Regl Olma duyurulmalı mı?

Ünlü oyuncu Ceyda Düvenci geçen hafta Instagam hesabından yaptığı paylaşımla 10 yaşındaki kızı Melisa’nın ilk kez Regl olduğunu duyurdu. Konu hakkında görüş bildirenlerden bir kısım Düvenci’nin yaptığı paylaşımı doğru bularak kutlarken, bir kısım da “Kızınızın özelini nasıl böyle paylaşırsınız” diyerek tepki gösterdi.

Ceyda Düvenci, geçen hafta yaptığı paylaşımda “Gün senin günün gözümde mutluluk gözyaşları… Balköpüğüm genç kız oldu gelsin ritüeller. Kutlayalım yeni zamanını” dedi.

Ceyda Düvenci’nin regl paylaşımı ünlülerin arasında gündem olduğu gibi medyada da tartışılmalara neden oldu.

Ceyda Düvenci, kendisine gelen tepkiler sonrasında “Aynı fikre sahip olmasak da kıymet verdiğim, zaman ayırıp önem ve emek vererek yazdığınız tüm cümlelerinize cevabımı paylaşmak istedim,” diyerek yaptığı açıklaya şöyle devam etti:

 “Benim için güçlü bir kız çocuğu, önce kendini ve bedenini seven, kendine dair her değişimine kıymet veren, kendiyle ilgili her şeyle gurur duyan, duygularına ve özüne şefkat duyan, kendi fikirleri olan, başkaları için yaşamayan, ailesinden kıymet gören ve her güzel anını kutlayabilendir. Haftaya kızım için Anadolu’dan günümüze ulaşan kıymetli ritüellerle kutlama yapacağım. Çünkü artık bir genç kız. Artık çocuk değil. Bedenini doğru anlaması ve sahip çıkabilmesi için, kendine kıymet vermesi için yapacağım bu ritüeli…” 

Konu hakkında köşe yazarları ve kadın hakları savunucuları da görüş bildirdiler. Örneğin Savaş Özbey 20/01/2021 günlü köşe yazısında:

“Ceyda Düvenci’nin kızının reglisi… Yeni evli çiftin gerdek partisi… Ertesi gün kanlı çarşafla bekaret göbeciği… Sosyal medya yüzünden bunların hepsi bize de geçiyor, parçası olmak istemediğimiz halde telefonlarımıza, evlerimize, hayatlarımıza, hafızalarımıza giriyor. Bu ülke mi gittikçe endazesini şaşırıyor, ben mi yaş aldıkça yobazlaşıyorum, şaştım kaldım.

Oyuncu Ceyda Düvenci, 2.7 milyon takipçisiyle kızının “genç kızlığa adım attığını” paylaştı.

2.7 milyon takipçi… Buna bir de alıntı yapan haber sitelerini falan katarsanız ezcümle bütün Türkiye, Melisa’nın regl olduğunu biliyor.” Diyerek (….) annenin sevinci bu. Ama o heyecanla, o mutlulukla yanlış yaptı işte.

Melisa’ya ait çok özel bir şeyi bütün Türkiye ile paylaştı.

Belki Melisa bunun bilinmesini istemeyecek…

Belki yetişkin olduğunda sosyal medyaya karşı olacak…

Sonsuza dek internette kazılı olacak bu bilgi hayatı boyunca peşini bırakmayacak…

Sosyal medyayı takip edip bu tür şeylerden beslenen sapıkları hesaba katmıyorum bile…Olan oldu artık.

Özverili bir annenin mutluluk sarhoşluğu” olarak bakmak lazım bence.” Dedi.

Karşı görüşte olan Mine Söğüt ise 22/01/2021 günlü ve

Sizin regl konusundaki toleransınız nereye kadar? başlıklı köşe yazısında:

Toplumun neden regl kanını iğrenç bulduğunu merak etmeye başladım. Kan ve gereksiz şiddet popüler kültürün her alanında vardı-haberler, spor, filmler, televizyon programları, video oyunları, müzik vs… Ancak regl kanı, toplum tarafından ötelenmiş vaziyette” diyen ve regl sırasında vücuttan atılan kendi kanının fotoğraflarını çekerek ortaya cüretli işler çıkaran Jen Lewis’in işlerine göz atın.

Tek bir damlayla acının güzelliğini, tüm varoluşuma bereketi getiren âdet döngüsünün değerini anladım. Âdet kanamasıyla yumurtalıklarımın dokuyu her ay vücudumdan atması biyolojik sonu olan bir şeyleri yeniden doğurmak için bana ilham verdi. Yani sonu baştan yaratmak” diyerek kendi kanıyla resimler yapan Timi Pal’in işlerine bakın.(…) Çıta cinsel organdan başlar, memelere, bacaklara, kollara, saçlara ve yüze kadar yayılır ve en kötüsü aklı ve fikri ele geçirir. En çağdaş çevrelerde bile misal sanat alanında, erkek cinsel organına kadın cinsel organına gösterilen toleranstan daha yüksek bir tolerans gösterilir. Bir düşünün, sizin toleransınız nereye kadar… kim bilir?” diye sordu.

Soner Yalçın ise 21/01/2021 günlü yazısında konuyu saçma sapan ahlak boyutuyla irdeleyecek değilim diyerek regl olma yaş ortalamasının 12 olduğu halde 6 yaşlara kadar düştüğünü ve nedenlerinin araştırılması gerektiğini belirtti.

Bu arada Amerikalı ünlü yazar Leandra Cohen regl kanının eteğine bulaştığı kareyi “Kadın olmayı seviyorum” diyerek paylaştı ama ünlü yazarın paylaşımı bazı kullanıcılar tarafından gereksiz şov olarak nitelendirildi.

Tartışmalar kadın erkek eşitliği yönünden de irdelendi. Regl ile sünnet kıyaslamaları yapıldı. Ataerkil toplum düzeni kadın bedeninin ve fizyolojisinin mahremiyeti üzerinde yoğunlaştığı ileri sürülürken “sünnet, bir düğün havasında kutlanılıp ilan edilirken kız çocuklarına kendilerini geri planda tutmalarına yönelik tavsiyeler veriliyor. Adet döngüsünün başlaması çoğu zaman utanılacak bir durum gibi algılanmakta ve genç kızların değişen bedenlerini kabulü konusunda çeşitli direnç unsurları oluşmaktadır.” denildi.

Kadının regl konusunun tartışıldığı bir toplumda erkeğin cinsel organının çocukluk çağlarında mahrem sayılmaması ve bu çocuklara erken yaşlarda kadınları hedef alan sövme öğretilmesi doğru değildir.

2021 yılı sonbaharında ailelerinde piknik yaptığı koruluk bir alanda ağaçların altında oturan 4 gençten birinin işemek üzere hazırlık yaptığını görünce dayak yemeyi bile göze alarak yüksek sesle seslenerek uyardım. Bir düğünde de damadın sünnet resimleri alkışlanmıştı. Çünkü “yiğidin malı ortada” olur demiş büyüklerimiz!

Bu tartışmalar görüldüğü gibi mahremiyet, kadın-erkek hakları, organları, sünnet, regl vs gibi değerler üzerinden yapılırken “çocuğun yüksek menfaatine” yeterince yer verilmemiştir. Tartışmaya konu çocuğun izni alınmış olmakla birlikte bilindiği gibi ÇHS göre 18 yasından küçük herkes çocuk sayılır.

Sosyal medya paylaşımlarında özellikle annelerin, çocukların her hallerini yatakta uyurken, banyoda yıkanırken, yemek yerken, şarkı söylerken, oynarken yerken her anını paylaştıkları görülmektedir. Bu fotoğraf ve videolar ile takipçi listesi ve beğeni sayısı artmaktadır. İnsanlar bazen de sosyal medyada çocuk üzerinden kendilerini tanıtmaya çalışmaktadırlar. Sosyal medyada paylaşım yapılırken çocuk haklarını ihlal etmemek, velayet haklarını özenli korumak, aile içindeki anne-baba ve çocuk ilişkisini ailenin tanıtımı olarak ve manevi bir doyum aracı olarak görmemek gerekir.

Çocuk büyüdüğünde sizin onun adına paylaştığınız, onun özel anlarını okul arkadaşlarının, sevgilisinin ya da patronunun görmesini istemeyebilir.

Avusturya’da 18 yaşında bir genç kadın, yüzlerce çocukluk fotoğrafını Facebook’ta paylaştıkları için annesini ve babasını mahkemeye verdi.

Avusturya medyasına göre ülkenin güneyindeki Carinthia bölgesinde yaşayan genç, “Hiç utanmaları, hiç sınırları yok. Tuvalette otururken, karyolada çıplak yatarken fotoğraflarımı bile paylaşmışlar. Hayatımın her aşaması fotoğraflanmış ve kamuya açılmış” dedi.

Anne-babasının, 11 yaşında olduğu 2009’dan itibaren çocukluk fotoğraflarını 700 Facebook arkadaşıyla paylaştığını, bunları silmeleri için yaptığı talepleri de reddettiklerini söyleyen genç, son çare olarak dava açtığını belirtti.

Haftalık Die Ganze Woche dergisine konuşan baba ise fotoğrafları kendilerinin çektiğini, bu nedenle yayınlama hakları olduğunu savundu. Baba, “Sonuçta bu bizim çocuğumuz. Facebook arkadaşlarımızın da olumlu yorumlarını alan hoş bir aile albümü bu” dedi.

Çocukların fotoğraflarının Facebook’tan paylaşılması konusu giderek daha çok tartışılıyor. Almanya’nın Hagen şehrinde polis “Lütfen bunu yapmayın” diye uyarı yayınlamış, Fransa’da da benzer bir hamle gelmişti.

 

 

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir