Vefatının 21. yılında anılan güldürünün ustası Kemal Sunal ve unutulmaz filmleri…

featured

Türk sinemasında bugün bile çok izlenen yapımlarda başrol oynayan Ali Kemal Sunal, Malatyalı Mustafa Sunal ile Saime Hanım’ın ilk çocuğu olarak 11 Kasım 1944’te İstanbul Küçükpazar’da hayata “merhaba” dedi. Daha sonra Sunal’ın Cemil ve Cengiz adı verilen iki kardeşi daha dünyaya geldi.

Tiyatro ile sanat hayatına başlayan sanatçı, Ertem Eğilmez’in kendisini fark etmesiyle sinema filmlerine yöneldi. Pendik Tiyatrosu’nun maddi sorunlar nedeniyle kapanması sonrası, idol olarak gördüğü ve 4 yıl kaldığı Ulvi Uraz’ın tiyatrosuna geçen Sunal, ardından da Aksaray Küçük Opera’da, Ayfer Feray Tiyatrosu ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda sahneye çıktı.

Tatlı Dillim filmiyle sinemaya ilk adımını attı

Devekuşu Kabare’de Sunal’ın oynadığı “Dün Bugün” adlı oyunu izleyen Münir Özkul, ünlü yönetmen Ertem Eğilmez’e, “Bak Ertem, bu çocuğa dikkat et. Bunda iş var.” diyerek, Eğilmez ile Sunal’ın tanışmasını sağladı. Sunal, Eğilmez’in 1973’te çektiği “Tatlı Dillim” filminin kadrosuna katılarak, sinemaya ilk adımı attı. Filmde Sunal’ın yanı sıra Münir Özkul, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Tarık Akan, Halit Akçatepe ve Filiz Akın da rol aldı.

Halkın içinden bir halk kahramanı

Başarıya giden yolun disiplinden geçtiğine inanan, işinde her zaman titiz ve tertipli olduğunu söyleyen Sunal, canlandırdığı rollerde genellikle halkın içinden bir halk kahramanını canlandırarak dikkati çekti.  Usta oyuncu, Rıfat Ilgaz’ın “Hababam Sınıfı” eserinin sinema uyarlamasında canlandırdığı “İnek Şaban” tiplemesi başta olmak üzere, birçok filmde özgün fiziği ve hayat verdiği tiplerin halka olan yakınlığı nedeniyle kısa zamanda Türkiye’nin en sevilen oyuncularından biri oldu.

Sanatçı, verdiği röportajlardan birinde, telif yasası nedeniyle her akşam sunulan filmlerden sadece yapımcının para aldığını, oyuncuların hiç para kazanmadığını anlatarak, gördüğü ilginin nedenini şöyle değerlendirmişti: “Bu ilgiyi sosyologların araştırması lazım. Ben de bilmiyor ve kestiremiyorum. Bildiğim kadarıyla halkın sevmesi ve o filmlerin hala geçerli olması sebep. Halkın gülmeye büyük ihtiyacı var. İşten dönen insanlar evinde gülmek, gülerek rahatlamak, günün stresini atmak istiyor. Onun için Kemal Sunal filmleri tutuyor. Filmlerimde şiddet ve kan olmadığı için de seviliyor. Ailecek seyredebilecekleri filmler ortaya çıkıyor. Ondan vazgeçmiyorlar bana göre. O yüzden hala seyirci bulabiliyor ve reyting rekorları kırabiliyor.”

Film çekimine giderken hayatını kaybetti

Filmlerinde oynadığı “iyi, saf adam” rolleriyle beğeni kazandı. Sanatçı, komedi filmleri ağırlıkta olsa da dram türündeki filmlerde de yer aldı. 82 filmde rol almış sanatçının son filmi 1999 yılında vizyona giren Propaganda’dır.

Bugüne kadar birçok ödüle değer görülen Sunal, ”Kapıcılar Kralı” filmiyle 1977 Antalya Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”nü aldı. Sanatçı ayrıca 1989’da “Düttürü Dünya” filmindeki rolüyle Ankara Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü alırken, 1998’de de Antalya Film Festivali’nde “Yaşam Boyu Onur Ödülü”ne layık görüldü.

Uçak fobisi olan ve hayatında hiç uçağa binmeyen Sunal, “Balalayka”nın 3 Temmuz 2000’de yapılacak çekimlerine katılmak için Trabzon’a gitmek üzere bindiği uçakta kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.

Unutulmaz Kemal Sunal filmleri

Salako (1974)

Salako filmi, yanaşma olan Salako ve ağanın kızı Emine’ye olan aşkını anlatıyor. Salako, ağanın kızı Emine aşıktır. Ancal Emine’nin kalbini Hamido’dadır. Emine, Hamido’ya kavuşuncaya kadar Salako’yu çeşitli bahanelerle oyalar.Hamido’ya kendisine kaçtığını söyler. Ancak Hamido, Emine’yi kabul etmez. Hamido, Emine’yi babasının yanına göndermek ister. Emine ise Salako ile tekrar dağa kaçar. Sonrasında Salako, Hamido’yu öldürerek hem köylünün hem de Emine’nin kahramanı olur.

Hababam Sınıfı (1975)

Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz eserinden uyarlanan Hababam Sınıfı, Türk sinema tarihinin en sevilen yapımlarından biridir. Özel Çamlıca Lisesine yeni atanan müdür muavini ve ayrıca tarih öğretmeni olan Mahmut Hoca, okuldan maça kaçan, kopya çeken ve hocalara sürekli kafa tutan öğrencilerle dolu olan okulun namı diğer hababam sınıfının öğrencilerini disipline etmeye çalışır.

Zübük (1980)

İbrahim Zübükzade, çevirdiği dolaplar neticesinde üye olduğu partiden atılır. Yaşar adlı bir gazeteci İbrahim Zübükzade’nin başına gelenleri yazarak bir haber ortaya koymak ister ve bu nedenle yozlaşmış politikacıdan röportaj randevusu alır. İbrahim Zübükzade’yle geçirdiği zaman içerisinde partisinin bu dürüst adama oyun oynadığını fark etmeye başlayan idealist gazeteci, Zübük’ün partideki yerini geri alması için ona yardım etmeye karar verir. Ancak Yaşar’ın bilmediği şey, İbrahim Zübükzade’nin kendi çıkarları için onu parmağında oynattığıdır.

Kibar Feyzo (1978)

Askerden dönen Feyzo’nun Gülo’yla evlenebilmek için verdiği mücadeleyi anlatır. Feyzo bir yandan başlık parası olarak hayli yüksek rakamlar talep eden Gülo’nun babasıyla mücadele ederken diğer yandan gelin yerine öküz almaya niyetli anasını da Gülo’yu istemeye ikna etmeye çabalar. Feyzo’nun dertleri bununla da sınırlı değildir. Gülo’nun diğer talibi Bilo ve toprak ağası Maho da karşısına çıkan engeller arasındadır. Sonunda isteğine kavuşan Feyzo, düğün gününde Maho tarafından köyden kovulur. Büyük şehre göç eden Feyzo, dönüşünde hem Maho hem de diğer köylüler için çok daha büyük dertleri beraberinde getirir.

Çöpçüler Kralı (1977)

Özdemir Erdoğan’ın ‘Gurbet’ isimli şarkısıyla hafızalara kazınan Çöpçüler Kralı filminde Kemal Sunal, işine aşık bir temizlik görevlisi olan Apti’yi canlandırıyor. Apti, kendisine emirler yağdırılan bir çöpçüdür. Çalıştığı mahallede oturan Hacer’e aşık olan Apti, patronu Şakir ile amansız bir mücadeleye tutuşur. Çünkü Şakir’de Hacer’e aşıktır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir