Masumlar Apartmanı Han’ın hastalığı ne? Sınırda kişilik bozukluğu ne demek? Sınırda kişilik bozukluğu nedir, belirtileri nelerdir?

featured

Masumlar Apartmanı’nın bölümlerinde çeşitli hastalık isimleri geçmektedir. Bu hastalıklar ise internette araştırılmaktadır. Masumlar Apartmanı’nın yeni bölümünde Han’ın dikkatini çeken sınırda kişilik bozukluğu hastalığı gündeme geldi. Peki ama sınırda kişilik bozukluğu nedir, nasıl tedavi edilir, belirtileri nelerdir? İşte sınırda kişilik bozukluğu hastalığı hakkında detaylar…

Sınırda kişilik bozukluğu nedir?

Sınırda kişilik bozukluğu nedir? Sınırda kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu olarak da bilinmektedir. Sınırda kişilik bozukluğu, duygusal olarak değişken kişilik bozukluğu olarak da adlandırılır. Bu hastalığa sahip kişiler birkaç saat ya da birkaç gün süreyle yoğun birtakım duygular yaşar ve bu duygular çok çabuk değişir. Birden üzülen hastalar aniden mutlu olabilir, kaygılanabilir. Duygudan duyguya geçiş yapabilir. Denetim altında güçlük çekebilir.

Sınırda kişilik bozukluğu belirtileri nelerdir?

Bu hastalığa sahip kişiler; ani duygu değişimi yaşar. Kaygı duyarlar. Kendilerine güvenmezler. Depresiflerdir ve bağırmaya elverişlidirler. Sınırda kişilik bozukluğu olan kişiler, başkalarının (aile bireyleri, sevdikleri ya da arkadaşları) kendilerini bırakmasından, ayrılıp gitmesinden çok korkarlar ve bunun gerçekleşmemesi için olmadık yollara başvurabilirler (gitmemesi için yalvarmak, sarılıp bırakmamak, kavga çıkarmak, giden kişinin ardına düşmek ya da onu izlemek, hatta önünü kesmek gibi). Kim olduklarına, nasıl bir insan olduklarına ilişkin algıları (benlik algıları), ilgi alanları, amaçları ve değer yargıları güçlü ve yerleşik değildir ve bunlar, kiminle birlikte olduklarına göre büyük ölçüde değişebilir. Kimi zaman kendilerini severlerken, kimi başka zaman kendilerini sevimsiz ve değersiz bulurlar, kendilerinden nefret ederler, hatta kendilerini bir “şeytan” gibi gördükleri bile olur.

Kim oldukları konusunda içsel bir barışıklık içinde olmadıkları için sık sık iş, arkadaş, sevgili, eş, din değiştirirler; dış görünümlerini değiştirirler (saçlarını mavi ya da mor gibi alışılmadık renklere boyatmak, vücuduna dövmeler yaptırmak, hızma [“piercing”] taktırmak gibi yollarla); genel yaşam amaçları, değerleri, hatta cinsel kimlikleri bile değişebilir. İyi bir ilişki kurmakta ve bunu kalıcı bir biçimde sürdürmekte çok güçlük çekerler. Kolay aşık olurlar, aşık oldukları her kişinin kendilerini çok iyi hissettireceğini, kendilerini bir bütün olarak hissettireceğini düşünürler, ancak çok kısa bir süre sonunda büyük bir düş kırıklığına uğrarlar. Başkalarını değerlendirmelerinde de büyük gelgitler yaşarlar. Bir gün göklere çıkardıkları bir kişiyi, ertesi gün yerin dibine sokabilirler. Bir gün, büyük bir tutkuyla bağlandıkları bir kişiden, bir başka gün nefret edebilirler.

Gerçek dışı anlar yaşayabilirler

Genelde, “siyah değilse beyazdır” biçiminde, esneklikten yoksun bir bakış açıları vardır. Çoğu zaman kendilerini büyük bir boşlukta hissederler ve can sıkıntısı çekerler. Kendilerini bir “hiç” olarak ya da “hiç kimse” olarak hissettikleri zamanlar bile olabilir. Çok yemek yiyerek, alkol ya da madde kullanarak ya da cinsel birliktelik yaşayarak, kendilerini bu boşluktan kurtarmaya çalışsalar da, bunların hiçbiri yeterli gelmez. Özellikle kendilerini iyi hissetmedikleri, altüst oldukları zamanlarda olmak üzere, dürtüsel davranma eğilimi gösterirler ve yeni tanıştıkları biriyle cinsel birliktelik yaşama, tıkınırcasına yemek yeme, aşırı alkol ya da madde kullanma, sakınmaksızın araba kullanma, çok para harcama, vücuduna kesikler atma, kendi kendini yakma gibi, kendilerine zarar verecek birtakım davranışlarda bulunabilirler ya da ölüm düşünceleri içinde olabilirler. Zor altında kaldıklarında, gerçeklikten kopma yaşantıları olur ya da özel birtakım kuşkulara kapılabilirler. Sanki kendilerine dışarıdan bakıyormuş gibi, bedenlerinden ayrılmış gibi, rüyadaymış gibi gerçek dışılık yaşantıları zaman zaman olabileceği gibi, bunlar ayrıca sürüp gidebilir.

Belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir

Sınırda kişilik bozukluğu olan herkeste bütün bu belirtiler olacak demek değildir. Kimilerinde bu belirtilerden yalnızca birkaçı olabilirken, kimilerinde birçoğu bir arada bulunabilir. Bu kişiler aşırı duyarlıdırlar. Belirtilerin bir kesimi, çok sıradan birtakım olaylarla tetiklenebilir. Sözgelimi, tatile çıkmak için yakınlarının kısa süreli ayrılması bile ya da eşinin eve geç gelmesi bile, bu kişileri öfkelendirebilir ya da büyük bir sıkıntıya sokabilir. Kurdukları ilişkiler, belirtilerinin ortaya çıkmasında en önemli tetikleyici etkendir. Gösterilen belirtilerin ağırlığı, sıklığı ve ne denli uzun sürdüğü, kişiden kişiye büyük ölçüde değişir. Sınırda kişilik bozukluğuna, depresyon ya da iki uçlu bozukluk, madde kötüye kullanımı, yeme bozuklukları ve kaygı bozuklukları eşlik edebilir. Sınırda kişilik bozukluğu başarılı bir biçimde tedavi edildiğinde, eşlik eden diğer bozukluklar çoğu zaman düzelir.

Ancak tersi her zaman doğru değildir. Sözgelimi, kişinin depresyonu tedavi edilmiş olsa bile, sınırda kişilik bozukluğu belirtileri sürebilir. Sınırda kişilik bozukluğu, ergenlik yıllarında ya da erken erişkinlik döneminde başlayan bir rahatsızlıktır. Değişik çalışmalara göre, erişkinlerin yaklaşık % 2-6’sının (çevrenizdeki en az 50 kişiden birinin), yaşamlarında bir dönem, böyle bir rahatsızlığı yoğun bir biçimde yaşadığı saptanmıştır. Psikiyatri hastanelerine yatırılan hastaların yaklaşık beşte birine artık bu tanı konmaktadır. Böyle bir tanı konanların yaklaşık dörtte üçü kadındır. Geçmişte, sınırda kişilik bozukluğunun tedavisinin oldukça güç olduğuna inanılıyordu.

Sınırda kişilik bozukluğu tedavisi

Ancak, kanıta dayalı yeni tedavi yaklaşımlarıyla (özellikle baş etme becerileri kazandıran eytişimsel [diyalektik] davranışçı terapi yaklaşımıyla), böyle bir rahatsızlığı olan birçok kişinin, çok daha az yoğunlukta, çok daha az belirti yaşaması ve bu kişilerin yaşam niteliklerinin artması sağlanmaktadır. Burada, önemli olan, sınırda kişilik bozukluğu olan kişilerin, bu rahatsızlığın tedavisi konusunda özel eğitim almış psikiyatrist ve klinik psikologlarca, bir takım anlayışı içinde tedavi edilmesidir. Öyle olması durumunda sonuçlar yüz güldürücü olmaktadır. Terapi sürecinde, kişiye, duygusal kırılganlığını azaltabilmesi ve duygusal dalgalanmalarını yatıştırabilmesi için, dürtüselliğini denetim altına alabilmesi ve zorlanmaya katlanabilmesi için, ayrıca kişilerarası ilişkilerini geliştirebilmesi için birtakım donanımlar ve baş etme becerileri kazandırılır…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir