Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullanacağı sloganı buldum:
“Kürdistan sevdalısı ülkücü devrimci marksist ve muhafazakar hareket engellenemez!”
İBB Başkanlığı makamını çoktan gözden çıkaran ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanan Ekrem İmamoğlu’nun her kesime şirin gözükme çabalarını bundan daha iyi anlatabilecek bir slogan düşünemiyorum.
Ve bu sloganı söylediğinde “Ay canım başkanım ne güzel söylediniz” diyecek binlerce beyinsiz ergen var…
Türk siyasetinde bugüne kadar çok figür gördük ama böylesi ile ilk defa karşılaşıyoruz.
Karşımızda tam bir Mega Zübük var…
Bu kadar farklı siyasi görüşe aynı anda sempatik görünebilmek maharet isteyen bir iştir.
İmamoğlu’nun bu konuda hakkını yememek lazım…
70’li yıllarda yaşasa efsane bir banker olabilirdi.
Yüzünde Meral Akşener’in muhafazakar ablasının gördüğü “Rabbi Yessir” ile bir şeyh, bir derviş hatta bir evliya bile olabilirdi.
İstanbul’da bozulan metrodan inip tünelde karanlıkta farelerle bir sonraki istasyona yürüyen genç kız “Canım Ekrem Başkanım tamir ettirmediyse vardır bir bildiği, kudurun AKP’liler” dedikçe Ekrem İmamoğlu efsanesi devam edecek.
Ya da etekli ülkücüler, Pervin Buldan ile Meral Akşener’i aynı kefede tartan İmamoğlu’nu savunmaya devam ettikçe Zübüğün Yükselişi’ni hep birlikte izleyeceğiz.
ÜMİT ÖZDAĞ NE YAPMAK İSTİYOR?
Kurduğu Zafer Partisi ile Suriyeli düşmanlığının bayraktarlığını yapan Ümit Özdağ, her gün daha da sertleşen bir söylemle milliyetçilikten ırkçılığa geçiş yapıyor.
Türkiye’deki en akıllı siyasetçilerden biri olan Özdağ’ın önünü arkasını düşünmeden sosyal medyadan yaptığı bu paylaşımlarda ısrarla “işgal” kelimesini kullanması ilerleyen günlerde Türkiye’de Nazi Almanya’sı görüntüleri ortaya çıkarabilir.
Ümit Özdağ’ın Suriyeliler hakkındaki görüşlerinin doğruluğu ya da yanlışlığından bahsetmiyorum.
Halkı tahrik eden, galeyana getiren üslubundan bahsediyorum.
Bugün yarın Ümit Özdağ’dan etkilenen birkaç meczup, Suriyeli bir ailenin evini ateşe verse ve “İşgalcilere karşı vatanımızı savunduk” dese…
Ümit Özdağ’ın sosyal medya paylaşımlarını biraz daha yumuşatması zaruridir.
Sert üslubunu devlet ile, siyasiler ile yaptığı görüşmelerde ortaya koyabilir. Ancak unutmayalım ki bu ülkede en kolay şey “gaza gelmek”
