Ahmet Hakan’dan dikkat çeken Bebek sahili skandalı yazısı: ‘Hayatın anlamını aramaktayım’

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, ‘’Uğursuz 31 Mayıs’ta Twitter’da dolaştıktan sonra yaşadıklarım’’ başlıklı yazısında, Bebek sahilinde yaşanan skandalın ardından ülkede görülen olaylara değindi.

featured

31 Mayıs günü yaşanan olaylar nedeniyle Türkiye gündemi bir anda değişti. İlk olarak İstanbul’da Bebek sahilindeki skandal seks görüntülerinin ardından yeni bir provokasyon da Galata Kulesi önünde gerçekleştirildi.

Bebek sahilindeki cinsel ilişki skandalında 2’inci perde! Özgür Kavi ve Carmen Maria T.’nin yeni görüntüleri ortaya çıktı…

Konya ili Meram ilçesi nüfusuna kayıtlı A.C.T.P. adlı kişi, tekbir getirdikten sonra kendini ateşe verdi. Yanan adam, bölgedeki esnafların müdahalesi sayesinde yaralı olarak kurtarıldı.

İstanbul’da bir provokasyon daha! Galata Kulesi önünde tekbir getirerek kendini yaktı!

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da bu olayları köşesine taşıyarak, ‘’Hayatın anlamını aramaktayım, yeniden’’ ifadelerini kullandı…

İşte Ahmet Hakan’ın 2 Haziran tarihli yazısının o bölümü;

Uğursuz 31 Mayıs’ta Twitter’da dolaştıktan sonra yaşadıklarım

Takvimler31 Mayıs’ı gösteriyordu.

“Twitter’da biraz dolaşalım bakalım. Neler dönmüş? Neler olmuş?” dedim.

*

Hay demez olaydım!

*

O birazcık dolaşmanın ardından…

Ben artık eski ben değilim.

*

31 Mayıs’tan sonra bendeki vaziyet-i umumiye aşağı yukarı şöyle:

*

Ne zaman azıcık dalgınlaşıp kendimle baş başa kalsam…

Bebek sahilindeki iğrençlik geliyor gözümün önüne.

*

Bu görüntü zihnimi öyle bir kirletti ki.

Üç kutu şampuanla yıkasam kâr etmez.

*

Ne zaman herhangi bir işe konsantre olmaya çalışsam…

Akli dengesi bozuk adamın çırılçıplak görüntüsü, fırlıyor bir yerlerden.

*

Gözlerimi kapatıp kafamı yirmi yedi kez sallasam da nafile.

Gitmiyor, kaybolmuyor o iğrençlik.

*

Ne zaman güneşi batırmak üzere bir yere otursam…

Galata Kulesi’nin etrafında kendini yakmaya çalışan adamın görüntüsüne maruz kalıyorum.

*

Zaten elimde azıcık kalmış yaşama sevincimi tümden yitirmiş gibi oluyorum.

*

Ne zaman uykuya dalmak için çabalasam…

Alzheimer hastası 70 yaşındaki sığınmacı kadına atılan tekmenin görüntüsünü hatırlıyorum.

*

Sonra?

Yatakta dön dur. Yatakta dön dur. Yatakta dön dur.

*

Ne zaman elime bir kitap alıp okumaya kalkışsam…

“Sığınmacı çıktı / Türk vatandaşı çıktı / Sığınmacı çıktı / Türk vatandaşı çıktı” sözleri uçuşuyor kafamın içinde.

*

Okuduğumu anlamıyorum.

Sıfır konsantrasyonla fırlatıp atıyorum elimdeki kitabı.

*

1 Haziran’da Twitter’da azıcık dolaştıktan sonra…

Bende oluşan arızalar aşağı yukarı şöyle şeyler:

*

– Hayatın anlamını aramaktayım, yeniden.

– Anti-sosyal kişilik bozukluğu mikrobu yapıştı boğazıma.

– Gözüm seğirmekte. Tikler oluştu yüzümde.

– Yediğim hiçbir şeyin tadı yok. Nutella dahil.

– Kedim Sekter’e bile boş gözlerle bakmaktayım.

– Dizi mizi keyif vermez oldu. Sohbet mohbet yok.

– Bodrum’a gidesim gelmemekte.

– Ne Bodrum’u! Evden çıkasım yok.

– Bebek sahili denilince tüylerim diken diken…

– 12 bin adım attım, gram seratonin salgılayamadım.

*

Sanırım bu saatten sonra beni artık Twitter detoksu da kurtarmaz.

*

Şöyle esaslı bir Türkiye detoksu yapsam kurtarır mı?

Ondan da pek emin değilim.

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir