Almanya’da FETÖ’nün kurduğu İbn-i Rüşd Goethe Camisi, geçen hafta büyük bir skandala imza attı. Daha önce terör örgütünün çizgisinde İslam’ı yozlaştıran uygulamalarıyla gündeme gelen sözde camiye, sözde ‘LGBT Onur Haftası’nı kutlamak için ‘gökkuşağı bayrağı’ asıldı.
Berlin Belediye Başkan Yardımcısı ve Kültür ve Avrupa Senatörü Klaus Lederer, görüntüleri sosyal medyada ‘gururla’ paylaştı. İktidardaki Hristiyan Demokrat Parti’nin (CDU) Eyalet Başkanı Kai Wegner de LGBT ‘törenine’ katıldı.
Olay Almanya ve Batı medyasında “İlk defa bir camiye LGBT bayrağı asıldı” başlığıyla duyuruldu. Haberlerde FETÖ’ye ait caminin eylemi, “İbn-i Rüşd Goethe Camisi, LGBT+ cemaatini kabul ediyor.” ifadeleriyle yer aldı.
ALMAN DEVLETİNİN KANATLARINDA
İbn-i Rüşd Goethe Camisi, Almanya’da FETÖ faaliyetlerinin ne kadar serbest bir şekilde yapıldığın açık göstergelerinden.
İslam’ın adını kirli emellerine alet eden paravan oluşum, “Almanya’daki tek liberal cami” payesiyle sık sık Alman devletinin ve medyasının övgülerine mazhar oluyor. Diyanet İşlerinin “İslam karşıtıdır ve FETÖ faaliyetlerinin merkezidir.” açıklamasına ve Türk devletinin kapatılması yönündeki taleplerine rağmen cami, Alman devletinin koruyucu halesi altında her türlü faaliyetine devam ediyor.
Bunun en çarpıcı göstergelerinden biri de 1 Temmuz’da yaşandı. LGBT Onur Haftası hasebiyle Berlin’in Moabit bölgesinde yer alan İbn-i Rüşd Goethe Camisi’ne LGBT flaması asıldı.
Aydınlık’ın haberine göre; Berlin Belediye Başkan Yardımcısı Lederer ve iktidar partisi CDU’nun Berlin Başkanı Wegner törende bizzat yer alarak ‘LGBT camisi’nin Alman devletinin desteğine sahip olduğunu gösterdi.
Ayrıca her iki isim de sosyal medyada caminin LGBT flamalı görüntüsünü paylaştı. CDU’dan ve diğer partilerden destek mesajları paylaşıldı.
DİĞER CAMİLERE ÇAĞRI: ‘AŞK HELALDİR’
LGBT flamasının asıldığı törene katılanlar, LGBT topluluğuna destek amacıyla ‘Aşk Helaldir’ (Liebe ist Halal) yazan gökkuşağı renginde rozetler taktılar. Sözde caminin sekiz imamından biri olan Mo el-Ketab, “Umarız başka camiler de gökkuşağı bayrağı asarlar ve LGBT cemaati için diğer pozitif simgeleri kullanırlar.” açıklaması yaptı.
Böylece caminin, Diyanet’in ifade ettiği gibi bir “din mühendisliği” modeli olarak faaliyet yürüttüğü de görülmüş oldu. Alman basınındaki haberlerde, bayrağın temmuz sonuna kadar asılı kalacağı bilgisi de yer aldı.
Almanya, diğer ülkelerden farklı olarak ‘LGBT Onur Haftası’nı temmuz ayında kutluyor. Devlet binalarına sözde LGBT bayrağı asarak, yayın kuruluşları da logolarını gökkuşağı renklerine büründürürek haftaya kurumsal destek veriyor.
BAŞTAN SONA FETÖ PROJESİ
Sözde cami, 2017 yılında FETÖ’cü ‘kadın imam’ Seyran Ateş tarafından kuruluyor. Cami denilen mekan, esasında Evanjelik St. Johannis Protestan Kilisesi’nin üçüncü katında yer alıyor.
FETÖ’nün “Dinler Arası Diyalog” projesine uygun şekilde caminin arkasındaki “House of One” (O’nun Evi ya da Tek Mabet) isimli proje, Berlin Marien Kilisesi Papazı Gregor Hohberg, İsrail vatandaşı Haham Tovia Ben Chorin ve FETÖ İmamı Kadir Sancı tarafından yürütülüyor.
Projenin yönetim kadrosunda ise iki firari FETÖ’cü var: Zaman Almanya’nın eski Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Bağ ve FETÖ’nün eski Almanya üniversite sorumlusu Celal Fındık. FETÖ’nün iki numaralı ismi Abdullah Aymaz da sözde caminin yer aldığı bu “House of One” projesinin tüm dünyaya örnek olması gerektiğine dair demeçler veriyor.
Camiyi “liberal” olarak basına pazarlayan de kurucu FETÖ’cü Ateş’in kendisi. Kastettiği ise İslam’ın kurallarını ve geleneklerini hiçe sayan şu uygulamalar: Camiye başörtüsüz giriliyor, kadın ve erkekler birlikte namaz kılıyor, LGBT bireyler de kendi kimlikleriyle ‘var olabiliyorlar’.
LGBT sapkınlığına tepkiler büyüyor: ‘Ailenizi ancak İslam korur’
İslam’ı tahrif etme ve emperyalizmin güdümüne sokma projesine ne yazık ki büyük İslam alimi İbn-i Rüşd ve Batı-Doğu Divanı’nın yazarı, İslam’ın Batı’daki en büyük hayranlarından Alman ozanı Goethe’nin ismi de alet ediliyor.
Ateş’in FETÖ’cülüğü de hayasız; yürüttükleri İslam’ı yozlaştırma faaliyetleriyle ilgili “Fetullah Gülen’in fikrini canlandıran insanların yüzlerini görmeye ihtiyacı var dünyanın ve Almanya’nın.” şeklinde konuşuyor.
DİYANET, ‘FETÖ’NÜN DİN MÜHENDİSLİĞİ’ DEDİ
Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı, caminin kurulduğu 2017 yılında bir açıklama yaparak bunun bir FETÖ projesi olduğunu ilan etmişti. Açıklamada şu ifadeler yer almıştı:
“Geçtiğimiz günlerde Almanya’nın başkenti Berlin’de gerçekleştirilen ve aziz milletimizin dikkat ve ferasetinden kaçmayan sözde İslamilik iddiası taşıyan bir girişim aracılığıyla yüce dinimizin temel esasları hiçe sayılmıştır.
İslam’ın temel ölçüleri açık ve seçik olarak Kur’an-ı Azimüşşan’da ve Sünneti Seniyye’de beyan edilmiştir.
“Bunun yıllardır FETÖ ve benzeri menhus yapıların öncülüğünde yürütülen bir din mühendisliği projesi olduğu açıktır. İslam’ın on dört asırlık değişmez sabiteleri olarak devam edegelen bir ibadetini laubalice değiştirmeye kalkışmak asla bir fikir ve düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilemez.”
ALMAN HÜKÜMETİ SAHİP ÇIKTI
Diyanet’in açıklamasına Alman hükümetinden tepki geldi. Dönemin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schäfer, “Almanya’da yaşayan insanların, dinlerini özgürce yaşama ve düşüncelerini ifade etme haklarını engellemeyi hedefleyen açıklamalara net bir şekilde karşı olduklarını” ifade etti. Schäfer, “İnsanların dinlerini, nerede, nasıl, ne zaman ve ne şekilde yaşayacakları devletin işi değildir.” dedi.
Almanya İçişleri Bakanlığından konuya dair yapılan açıklamada da, “yurtdışından yapılan böylesi bir açıklamadan şaşkınlık duyulduğu” belirtildi. Almanya içinde “barışı tehlikeye sokacak açıklamaların” kabullenilemeyeceği söylendi.
