Kırmızı Oda Alya’nın gerçek hayat hikayesi! Şok olacaksınız

featured

Ala 22 yaşında ilk seansa geliyor

Ala ilk seansa geldiğinde 22 yaşında avukatlık stajyerliği yapan bir kız.  Yaklaşık 1.70 boyunda ama 41 kilo ve inanılmaz zayıf bir kız.  Pespaye giyimli, saçı başı dağınık, aynı dizideki Melisa Sözen’in dizide canlandırdığı Alya gibi.  Seanslarda annesinin ve babasının öldüğünü ve yalnız olduğunu aşırı tiz bir sesle anlatıyor. Üstün zekalı bir kız ama evde hiç bir zaman sevilmiyor. İlk seanslarda hiç kendinden bahsetmiyor.  Daha sonra doktora kendine yakın hissettikçe açılmaya başlıyor.

O olaydan sonra her şey çok daha kötü oldu

Baştaki seanslardan birinde doktora “O olaydan sonra her şey çok daha kötü oldu” diyor.  Doktor sorduğunda ise detaylarını anlatmıyor.  Ama o olaydan sonra Ankara’ya taşınıyor. Annesi onu hiç sevmiyor, sürekli dövüyordu.  Çok açtım evde annem duştayken leblebi buldum, yerken paket döküldü. Annesi duştan çıkınca görüyor ve öldüresiye dövüyor.

Babası hapse düşüyor

Annesi Süreyya  çok güzel aynı Türkan Şoray gibi. Babası annesi hakkında konuşan birini öldürüyor ve hapse düşüyor. Aslında babaannesi bir hanımağa ve istese hapisten çıkartabilecekken, babasını çıkarmıyor.  Ala çok cılız doğduğu için ne annesi ve ev halkı küçük kızı sevmiyor.  Ayrıca babası hapisteyken doğan Ala için başkasından olabileceği konusunda dedikodular da çıkıyor. Çünkü hem annesi güzel, babası da yakışıklı, böyle çirkin bir kız çıkmamalı diye.

Süreyya’nın tek önemsediği şey babaanne Esmasultan’ın sevgisini kazanmak. Ama Süreyya ağzıyla kuş tutsa bile başarılı olamıyor. Evde kimse Ala ile konuşmuyor. Bu nedenle konuşmayı, dinlemekten öğreniyor o nedenle kekeleyerek konuşuyor.

Hukuk okumasının sebebi ise adaletsizliklerle başa çıkmak. Özellikle kendine adaletsizlik yapıldığını düşünüyor.

Olaylar çözülüyor

Ala biraz kendini toparlamaya başlamışken, doktoru onunla birlikte restoranda yemek yemek istiyor. Ama toplum içinde Ala kendini hiç rahat hissetmiyor.  Yemekten kalkmak üzereyken doktoru Gülseren hanım, Alya beni evine götür diyor. Bir kere de ben senin evine geleyim, hep ben mi seni misafir edecem diyor. Sonrasında eve gidiyorlar. Evde küf ve toz kokusu sarmış durumda.

Duvarda iki palto

Evin içinde duvarda, bir kadın, bir erkek iki palto asılı duruyor.  Gülseren hanım, bu paltoların ölen annesi ve babasının paltosu olduğunu düşünüyor. Sonra merdivenlerden çıkıp Alya’nın odasına gidiyorlar. Alya (Ala)’nın hiç bir kıyafeti yok. Annesinin kıyafetlerini giyiyormuş.  Daha sonra Alya’dan kahve istiyor ve mutfağa gidiyorlar.

Pazar günü banyo günü

Kahve içerken konuşmalarda olaylar bir bir ortaya çıkıyor. Esmasultan’ın her pazar günü banyo günüymüş.  Banyo gününde evdeki tüm işler duruyor.  O gün gelinler babanenin etrafında pervane oluyorlar.  Esmasultan’ı ise annesi Süreyya yıkıyor.  Dışarıda ise kapı ağzında Alya havluları tutuyor. Esmasultan ile Süreyya zaten pek anlaşamıyorlar. Ama Süreyya ilk kez o gün sinirlerine hakim olamıyor. Bunu farkeden Alya annesi ise gurur duyuyor. Son suyu Esmasultan’ın üzerinden dökerken, su kaynar su çıkıyor.  Esmasultan sinirlenince Süreyya’ya elini kaldırıyor. Süreyya elini tutuyor, ikisi de yere düşüyor. Esmasultan bağırıyor, bütün ev halkı banyoya gidiyor, bakıyorlar ikisi de yerde. Alya parmağıyla refleks halinde annesini gösteriyor. Polisler geliyor, annesi ben yapmadım dese de ve Süreyya’yı hapse atıyorlar.

Süreyya 4-5 ay hapiste kalıyor ve akli dengesini kaybediyor. İşte Alya’nın ilk seanstan bu yana anlatmadığı o olay bu olaymış.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir