Elif Çakır hakkında şok gerçek! AK Parti’ye kızıp ‘deist’ olanlar kervanına mı katıldı?

featured

Gezi eylemleri sırasında Kabataş yalanını ortaya atan Karar yazarı Elif Çakır’ın haber sitesindeki yeni hali dikkat çekti.  AK Parti iktidarı döneminde gazeteci olan Çakır’ın, yıllar boyu savunduğu başörtüsünü çıkardığı görüldü.

Elif Çakır, yıllar önce verdiği bir röportajda baş örtüsü ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:

– Evet. 13 yaşından beri. İslam geleneklerinin hakim olduğu bir ailede büyüdüm, imam hatipte okudum, örtündüm, başka bir şansım yoktu. Ama 23-24 yaşıma geldiğimde fark ettim ki, ben bu aynaya yansıyan örtülü suretimi seviyorum ve güzel buluyorum.

13 yaşından beri örtülüsünüz, bu yaşa gelinceye kadar hiç mi aklınızdan “Şu örtüyü bir çıkarayım” diye bir şey geçmedi, hiç mi kendinizle bir hesaplaşma yaşamadınız?

– Elbette yaşamışımdır, sıkıldığım zamanlar olmuştur, kimse azize değil, ben de değilim. Açılmak isteyebilirsin, başka şeyler de yapmak isteyebilirsin. Nefsin istekleri hiç bitmez, ama nefis terbiyesi diye de bir şey var. Kendini durduruyorsun. İnançlıysan, yaşamınla inancın arasında farklılık olmasın diye örtünüyorsun. Durumu kendime böyle izah ettim ve kabullendim. Yoksa, elbette bütün kadınlar gibi ben de güzel olmak istiyorum.

DEİST OLDU İDDİASI

Karar gazetesi yazarı Elif Çakır’ın yakın çevresine deist olduğunu söylediği iddia edildi. Çakır, daha önce defalarca AK Parti’nin din ve eğitim politikasını eleştirirken deizm propagandası yapmakla suçlanmıştı.

İşte Elif Çakır’ın deizm hakkında yazdığı yazılardan bazı bölümler:

“Dindar gençlik istiyoruz’ diyen dindar iktidar yetkililerimiz, imam hatip açacağına, her sokağa cami açacağına, toplumsal yozlaşmanın önüne geçebilseydi, dindar siyasetçilerin akaidi zorlayacak açıklamalarına  kısıtlama getirseydi, televizyonlara reyting getiren ağlak hocalar yerine nitelikli din adamlarını çıkartmış olsaydı, din bu kadar siyasete alet edilmeseydi, dahası ‘Müslümanlıkla ahlak arasındaki makas giderek açılıyor, Müslümanlar dünya ahiret dengesini yitirdiler, din artık melankoli ve gözyaşı içinde sunuluyor, adalet duygusu zayıfladı, giderek güçlünün yanında olan bir din söylemi gelişti, din- siyaset, din-ticaret ilişkisine sınır getirilmeli, dini duyguları her alanda geçer ölçü yapıyoruz, dini yoruyoruz, sonunda din algısı tahrip oluyor’ diyen eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu gibi hocalara kulak vermiş olsaydı. Böylesi yürek yakan bir tabloyla karşı karşıya gelir miydik? Dindar gençlik isterken, karşımızda deist gençlik bulur muyduk?”

 

***

Deizmin artmasının bütün sorumluluğunu iktidara yıkmak elbette hakkaniyetli olmaz. Deizme, ateizme kayışta özel sebeplerde vardır. Ancak 19 yıllık AK Parti iktidarında tam tersi olması gerekirken deizmin bu kadar artmasının sebepleri üzerine düşünülmesi gerekiyor.

Bir örnek vereyim. Hafta sonu ülkemizde geçim sorunları nedeniyle 7 vatandaşımız intihar etti. Bunun vahim olmadığını kim söyleyebilir? Hele ki “19 yıldır yönettiğimiz bir ülkede açım diyen bir vatandaşımızın canına kıyması bizim adımıza utanç vericidir” demesi gereken AK Parti Meclis Üyesi Leyla Keleş “İntiharların sorumlusu iktidardır” tepkisi gösterenlerin “havladıklarını” söylüyor! Bunu söyleyen bir kadın, üstelik dindar birisi!

Belediyede meclis üyesi ama kendisini sorumlu hissetmiyor? Vicdanı sızlamıyor? Yüreği yanmıyor? Eve ekmek götürememek ne demektir, diyerek gereğini yapmıyor? Mahcup da hissetmiyor kendini! Gayet özgüvenli bir şekilde çıkıyor ve “havlıyorlar” diyor!. Diyebiliyor bunu.

Bunları gören kim dindar olmak ister? Dinden diyanetten, dindarlıktan soğumaz mı?

Sahi bugün AK Parti denildiğinde akla neler geliyor?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir