Halifelik ne zaman ve neden kaldırıldı? Son Osmanlı halifesi kimdir?

featured

3 Mart 1924, laik cumhuriyetin üç temel yasasının kabul edildiği gündür. Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün Aydınlanma Devrimlerinin temelidir. 29 Ekim 1923’te ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti, 3 Mart 1924’te Meclis’te kabul edilen 3 yasa ile nitelik kazanmıştır. Bu temel yasalar şunlardır:

Halifeliğin kaldırılması, Şeriye ve Evkaf Bakanlığı’nın kaldırılması, Eğitim Birliği’nin sağlanması için mahalle mektepleri ve medreselerin kaldırılması.

Halife sözcüğü İslam devletlerinde Muhammed’den sonraki devlet başkanlığı kurumunu ifade eder. Halifelerin seçimle belirlendiği Dört Halife devrinden sonra saltanata dönüşen halifelik kurumu; 945 yılında Büveyhîler’in Abbâsî Hanedanı’nın başkenti Bağdat’ı işgalinden sonra farklı siyasi otoritelerin himayesindeki bir ruhani önderlik haline dönüşmüş ve 13.-16. yüzyıllarda Memluk himayesinde Mısır’da yaşamıştır. 16. yüzyıl başında Mısır’ı fethedip Abbâsî halifesini himayesine alan Osmanlı hükümdarı Yavuz Sultan Selim, onun ölümünden sonra “halife” unvanını kendisi almış ve Sultan Selim’den sonra gelen Osmanlı hükümdarları bu unvanı taşımaya devam etmişlerdi.

Halifelik neden kaldırıldı?

Yeni halifenin kendine tanınan sınırların dışına çıkması, halkın ve bir kısım siyasetçilerin halifeye bağlılığının devam etmesi ve nihayet basında başlayan sert tartışmalar, gelişmeleri hilâfetin kaldırılması yönüne sürüklemiştir.[1]

Saltanatın kaldırılmasına, cumhuriyetin ilânına karşın hiçbir gereği kalmayan halifelik, varlığını korumakta devam ediyordu. İstanbul’daki son halife de bu durumdan yararlanarak cumhuriyet rejimi karşısında ayrı bir kuvvetmiş görüntüsünü vermekten çekinmiyor, tantanalı törenler düzenliyor, devlet bütçesinden kendisine ayrılan ödeneği az görüyordu.

Bu tutum, devrime karşı çevreleri kımıldanmaya yöneltiyor, bir kısım basın da halife yanlısı bir tutumun içine itiliyordu. Halbuki büyük özverilerle kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti’ni her türlü tehlikeden korumak vazgeçilmez görevdi. Artık halife sorununun da kesin şekilde çözülmesi gerekiyordu. 3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan bir yasayla hilâfet kaldırılarak son halife yurt dışına çıkarıldı.

Halifeliğin kaldırılışıyla Türkiye Cumhuriyeti, lâiklik yolunda bir büyük adım daha attı; zira millî egemenliğe dayalı bir rejimde, çağdaş ve lâik devlet kavramında “halifeli cumhuriyet” söz konusu olamazdı. Anayasa’da, 1928’de yapılan bir değişiklikle “Türkiye Devleti’nin dini, din-i İslâmdır” maddesinin de kaldırılması, cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin yemin şeklinin yeniden düzenlenmesi, lâiklik yolunda aşılan büyük gelişmeler oldu. Nihayet 5 Şubat 1937’de lâiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerinden biri olarak Anayasa’da yer aldı.

Son Osmanlı halifesi kimdir?

Son Osmanlı halifesi, 1922-1924 yıllarında halifelik yapan Abdulmecid’dir.

Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı sonunda yıkıldı. Ankara’da kurulan bir meclis hükûmeti ülkeyi yönetmekteydi. 1 Kasım 1922’de saltanatın hilâfetten ayrılmasına ilişkin yasanın Meclis’ten geçmesi ile Osmanlı Devleti’nin son padişahı Vahdettin, halife sıfatıyla kalmıştır. Vahdettin’in 17 Kasım 1922’de İngiliz harp gemisi HMS Malaya ile İstanbul’dan gizlice ayrılması üzerine 18 Kasım’da mecliste gizli bir oturum düzenlenmişti. Bu oturumda Vahdettin’in halife unvanıyla İngilizlere başvurması onun bütün İslam âleminde ihaneti olarak değerlendirilmiş ve İslam imameti için TBMM tarafından yeni bir kişinin seçilip İslam âlemine bildirilmesine karar verilmiştir. Meclis 19 Kasım 1922 tarihli oturumunda seçime katılan 162 mebustan 142’sinin oyu ile Osmanlı Hanedanı üyesi Abdülmecid Efendi’yi halife olarak seçti.

3 Mart 1924’te halifelik makamının kaldırılmasıyla birlikte yurtdışına sürgün edilmiştir.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir