Geleceğin Türkiye’sinde sosyal politikalar

Ekonomik daralmanın tüm dünyayı etkisi altına aldığı Covid-19 döneminde, yoksulluğun azaltılmasında, refahın paylaşılmasında, sosyal adaletin sağlanmasında sosyal politikaların ne kadar önemli olduğu görüldü.

İlim Kültür Eğitim Vakfı da (İLKE) Türkiye’nin geleceğinin belirlenmesinde mihenk taşı olan “Geleceğin Türkiye’sinde Sosyal Politikalar” adlı raporu hazırladı. Doç. Dr. Mehmet Fatih Aysan tarafından hazırlanan bu rapor sosyal politikalar için önemli bir yol haritası sunuyor.

Doç. Dr. Mehmet Fatih Aysan bu raporda, sosyal politikaların Türkiye’nin kuruluşundan bu yana nasıl bir seyir izlediğini ortaya koyarak sosyal politikalara yönelik değişen bakış açısını, yaşanan zorlukları ve yaşanması muhtemel problemleri öne çıkararak somut çözüm önerileri getiriyor.

SOSYAL POLİTİKALARDA UZUN VADELİ BİR VİZYON GEREKİYOR AMA BUNUN ŞARTLARI VAR

Geleceğin Türkiye’sinde sosyal politikalara dair uzun vadeli bir vizyon çizmeye çalışan bu rapora göre, sosyal politikaların sosyal yardımların ötesinde bir anlamı var. Sosyal politikalar sosyal adaleti sağlamalı, beşerî sermaye ve insani gelişmeyi yükseltmeli ve en önemlisi de yaşam memnuniyetini arttırmalı.

Ancak, Türkiye’de sosyal politikaların bu vizyonu gerçekleştirebilmesi için önemli şartlara ihtiyaç var.

Şöyle ki;

Evrensel ve toplumsal değerler temelinde kapsayıcı ve şeffaf bir zeminde etkin uygulamaların olup olmadığı ölçme ve değerlendirme ile tespit edilerek farklı kurumların koordinasyon içinde çalıştığı sürdürülebilir sosyal politikalar üretilmeli.

Ayrıca, geleceğin Türkiye’sinde sürdürülebilir bir refah rejimi oluşturabilmek için öncelikle sosyal politikaların amaçlarını ve koşullarını dikkate alan sağlam bir anlayışa, toplumsal mutabakata ve özenle hazırlanmış kapsamlı reformlara ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.

Bu şartlar geleceğin sosyal politikaları için olmazsa olmaz şartlardan.

SOSYAL POLİTİKALARDA YENİ MEYDAN OKUMALARA İHTİYAÇ VAR

Türkiye’de son yıllarda sosyal politikalarda önemli değişim ve dönüşümler yaşandı. Bu dönemde sosyal politika ile ilgili kurumlar ve sosyal politika uygulamaları ilk defa bağımsız bir bakanlık altında toplandı.

Diğer yandan, sosyal güvenlik ve sağlık sisteminde reformlar hayata geçti, sosyal yardımlarda birçok kesim koruma altına alındı ve sosyal harcamalarda hızlı artış oldu.

Bu iyileşmelere rağmen raporda, Türkiye’nin refah rejimini ve dolayısıyla sosyal politikaları derinden etkileyen ve önümüzdeki yıllarda daha da fazla etkilemesi düşünülen çok önemli değişimlerin olacağı da ifade ediliyor.

Özellikle, toplumsal ve ekonomik dönüşümler, yaşlanma dolayısıyla meydana gelecek demografik dönüşümler, ekonomik riskler, göç, çevre sorunları ve hastalıklar, popülizm ve kayırmacılık, 2020 Türkiye’sinde uzun vadeli ve kapsamlı yeni bir sosyal politika vizyonu oluşturmayı zorunlu kılıyor.

Ayrıca, sosyal yardımların istihdam temelli olması, sosyal yardımlarda sayının ve bürokrasinin azaltılması ve sosyal yardım sistemi üzerindeki finansal yükün sürdürülebilirliğinin sağlanması zorunluluğu öne çıkan öneriler.

Dolayısıyla Türkiye’nin yeni dönemde yüzleşmek zorunda olduğu makro ölçekteki bu değişim ve dönüşümleri doğru analiz edip bunlara uzun vadeli cevaplar üretmek hem refah rejiminin devamı hem de sosyal politikaların sürdürülebilirliği açısından oldukça önemlidir.

Bu nedenle, “Geleceğin Türkiye’sinde Sosyal Politikalar Raporu” bu kritik dönemeçte karar vericilere ezberlenmiş sosyal politika yaklaşımlarının ötesinde alternatif bir bakış açısı sunarak toplumdaki değişim ve dönüşümü dolaysıyla artan risklere karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatıyor.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir