Halkın Atatürk’ü ( “Everbody’s Atatürk” )

featured
 “Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Ölmemiş bir Kasım sabahı!
Yine bizimle her yerde.”
                        F.H. Dağlarca

 

Mine Dal tarafından hazırlanan ve Ekim 2020 de hem İsviçre’de hem de Türkiye’de baskıya giren, “Halkın Atatürk’ü” kitabının tanıtımı terör örgütü PKK tarafından sabote edildi.

Mine Dal; İsviçre’de fotoğrafçılık eğitimi aldığı sırada, bitirme tezi için başladığı ve dağ taş demeden Türkiye’de her yeri gezip çektiği projenin arşivinin 11 bin fotoğrafa ulaşmasıyla, “Halkın Atatürk’ü” fotoğraf kitabını çıkarmış. Bu kitabın tanıtımına yapılan PKK saldırısını kınıyorum.

Kitabın Türkçe “Halkın Atatürk’ü İngilizce “Everbody’s Atatürk” olan adını çok beğendim.

Atatürk gerçekten halkın Atatürk’üdür. Birden 1974’lü yıllarda İ.Ü. Hukuk Fakültesinde hocamız Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun Atatürk ile aynı dönemde yaşamış diğer liderler hakkındaki konuşmasını anımsadım. Sonradan “Devirden Devire” adlı kitabında da aynı konuyu yazmıştı.

Bu liderlerden Hitler milyonlarca insanın kanının akmasına neden oldu. Hatta   arkadaşlarını bile kendi elleriyle öldürdü. Fikir, bilim sanat ve hukuk insanlarına eziyet ve işkence uyguladı. II. Dünya Savaşından ulusuyla birlikte yenik çıktı. Yaşamının son anlarında metresi Eva ile evlendi ve bir sığınakta Eva ile intihar etti. Oradaki bir ere bedenlerinin yakılmasını emretti. Yakıldı; ölüsü ve külleri bile bulunamadı.

İtalya’da Mussolini emperyalist emellerinin peşinden koştu. Kendi arkadaşlarını hatta damadını da kurşuna dizdirdi. İsviçre’ye kaçmak isterken yakalandı. Dağda kurşuna dizilerek öldü ve bir bacağından asılarak günlerce teşhir edildi.

Rusya’da Stalin; Hukuk tanımaz uygulamaları ile binlerce insana zulmetti.

Binlerce insanı hiçbir yargı kararı olmadan Sibirya’ya sürdürdü, öldürttü ve ocaklarını söndürdü.

Yani her üç liderde sonuçta korkunç bir diktatördü. Uyguladıkları zulüm ve cinayetler unutulmadı ve adlarını tarih sayfalarına kanla yazdırdılar.

Avrupa’daki diğer diktatörler Franko, Salvador ve benzerleri içinde halkın sevgisinden söz etmek mümkün değil.

Oysa Atatürk her zaman ulusunun kalbinde yaşadı ve yaşıyor.

Hiç unutmuyorum Sivas’ın Divriği ilçesinde tepede kalan iki katlı bir binanın dış çatı duvarında çok güzel bir Atatürk tablosunu gördüğümde bu halkın Atatürk sevdalısı olduğuna bir kez daha tanık olmuştum.

Atatürk sevgisini yediden yetmişe çocuklarda, yaşlılarda, zenginde, yoksulda her zaman her yerde, herkeste ve her siyasal görüşte gördüm.

Çünkü O öncelikle emperyalist ülkelere karşı halkı örgütledi ve Cumhuriyeti’ni kurdu. Halk ümmet iken ulus olmanın onurunu yaşadı. Kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip oldular.

Siz bakmayın “keşke Yunanlar kazansaydı” diyenlere, Atatürk sevgisi halkın gönlünde, aklında ve sağduyusunda bitmeyen bir sevgi seli olarak yaşamakta ve yaşayacaktır. O’nun adının geçtiği her yerde coşku vardır, gurur vardır, bayrak vardır, sevgi vardır. Çünkü O gerçekten halkın içinden çıkmış, halka güvenmiş, halk için yaşamış ve gücünü halka inanmaktan almıştır.

Mine Dal’da kitabını hazırlarken Antalya’da genç bir adamla karşılaşmış. Seraların fotoğraflarını çekerken adam ona yardımcı olmak istemiş ama yalnız olduğu için de tedirgin olmuş. Sonrasını şöyle anlatıyor:

“Seraların içinde başka hiç kimse yoktu. Neyse. Sonunda dışarı çıktık. Rahatlamıştım. ‘Ben aslında Atatürk fotoğrafları çekiyorum. Ama gördüğüm gibi sizin bu işyerinizde hiçbir Atatürk resmi yok’, dedim. ‘Atatürk benim kalbimde’ dedi. ‘O hepimizin kalbinde’, diye cevap verdim ben de. Bunun üzerine hiçbir şey söylemedi. Gözlerini bana dikti ve yakasını sıyırdı. Kalbinin üzerindeki dövme ortaya çıktı: Atatürk’ün imzasıydı. Çok duygulandım. Hemen fotoğrafını çektim. İşte o fotoğraf şimdi kitabın arka kapağında.”

Atatürk’ün sonsuzluğa göçtüğü 10 Kasım 1938 günü Cumhuriyet Hükümeti, milli yasın acısını her satırında ortaya koyan ve ulusun duygularını dile getiren resmi bir tebliğ yayımladı. İşte o tebliğden seçtiğim birkaç cümle;

Kederlerimizin tesellisini ancak ve ancak onun büyük eserine bağlılıkta ve aziz vatanımızın hizmetinde ararız. Şurasını da her şeyden evvel beyan etmeliyiz ki, ölmez olan, onun büyük eseri Cumhuriyet Türkiye’sidir..

TÜRK MİLLETİNE GÜVENDİ

Bugün ayrılığına ağladığımız Büyük Şefimiz Atatürk, her vakit Türk Milleti’ne güvendi. Eserlerini bu güvenle yaptı. İdamesi esbabını da istikmal ederek, güvenle büyük milletimize bıraktı. Ebedi Türk Milleti, onun eserlerini ebediyetle yaşatacaktır. Türk gençliği, onun kıymetli vediası olan Türkiye Cumhuriyeti’ni daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir.

Kemal Atatürk, Türk’ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır.

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir