IŞİD’in internetten satışa çıkardığı Ezidi çocuğu kurtarma operasyonunun detayları ortaya çıktı

featured

Ankara’da yakalanan IŞİD’li teröristin evinde bulunan 9 yaşındaki Aişe isimli Ezidi kız çocuğunun, köle pazarından 500 dolara satın alındığı ortaya çıktı. Devlet korumasına alınan kızın ailesini bulmak için çalışma başlatıldı.

Hürriyet’ten Fevzi Kızılkoyun’un haberine göre, Milli İstihbarat Teşkilatı, 2017 yılında Said Ahmet Muhammed ismine düzenlenmiş sahte kimlikle Türkiye’ye giren Sabah Ali Hüseyin Oruç’un IŞİD terör örgütüyle bağlantısını tespit etti.

Ankara Terörle Mücadele ekipleri ile MİT, 24 Şubat’ta ortak operasyon düzenleyerek Sabah Ali Hüseyin Oruç’un evine girdi. Evde 9 yaşında Aişe isimli bir kız çocuğu da vardı. Aişe’nin dramı, etkin pişmanlıktan faydalanmak için örgütle ilgili bilgiler veren Sabah Ali Hüseyin Oruç’un ifadesiyle ortaya çıktı.

Şengal’de yaşayan Ezidi bir ailenin kızı olan Aişe, henüz 2 yaşındayken savaş ganimeti olarak IŞİD’li teröristler tarafından ailesinden kopartılmış, 500 dolara köle pazarında satılmıştı. Aişe ismini Sabah Ali Hüseyin Oruç’un hava saldırısında ölen IŞİD’li kardeşi koymuştu.

“Kardeşim öldü, kız bize kaldı”

Tercüman aracılığıyla ifade veren Oruç, ifadesinde IŞİD’e nasıl katıldığını, Türkiye’ye yasadışı yollardan nasıl geldiğini ve Ezidi kızın hikayesini şöyle anlattı: “Musul’da öz kardeşim Sabar Ali ile birlikte babama ait evde yaşıyordum. 2014 yılında bir gün ben eve gelince yabancı bir kız çocuğunu gördüm. Kardeşim, ‘Kızı 500 Dolar karşılığında IŞİD’den satın aldım. Ailesi Ezidiymiş. Bundan böyle benim kızım, adını da Aişe koydum’ dedi. Kardeşim Sabar Ali 2017 yılında hava saldırısında öldü. Ezidi kız bizimle birlikte yaşamaya başladı. Türkiye’ye gelince baldızım ve yengem olan Sayba ile birlikte ben ve ailem, üvey annemin yanında kalmaya başladık. Sayba yardım almak için Aişe’ye 2018 yılında Ankara Göç İdaresi’nden kimlik çıkardı. Anne adı olarak kendini, babası olarak ölen kardeşim Sabar’ı yazdırdı.

“Polis yapalım dediler”

Musul’da cezaevinde 9 yıl tutuklu kaldım. Cezaevinden çıkınca Telafer’e döndüm. IŞİD Telafer’i işgal etmişti. 2016 yılının 10’uncu ayında Ebu Abdullah evime gelerek ‘İslam Devletini kurduk, gel bize katıl, sana maaş veririz. Polis (şurta) yaparız’ deyince ben de ‘tamam, size katılırım’ dedim. Kuran’ı Kerim’e el basıp yemin ederek IŞİD’e katıldım. Kalaşnikof silah verdiler, şurtalık görevi yaptım. Maaş olarak 40-50 dolar para veriyorlardı. Bir ay sonra da askere aldılar.

Irak-Suriye-Türkiye hattı

IŞİD’e yönelik operasyonların ardından Telafer’de hayat zorlaştı. Ailemin can güvenliği için Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Eşimi, eşimin kız kardeşini, eşimin annesi ve çocuklarını normal yollardan Türkiye’ye gönderdim. Suriye uyruklu bir kaçakçıyla Türkiye’ye geçirme karşılığında 1300 dolara anlaştım. 2017 yılında kaçakçı beni Suriye’de bir köye getirdi. Kimliğim olmadığı için 1000 Suriye parası karşılığında bana sahte kimlik çıkardılar. Sahte kimlikte isim olarak Said Ahmet Muhammed’i kullandım. Kaçakçıya, ‘Niye sahte kimlik çıkardın’ diye sorduğumda, ‘senin kimliğin yok, kullanacağımız yol güzergahında PKK terör örgütü var. Suriye kimliğin olursa bir sıkıntı yaşamazsın. PKK seni tutuklamaz’ dedi. Azez’de bir hafta kaldıktan sonra, başka bir kaçakçı 400 Dolara beni Türkiye’ye getirdi. Kaçakçının ayarlamış olduğu otobüs ile Ankara’ya, üvey annemin kaldığı eve geldim.”

Aişe’yi koruma altına alan Türkiye, kızın ailesini bulmak için de çalışmalara başladı. Resmi kanallarla Irak Hükümeti ve Kayıp Ezidileri Bulma Komisyonu’yla bağlantıya geçildi.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir