Bahadır Akçay yazdı: Türk polisi

featured

Son günlerde birtakım çevreler tarafından bilinçli olarak Türk polisinin hedef alındığını söyleyen Haber Motto yazarı Bahadır Akçay “Polis şiddet kullanmalı mı? Evet gerekirse tabiki kullanmalı. Bunu sorgulamak bile yersiz. Polis, kadın kuaförü değildir. Kuralları ihlal etmekte ısrar eden, polise, devlete, bayrağa küfreden; kurallara uyan vatandaşın haklarını gasp eden, onların yaşamlarını tehlikeye düşürenlere karşı polis devletin namusunu korumak adına gereği neyse onu yapmalıdır, yapıyor da.” ifadelerini kullandı.

İşte o yazı

 

TÜRK POLİSİ

Pek çok ilden peş peşe servis edilen ve bugün de devam eden polis şiddeti haberlerinin altında ne yatıyor? Türk polisi birdenbire bir virüs bulaştı da canavara mı dönüştü? Görüntülere bakılırsa masum insanlar oldukları yerde duruyor ve birdenbire polisler psikopata dönmüş bir biçimde gelip onlara saldırıyor! CHP ve HDP kanadından çokça paylaşılan videolarda Türk polisinin şiddete meyilli olduğu ve sürekli olarak masum insanlara, çocuklara, yaşlılara şiddet uyguladığı algısı oluşturulmaya çalışılıyor.

Türkiye’de polisin üzerine boş yere oynanmaz. Emniyet’in yapacağı bir operasyon mu engellenmeye çalışılıyor; Gezi Parkı’nda olduğu gibi polisin içine sızan karanlık eller yeni bir oyun mu hazırlıyor hep birlikte ilerleyen günlerde göreceğiz. Ancak gelin görün ki, servis edilen görüntüler, yapılan onca provokasyona rağmen halk tarafından karşılık bulmadı. Çünkü Türk milleti polisine güveniyor. Türk milleti polisini iyi tanıyor. Ne kadar vicdan ve merhamet sahibi olduğunu iyi biliyor. İzmir’de bombanın üstüne atlarken de Beşiktaş’ta bayrak uğruna can verirken de polisini iyi tanıdı.

Polisi tahrik ederek sinirlendirip sonra mağdur rolüne geçerek video çekme ve sosyal medyada yayma akımı karanlık eller için istenilen sonucu vermeyecek. Türk milleti her şartta ve koşulda polisine sahip çıkacaktır.

Korona yasakları döneminde polis görevini en disiplinli biçimde yerine getiriyor. Sağlık çalışanları kadar polisler de alkışı hak ediyor. Şehirler arası yol kontrollerinde görev yapan polisler günde binlerce kişi ile temas ediyorlar. Hepsinin bir ailesi, çocukları var. Kimse onların hangi psikolojide görev yaptığını düşünmüyor. Sokağa çıkma yasağında görev yapan polisler de aynı şekilde. Onlar devletin ciddiyetini korumakla yükümlüler. Devlet, vatandaşının iyiliği için ‘sokağa çıkılmayacak’ diye karar almışsa, vatandaş o karara uymak zorundadır. Devletin saygınlığını ve ciddiyetini korumak adına vatandaşın o karara uymasını sağlamak da polisin görevidir. Polis görevini yapmazsa anarşi kaçınılmazdır.

Polis şiddet kullanmalı mı? Evet gerekirse tabiki kullanmalı. Bunu sorgulamak bile yersiz. Polis, kadın kuaförü değildir. Kuralları ihlal etmekte ısrar eden, polise, devlete, bayrağa küfreden; kurallara uyan vatandaşın haklarını gasp eden, onların yaşamlarını tehlikeye düşürenlere karşı polis devletin namusunu korumak adına gereği neyse onu yapmalıdır, yapıyor da.

Polis aynı zamanda devletin şefkatli yüzüdür de. Vatandaşının her sorununa görevi olmamasına rağmen koşar. Sırtında hastaneye taşır, evinin market eksiğini götürür, açsa doyurur, üşüyorsa giydirir. Polis üniforması giymek kimseyi vatandaştan üstün hale getirmez. Polis vatandaşın amiri değil, hizmetkarıdır. Bu bilinçle hareket etmek tüm polislerimizin ve güvenlik güçlerimizin düsturu olmalıdır. Polis üniforması giymenin sorumluluğunu taşıyamayanlar zaten teşkilattan tek tek ayıklanıyor. Güvenlik konusunda asla taviz vermeyen, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en disiplinli içişleri bakanının başında olduğu Türk Polis Teşkilatına güvenimiz de sevgimiz de sonsuzudur.

 

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir