin üzerinden sadece bir ay geçmişti. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Suriyeli Fettah El Hamudi (21) cep telefonunu vermek istemediği gaspçılar tarafından Gaziantep’te sokak ortasında bıçaklanarak öldürüldü.
Raporu Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın (TOG) desteğiyle hazırlayan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. Ulaş Sunata, Hatay’da geçici koruma altındaki gençlerin ülkelerine geri dönme veya Türkiye’den ayrılma eğilimlerinin İzmir’deki akranlarına oranla çok daha yüksek gözlemlendiğini belirtiyor.
Euronews Türkçe’ye konuşan Sunata, “Hatay’daki gençler kendilerini giderek daha sıkışmış hissediyorlar. Buradaki mülteci oranı daha yüksek olduğu için halkla temasları artıyor ve bu temas iyi yönetilemediği, gençler de yaşları gereği çok aktif oldukları için yerel düzeyde sürtüşme artıyor” diyor.
İzmir’deki gençlerle halkın entegrasyonu ise Hatay’a kıyasla çok daha iyi bir şekilde ilerliyor. İzmir’de tarımla ilgilenen Suriyeli genç oranı ise artış eğiliminde.
“Suriyeli gençlere yönelik ayrımcılık, tükenmişliğe yol açıyor”
Sunata’ya göre, “Suriyeli gençler entegre olmaya açıklar, ama yerel düzeyde ayrımcılığı görünce hayata karşı öfkeleniyorlar. Sahada gördüğüm çok parlak gençler vardı ama diploma denkliği alamadıkları için hiçbir şey yapamıyorlar. Bu da tükenmişliğe ve öfkeye yol açıyor. Ayrıca dil bariyerleri halen çok güçlü. Geçim derdinden dolayı dil eğitimi kurslarına vakit bulamıyorlar, veya STK’ların ücretsiz verdiği kurslar gençlere yeterince erişemiyor.”
Dolayısıyla burada mültecilerle çalışan STK’ların da dil eğitimi kurslarının etkinliği ve erişilebilirliğini de yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Bir diğer açıdan, rapor bulguları, kaynakların da doğru dağıtılmadığı noktaları göz önüne seriyor.
Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi’nin bu raporunun amacı, Suriyeli gençlerin yaşadıkları sorunlara işaret edip bunlara yönelik projeler üretilmesini teşvik etmek.