TÜBA’nın Doğal Gaz Çalıştayı

19. yüzyılın kömür, 20.yüzyılın petrol ve 21. yüzyılın ise doğal gaz yüzyılı olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Bu nedenle, Türkiye’nin önemli gündem maddesi olan doğal gaz ile ilgili akademik alanda yapılacak çalışmalar önem arz etmektedir.

Bu kapsamda geçen hafta 8-9 Ekim tarihlerinde Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından Doğal Gaz Çalıştayı yapıldı.

Bu çalıştayda, dünyada ve Türkiye’de doğal gaz politikaları, stratejileri, doğal gaz piyasası genel görünümü ve doğal gaz piyasaları konuşulan önemli konulardı. Doğu Akdeniz’in doğal gaz potansiyeli, geçmişten günümüze arama-üretim faaliyetleri ele alındı. Diğer yandan Türkiye’nin kaya gazı potansiyeli, doğal gaz arz güvenliğinde Türkiye’nin rolü ve Türkiye’nin ekonomi güvenliğinde enerjinin rolü ve enerjide ticaret merkezi olma stratejisi öne çıkan önemli başlıklardı.

Belki ilk defa doğal gaz ile ilgili çalışmalar çok farklı alanlarda katılan akademisyen, sektör temsilcileri, ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla detaylıca konuşuldu.

Biliyoruz ki enerji konusunun özelde de doğal gaz meselesinin teknik tarafı olduğu gibi siyasi, diplomatik, toplumsal ve çevre tarafı da var. En önemlisi de ekonomik güvenlik ve ekonomik bağımsızlık tarafı.

Dolayısıyla doğal gaz konusunun çok taraflı bir konu olduğu açık.

Bu nedenle TÜBA’nın böyle önemli çalışmaya öncülük etmesi ve bu çalıştayı baştan sona kadar takip eden ve birebir ilgilenen TÜBA başkanı Prof. Dr Muzaffer Şeker’in katkılarının çok önemli olduğunu da belirmek isterim.

Ben de bu çalıştayda “Doğal Gaz Arz Güvenliğinde Türkiye’nin Rolü” konusunda bir sunum yaptım. Çalıştayda elde edilen sonuçların ve sunumların TÜBA tarafından kitap olarak basılacak olması, bu kitabın doğal gaz alanında en önemli kaynak olacağı aşikardır.

DOĞAL GAZIN ÖNEMİ

Türkiye doğal gazın yüzde 98’ini ithal ediyor. Yani her yıl yaklaşık 12-15 milyar dolar doğal gaz faturası ödemektedir. Türkiye, bu faturayı azaltmak için hem doğal gaz arama çalışmalarını hızlandırmalı hem de avantajlı coğrafi konumunu kullanma konusunda farklı stratejiler geliştirmelidir.

Türkiye, doğal gaz kaynaklarına sahip olan ülkeler ile bu kaynakları tüketen gelişmiş ülkeler arasında olması nedeniyle doğal gaz arz güvenliği ve doğal gaz talep güvenliğini sağlaması açısından doğal gazda köprü, kavşak ve merkez ülke konumunda. Bu da Türkiye’yi arz ve talep edenler kadar önemli hale getiriyor.

Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle doğal gaz sayesinde köprü, kavşak ve merkez konumuna yükselme imkanı var.

Türkiye’nin doğal gaz arz güvenliğinde önemi gittikçe artıyor. Türkiye kendi arz güvenliğini sağlamak ve AB ülkelerinin enerji arz güvenliğinde önemli aktör olmak için Azerbaycan doğal gazını Türkiye ve AB ülkelerine ulaştırmak için TANAP ve TAP projelerini gerçekleştirirken, Rusya doğal gazının Türkiye ve AB ülkelerine ulaştırılması için de TÜRKAKIM projesini hayata geçirdi.

Doğal gazın artan önemi nedeniyle yeni kaynakların önemi daha da stratejik hale geldi. Bu nedenle, Doğu Akdeniz’de keşfedilecek doğal gaz ve petrol kaynaklarının bölgede tüm dengeleri ve enerji denklemini değiştirme potansiyeli oldukça yüksektir.

Dolayısıyla Türkiye’nin bir yandan kendi enerji arz güvenliği diğer yandan coğrafi konumu nedeniyle doğal gazda hem merkez ülke olma hem de enerjide ticaret merkezi olma konusunda gerekli adımları atması gerekiyor.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir