İyi Gelecek, Deva Saadet (1)

Geçen bir haber vardı televizyon bültenlerde:

-Külünden yeniden doğdu…

Bir dönem Bülent Ecevit’in şiirinden esinlenenler bu sözü çok kullanırdı. -Külünden doğmak.

Kimse Zümrüt-ü Anka bilenen Simurg kuşu değil ama siyaseti kursaklarına indirmek için kullanan Pelikan’dan da bahsetmiyorum.

Bilir misiniz adı, sanı ne olursa olsun, bir insan öldü mü yeni bir isme kavuşur ? Bu isim genel bir isimdir. Ve Türkiye’nin neresine giderseniz aynı isim kullanılır:

-Cenaze…

Sedat Peker videoları piyasaya çıktığında kimi siyasetçinin muhalefete göre iktidarın özellikle Erdoğan’ın helvasını kavurmaya çok niyetli ve hazırdılar.

Bir dönem kır gerillaları için kullandıkları “Vur Peker Vur, Yeni iktidarı kur” sloganını atmaya bile niyetlendiler. Tutmadı, yutamadılar da…Siyaset tetik çekmeye benzemediği için bu kez devreye Gladyo’nun SBK’sı girdi.

Godfather

Kontes Fuller

Graham Fuller

James Woolsey

Liste kabarık. İşbirlikçiler…Siyasi ve medya tetikçileri…

Siyasetin bileğini bükemediği, kündeye getirmediği Erdoğan’ın ve Cumhur ittifakını kriminal parayla dize getirmek istiyorlar. Para işi bu…Kimin elinin kimin cebin olduğunu bilmediğimiz bir düzen…

Ancak bilmeliyiz ki Türkiye’nin yolunu ve yerini tayin etmesi gereken bir süreç içindeyiz. Joe Biden’ın iş başına gelmesiyle havalara uçan siyaset dünyasının aradan geçen altı ayda yapmayı istedikleri ve yapamadıkları ortada değil mi?

Olayın özeti yine belirteyim ki; Temel  Karamollaoğlu’nun sözlerinde gizli:

“AK Parti’den ayrılanlar, kendileriyle beraber o topluluğu taşıyamadılar. Gerek başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu gibi bir arkadaşın, gerek Ali Babacan gibi uzun yıllar ekonomide etkisi olduğu bilinen bir kişinin ve geçmişte cumhurbaşkanlığı yapan Abdullah Gül’ün… Bunları bir bütün olarak ele aldığımız zaman bu ayrılmaların AK Parti tabanında yüzde 20-30 çözülmeyi sağlayacağını düşünürdüm, ama olmadı.”

DEVA’da Çözülme, Gelecek’te Gelecek Arayışı   

Babacan’da Davutoğlu yeni partilerini sırtladıkları vagon ile kurdular. Son 15 yılın faturası, ekonomisi, dış politikası ikisinin omuzlarında…Bu kadar yükle siyaset bir yere kadar…

DEVA’nın İstanbul örgütünde başlayan tartışma istifalara oradan görevden almalara kadar gitti. En son partinin Kayseri il başkanı Begüm Başmısırlı, Babacan ve teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı Sadullah Ergin’e ulaşılamadığı gerekçesiyle istifa etti. Kayseri’de DEVA siyaseti tutmadı. Hem de Abdullah Gül memleketinde. Hem de Candan Karlıtekin vasıtasıyla bulunan ve il başkanı yapılan Başmısırlı istifa etti.

Yani Gül’ün adamı, Gül’ün kurduğu partiden istifa etti.Bana kalırsa Gül ekibi tarafından istifa ettirildi. Elbette Kayseri’de siyaset zor iş…İstanbul siyasetine “Bizans” diyenler Kayseri siyasetinde olan bitenlerinden haberdi bile yok.

Hatırlar mısınız; 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 2006 yılında Dışişleri Bakanı iken Kayserililer için demişti?

Son dönemde Kalvinistler diye ilginç bir tartışma yaşanıyor. Bir taraftan muhafazakarlar, bir taraftan manevi değerlere önem verenler, bir taraftan dindar, ama aynı zamanda modernliği gerçekleştiren atılgan ve kalkınmayı yürütenler, din sosyolojisiyle ilgilenenler bunu çok iyi bilirler. Bunun adı Hıristiyanlıkta Kalvinizm olur. Başka dinlerde başka isimler alır. Kayseri’deki sosyolojik olayı da aynı şekilde buna benzetiyorlar. Böyle izah ediyorlar. Bu çok doğru.”

DEVA yavaş yavaş bir dönüşüme hazırlanıyor.

Ahmet Davutoğlu’nun ise “Açıklarsam insan içene çıkamazlar, konuşursam yer yerinden oynar” sözleri eskisi gibi makes bulmuyor. Yakın korumalarım, eşime bakan korumalarım  (elbette kahraman emniyet mensubu ve devletin görevlendirmesiyle oradalar) için  ‘Şark hizmetine gitmesinler” diyerek yaptığı girişimlerin titizliğini siyasette de beklerdik. (Aynı konuda Hayrünnisa Gül’ün de Külliye’den ricası olmuş ancak bu ayrı bir konu)

Kamuoyu araştırmalarda  DEVA, Gelecek bu durumda da  Saadet Partisi ne durumda? Bu  başlıkta  sayın Oğuzhan Asiltürk’e kulak verelim:

“Saadet Partisi’nin de görev yapan kardeşlerimiz, sâdece iktidarı tenkit  etmekle  yetindiler. Böyle olunca, ahlâki ve mânevî değerleri savunduğu için, Saadet Partisini  destekleyenlerin  desteği azaldı. Bu destek azaldığından dolayı, bir önceki seçimde Millet Vekili çıkaracak kadar oy aldığımız illerde, seçim işbirliği dolayısıyla baraj uygulanmadığı halde, aynı oyu alamadığımız için Millet Vekili çıkaramadık. Bir Siyasi Partinin başarılı olması için, inandığı gerçeklere  hizmet etmesi gerekir.”

Hal böyle olurken yan yana toplasanız da, alt alta koysanız da, üst üste dizseniz de olmuyor…

Hele hele Millet İttifakı’nın baskın unsuru  CHP ve HDP iken kararsızlar da Ak Parti’den koparılmak istenen oylar da gelmiyor.

Örneğin CHP bunun farkında olmalı ki  geçen yerel seçimlerde İstanbul, Ankara Antalya’da hatta Adana’yı da ekleyelim sağdan aldığı isimler ile belediyeleri kazandı.

Semra Özal: Erdoğan’a İhanet Edemeyiz

“Sağcılaşma” eleştirilerine karşı yine “sağ’ın kilit isimlerinin” kapılarını çalıyor. Merhum Haydar Baş’ın Bağımsız Türkiye Partisi’ni ziyareti saymıyorum. CHP’nin muhafazakar siyasetin mucidi merhum Turgut Özal’ın muhterem eşlerini ve oğullarını ve kızını ziyaretini söylüyorum. Kemal Kılıçdaroğlu bizzat gitti. Dünürcü  gibi “Allah’ın emriyle Ahmet Özal’ı CHP’de görmek istiyorum” dedi.

 

Sonra Aydın’da Ahmet Özal ile bir kez daha görüştü. Ahmet Özal’ın CHP’ye girmeye  oldukça niyetli olduğunu öğrendim, öğrenmesine de Semra Özal Hanımefendi’nin teklifi ve olumlu havayı duyar duymaz gözlerinde şimşekler çaktığını, sözlerinde fırtına estirdiğini de duydum:

-(Aktarılan ifadeyle) Otur otur oturduğun yerde…Sayın Cumhurbaşkanı bize bu kadar sahip çıkmışken, bizi bu adar gözetirken bunu ona yapamayız. Erdoğan’a ihanet edemeyiz. Erdoğan’ın yanındayız…

Yüksek Askeri Şura

Bunlar yaşanırken Recep Tayyip Erdoğan ne yapıyor? Türkiye’nin gelecek 10 yılının askeri kurmay kabinesi işiyle meşgul… Yani Yüksek Askeri Şuara hazırlıkları…Kurmay kadroyu kim dizayn edecek? Görünmeyen, bilinmeyen bir mücadele var. Herkes Sedat Peker videolarına, SBK’nın Godfather filmine odaklanmışken teyakkuzda olan Yüksek Askeri Şura öncesinde fırtınalar kopuyor.

Diyeceğim son olarak şu ki; Rabbim Türk Silahlı Kuvvetlere zeval vermesin… Ayağına taş değdirmesin…

Yarın “İYİ GELECEK, DEVA SAADET  (2) Muhalefetten Meral Akşener sesleri”

PolitikAdam

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir