Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hudut bir milletin namus ve şerefinin korunduğu yerdir” sözünü bence CHP Genel Merkezi’nin duvarına asmak lazım…
Zira, Türkiye’nin hudutlarını korumak için TBMM’ye gelen tezkereye PKK’nın siyasi kanadı HDP ile birlikte ‘hayır’ oyunu onlar verdi…
Türkiye’nin hudutları için risk oluşturan YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini de bizzat CHP’nin genel başkanı söylemişti.
CHP milletvekillerinden bazıları ‘insan hakları aktivisti’ sıfatıyla Türkiye’nin hudutlarında Türk askerinin kanını döken teröristlerin hakkını aramaya devam ediyor.
Türkiye’nin hudutları içine aldığı Hatay’ı “Suriye toprağı yapacağım” diyen Esed ile CHP’nin arasından su sızmıyor. Şam ile CHP Genel Merkezi arasında getir-götür yapan kuryelerin Twitter’daki sohbet odalarında konuştuklarını duysanız küçük dilinizi yutarsınız…
‘Hudut’ konusunda bu kadar duyarlı olan CHP’lilerin ve İYİ Partililerin her gün Türk Ordusu’na yaptıkları hakaretin farkında mısınız?
Neymiş, Türkiye hudutlarını koruyamıyormuş!
Galiba Türkiye’nin hudutlarını girenin çıkanın belli olmadığı Millet İttifakı ile karıştırıyorlar…
Binlerce yıllık devlet geleneği olan Türklerin ‘hudutlarını koruyamadığını’ söylemek, Türk askerinin ‘beceriksiz’ olduğunu söylemekle eşdeğerdir.
O hudutları korumak için can veren binlerce şehidin hatırasına hakarettir…
“Türkiye hudutlarını koruyamıyor” demek 1915 İngiltere’sinin Başbakanı Churchill ile aynı kafa yapısına sahip olmak demektir.
Bugün Türkiye, askeri alanda sahip olduğu savunma ve saldırı teknolojisi ile sadece kendi hudutlarını değil Avrupa’dan Afrika’ya kadar pek çok ülkenin hudutlarını korumaktadır.
Bu orduya hudut korumayı Kemal Kılıçdaroğlu mu öğretecek?
“YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur” diyen Kılıçdaroğlu,
PKK’ya lojistik destek sağlayan HDP’li belediye başkanlarına sahip çıkan,
“Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen Selahattin Demirtaş’ı ‘siyasi esir’ gören,
Esed ile kuryeleri aracılığı ile pazarlık yapan Kılıçdaroğlu…
Ya da Türk Ordusu’na hudut korumayı Ekrem İmamoğlu öğretir!
“İşgalci Türk askerini öldürmek sevaptır” fetvasını veren DİAYDER’in masasına oturduğu, belediyede işe aldığı hocalarıyla birlikte…
Belki de Meral Akşener öğretir…
Her fırsatta “Ben İçişleri Bakanlığı yaptım, bu işleri bilirim” diyor ya…
Bence ordudaki tüm tuğgeneral ve üstü paşaları Akşener’in karşısına dizelim, yüzlerinde ‘rabbi yessir’ var mı yok mu bakarak karar versin hudut savunup savunamayacaklarına…
Siyasi çıkar elde etmek uğruna, İran sınırında insan kaçakçıları tarafından Afganları dolandırmak için çekilen reklam filmlerini kullanarak Türk Ordusu’na yaptıkları bu hakareti, hudut boylarında titreyerek nöbet tutan Mehmetçik hiçbir zaman unutmayacak!
