CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, sağlık sisteminin birinci basamağı olan aile hekimlerinin iş yükü ile ilgili hazırladığı raporda; aile hekimlerine müracaatın arttığı, uygunsuz rapor taleplerinin şiddeti getirdiği, devletin hekimleri yalnız bıraktığı ve ‘Beyaz Kod’ uygulayanın açığa alındığı tespitleri yapıldı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, aile hekimlerinin genel ve pandemi dönemi sorunlarını tüm boyutları ile ele alan ve çözüm önerilerini sunan kapsamlı bir rapor hazırladı. Aile hekimlerinin üzerindeki iş yüküne dikkati çeken İlgezdi,  “Tüm bu fedakârca çalışmalara rağmen aile hekimlerine Sağlık Bakanlığı tarafından mart-nisan ve mayıs ayları için ek ödemeleri verilmemiştir. Aksine hastasından virüs kaparak izole olan, hastanede yatan aile hekimlerinin maaşları kesilmiştir. Son derece önemli bir sağlık hizmeti veren, salgın öncesindeki hizmetlerini de aksatmadan yürüten, aile hekimleri ile aile sağlık merkezi çalışanları açısından bu uygulama adaletsiz ve haksız bir sonucu ortaya çıkarmıştır” dedi. Pandemi ile birlikte iş yükü artan, saygınlıkları zedelenen, maaşları azalan, hiçbir haktan yararlandırılmayan aile hekimleri ve çalışanları için reform niteliğinden düzenleme yapılmasının zorunluluğuna vurgu yaparak, “7 aydır insanüstü çaba ile görevlerini yapan aile hekimlerinin deneyimleri Bilim Kurulu’na ve il pandemi kurullarına önemli katkılar sağlayacaktır. Bu nedenle bu kurullarda mutlaka aile hekimliği uzmanları görevlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.

Aile hekimliği raporundan öne çıkan tespitler şöyle:

AİLE HEKİMLERİNE MÜRACAAT YÜZDE 21 ARTTI: Bugün Türkiye’de açıklanan en son verilere göre 7 bin 979 Aile Sağlığı Merkezi ve 26 bin 252 Aile Hekimliği Birimi’nde toplam 24 bin 82 aile hekimi görev yapmaktadır. Türkiye’de her bir aile hekiminin 3 bin 405 kişiden sorumlu olduğu görülmektedir. Öte taraftan yine 2018 yılı verilerine göre Türkiye’de bir yıl içerisinde Aile Sağlığı Merkezi’ne de aile hekimleri tarafından gerçekleştirilen muayene sayısı 258 milyon 436 bin 607 olarak kayıtlara geçmiştir. Bu rakam 2014 yılında 214 milyon 120 bin 750 idi. Buna göre 2014-2018 yılları arasında aile hekimlerine müracaat sayısında yüzde 21 artış yaşandı. Bu veriler aynı zamanda iş yükü artarken, hastaya ayrılan zamanın azaldığını ve sunulan sağlık hizmetinin kalitesinin düştüğünü gözler önüne seriyor.

AİLE HEKİMLİĞİ RAPOR HEKİMLİĞİNE DÖNÜŞTÜ: Çalışma koşullarının iyileştirilmesi gereken ve hem iş barışı yönünden hem de sağlık hizmetlerinin kalitesi açısından daha da geliştirilmesi gereken aile Hekimliği Sistemi amacından uzaklaşmıştır. ‘Rapor hekimliğine dönüştürülen aile hekimliği nedeniyle, tabipler asıl ve öncü görevleri olan kanser tarama, kronik hastalık takipleri ve obezite ile mücadeleden uzaklaştırılmaktadır.

DEVLET, AİLE HEKİMLERİNİ YALNIZ BIRAKTI: COVID-19 ile enfekte olan sağlık çalışanı sayısı eylül 2020’de 29 bin 865 olarak kayıtlara geçmiştir. Türkiye’de 12 Eylül 2020 tarihi itibarı ile 85 sağlık çalışanı COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetmiş olup 41’i, yüzde 48.2’si hekimdir. Aile Hekimleri sağlık sisteminin birinci basamağında COVİD-19 mücadelesi yaparken, devlet ve bakanlık tarafından yalnız bırakıldı. Hastalarından virüs kapan aile hekimlerine maaş dahi yatırılmadı. Genel tepkilerle ağustos itibari ile bu yanlıştan dönülse de mart – ağustos dönemi kesintileri aile hekimlerine ödenmedi.

UYGUNSUZ RAPOR TALEPLERİ ŞİDDETİN SEBEBİ: Aile Hekimliği sisteminin en büyük sorunu olan kanunsuz ilaç talepleri, hastanın gelmeden raporlu ilaçlarının yazılmasının istenmesi, evde ziyaret edilen hastalarının sorunları ve uygunsuz rapor talepleri aile hekimlerine yönelik şiddetin temel sebepleridir. Artarak devam eden ve diğer çalışanlardan 16 kat daha fazla şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarına yönelik, sözel ve fiziksel şiddeti önleyici, etkin ve caydırıcı kanunlar ivedilikle hayata geçirilmelidir. İlgili kanunlar mutlaka TCK içerisinde düzenlenmelidir.

BEYAZ KOD UYGULAYAN AÇIĞA ALINIYOR: Sağlık çalışanları görev saatleri esnasında her gün sözel ve fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Sağlık Bakanlığı ise uygulanan şiddeti, adli makamlara bildirebilmek amacıyla Beyaz Kod uygulamasını hayata geçirmiştir. Ne var ki, Beyaz Kod uygulayan doktorlar hakkında açığa alma işlemlerinin yapıldığı görülmektedir. Birinci Basamak Sağlık kuruluşlarında güvenlik tedbirleri almaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır. ‘’Beyaz Kod‘’ uygulaması pratiğindeki zorluklar azaltılarak daha efektif bir uygulama haline dönüştürülmelidir.

YILLIK İZİNLERE KEYFİ MÜDAHALE: Aile hekimlerinin izin hakkına ve kazanımlarına yönelik keyfi bir müdahale söz konusudur.  Her aile hekiminin ve aile sağlığı çalışanının yıllık 30 gün ücretli izin hakkı olmalıdır. Yıllık izin kullanandan herhangi bir kesinti yapılması, ücretli yıllık izin tanımına uymamaktadır. İzinli hekim ya da aile sağlığı çalışanı yerine görevlendirme yapıldığında da görevlendirilen kişiye tıpkı hizmet içi eğitim görevlendirmelerinde olduğu gibi vekâlet ücreti ödenmelidir.

SENDİKA ENGELLİ: Aile sağlığı çalışanları kendine özel yapısı ile maalesef mevcut sendikaların toplu sözleşme döneminde temsil edilememektedir. Sendikalı olmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Aile Hekimliği uygulamasının sendikal yapıda temsil edilebilmesi için Aile Hekimliğini ayrı bir iş kolu olarak kabul edilerek, kanuni düzenlemeler yapılmalı ve Aile Hekimliği iş kolunda en fazla üyesi olan sendikanın toplu sözleşme yetkisi kanuni düzenlemede yer almalıdır.

RAPORLAR SEBEBİYLE MESLEK YAPILAMIYOR: Aile hekimleri sürekli artan iş yüklerinin yanı sıra kendilerinden talep edilen ve sayısı bir dönem neredeyse 400’ü bulan raporlar sebebiyle mesleklerini yapamaz hale gelmişlerdir. Tüm iş yerlerinde iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurulmalıdır. Finansal aksaklıklar için sosyal devlet gereği iş yeri sahiplerine ekonomik destek verilmeli, aile hekimleri ilgili iş yerleri sözleşme imzalayarak iş yeri hekimliği hizmeti vermelidir.

PANDEMİDE ÇÖZÜMLER: Pandemi döneminde Bilim Kurulu’nda temsiliyet sağlanmalıdır. Randevu sistemine geçilmelidir. Raporlu ilaçların eczaneden temini sağlanmalıdır. Rapor istemleri azaltılmalıdır. Okul izlenimleri ertelenmelidir. Okul aşıları kesintiye uğratılmamalıdır. Psikolojik destek sağlanmalıdır. COVİD-19 meslek hastalığı sayılmalıdır. Hayatını kaybedenlere şehit unvanı verilmelidir. Periyodik test yapılmalıdır.