Meral Akşener’in TBMM kürsüsüne çıkardığı TBMM TV’nin göstermediği Doğu Türkistanlı kadınlar neler yaşıyor?

featured

RFA Uygur servisinin haberine göre, Çin yönetiminin ‘kültürel değişim’ ve ‘kardeş aile’ uygulaması kapsamında Çin Komünist Partisi üyesi görevliler, Uygurların ve diğer Müslüman azınlıkların evlerini denetlemeye gidiyor.

Çoğunluğu Han Çinli erkeklerden oluşan, sayıları 1 milyonu aşan ‘görevliler’ düzenli olarak aileleri ziyaret ederek ayda en az 8 gün bu evlerde sabahlıyor.

İnsan hakları örgütleri, ailelerin ziyaretlere rıza gösterip göstermediğine bakılmadığını belirtiyor.

ÇKP Sincan Uygur Özerk Bölgesi Komitesi’nin resmi yayın organı “Sincan Günlüğü” gazetesinin haberine göre, geçen yılın 11 ayında toplam 1 milyon 120 bin resmi görevli bölgedeki her etnik kökenden 1 milyon 690 bin ailenin evlerinde kaldı.

Söz konusu görevlilerin kaldıkları evlerdeki ailelerle “yemeklerini paylaştıkları, bayramları birlikte kutladıkları, çocukların ev ödevlerine yardım ettikleri, dostlukları geliştirdikleri, ‘Ulusal Birlik ve Aile’ duygusunu teşvik ettikleri, aileleri başkent Urumçi’ye eğlenmeye götürdükleri” belirtildi.

Program kapsamında Uygur ailelerden evlerine gelen görevlilere yaşamları, günlük faaliyetleri ve siyasi görüşleri hakkında bilgi vermeleri ve kendilerine empoze edilen Komünist Parti ilkelerine uymaları isteniyor.

Görgü tanıklarının beyanlarına ve çeşitli kaynaklara dayandırılan haberde, yatıya gelen ÇKP üyeleri evdeki kadınlarla aynı yatağı paylaşıyor ve ev sahibi kadınların da bu duruma itiraz hakkı bulunmuyor.

“Yatakta iki kişi kalıyor, hava soğuksa 3 kişi birlikte uyuyor”

Bir ÇKP yetkilisi, görevlileri, gözetim altında tutulan ailelerin ‘akrabası’ olarak tanımlarken bu kişilerin ev sahipleriyle birlikte ortak aktiviteler düzenlediğini söyledi.

Adının açıklanmasını istemeyen ve Doğu Türkistan‘ın Yengisar kentindeki 80 ailenin izlenmesinden sorumlu aynı yetkili, “Onlar (görevliler) gittikleri akrabalarının evinde gece ve gündüz kalıyorlar.” dedi.

ÇKP’li yetkili, “Normalde bir yatakta iki kişi kalıyor ancak hava soğuksa üç kişi birlikte yatıyor.” ifadesini kullandı.

Vazifeleri gittikleri evlerden istihbarat toplamak olan bu kişilerin Uygur ailelere ‘yardımcı olduğunu’ iddia eden yetkili, “Birlikte kaldıkları süre içerisinde görevliler onlara yeni fikirler sunuyor, hayat hakkında konuşuyorlar ve bu zaman zarfında birbirlerine karşı dostane duygu besliyorlar.” diye konuştu.

Ayrıca ÇKP’li aynı yetkili, birlikte geçirilen süre içerisinde Çinli görevlilerin herhangi bir kimseden yararlanmaya çalışmadığını ya da cinsel taciz şikayeti almadığını söyleyerek ‘kadınların eşleştirildikleri erkek akrabalarıyla aynı yatakta uyumasının da gayet normal olduğunu’ iddia etti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Genel Direktörü Kenneth Roth, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Çin hükümeti, yeniden eğitim adı altında tutukladığı Uygur Müslümanların eşlerini devlet yetkilileriyle yatmaya zorluyor. Bunu da tecavüz etmemek daha ziyade ‘birbirlerine karşı duygu geliştirmek’ olarak açıklıyor.” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.

Çin: Uygulama gönüllülük esasına göre, Uygurlar: Reddedersek sonucu biliyoruz

Çin yönetimi ‘Kardeş aile’ uygulamaların gönüllülük esasına uygun yapıldığını öne sürüyor.

Ancak Uygurlar, zoraki ziyaretlerin reddedilmesinin çok ağır sonuçları olacağını bildiklerini kaydediyor.

Öte yandan Doğu Türkistanlıların, Çinli görevlileri (kendilerine dayatılan zoraki akrabalarını) düğünler, cenazeler, kutlamalar ve çeşitli vesilelerle düzenlenen aile içi organizasyonlara davet etmek zorunda olduğu belirtiliyor.

Resmi görevliler, ‘davet edildikleri’ Uygur ya da Kazak düğünlerinde davetlileri alkol almaya zorluyor. Alkol almayanlar ise tek tek rapor ediliyor. Fişlenen kişiler ‘aşırılık yanlısı’ olarak tanımlanarak toplama kamplarına gönderiliyor.

Diasporadaki Uygurlar, caddelerde her yüz metrede bir kameraların ve yüz tanım sistemlerinin yerleştirildiği, kontrol noktalarının oluşturulduğu bölgede kendilerine ait tek mahrem alan olan evlerinin de söz konusu uygulamalarla gözetim altında tutulduğunu dile getiriyor.

Doğu Türkistanlılar, Çin yönetiminin Uygur kızları Çinli erkeklerle ‘evlenmeye’ zorladığını, kendilerine dayatılan evliliği kabul etmeyen kızların aile üyelerinin de toplama kamplarına gönderildiğini ifade ediyor.

Meral Akşener konuyu kürsüye taşıdı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında,  Çin zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan 11 Uygur Türk hakkında; “Mültecilere 200 katrilyon harcayacaksın havaalanında mahsur kalan 11 Türk’ün hesabını sormayacaksın? Sizin milliyetçiliğiniz bu mu?” diyerek sert tepki gösterdi.

Akşener’in açıklamaları şu şekilde; Papazı uçakla yollayarak Amerika’ya boyun eğenler, Çin’e karşı da suskunluğunu koruyor.. Tüm dünya, Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı zulme karşı sesini yükseltiyor. Ama İYİ Parti dışında kimse tek bir cümle  söylemiyor. Doğu Türkistan’da camiler yıkılıyor..İsyan ediyorum.. Doğu Türkistan’da, Türk ailelerin yanına zorla, çinli erkekler yerleştiriliyor.. Feryad ediyorum.. Milyonlarca Türk, arındırma kamplarında, Türk ve İslam karşıtı propagandaya maruz kalıyor.. Her gün dua ediyorum.. Ama devletimizi yönetenlerden ses yok.. O çocuklar bizim çocuklarımız.. O kızlar bizim namusumuz.. O annelerin, o babaların gözyaşları, bizim kanayan yaramız.. İşte, 11 Uygur Türk’ü, iki aydır havalimanında bekletiliyor.. İyi parti bunu dile getirince de, “Pasaport kontrolü yapıyoruz, soruşturuyoruz” diye bahane üretiyorlar.. İki aydır neyi soruşturuyorsunuz? Mazluma pasaport mu sorulur? 4 milyon Suriyeliyi, Türkiye’ye  pasaportla mı aldınız? Araştırarak, soruşturarak mı aldınız? Mültecilere 200 katrilyon harcayacaksın.. Ama 11 Türk’ü yük sayacaksın. Sizin milliliğiniz bu mu?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir