Doğu Akdeniz’de yeni aşamaya giriliyor

Doğu Akdeniz’de yeni bir aşamaya giriliyor. Doğu Akdeniz’de bulunan ülkelerin kendi deniz sınırlarını daha doğrusu sahip oldukları deniz alanlarında mevcut kaynaklarını kullanmak için münhasır ekonomik bölgeleri belirleme sürecinin hızlanacağı bekleniyor.

Peki, nedir münhasır ekonomik bölge? Münhasır ekonomik bölgelerle, deniz sınırlarının belirlenmesi ile bu bölgelere sahip olan ülkeler denizdeki petrol, doğalgaz, balık gibi her türlü kaynağın kullanım hakkına sahip olacaklar.

Bu nedenle, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Libya ile münhasır ekonomik bölge sınırının ne olduğu belirlenmiş oldu.

Doğu Akdeniz’de bulunan Mısır, Lübnan, İsrail, Filistin ile deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması imzalanmadığı için şimdilik resmi olarak belirlenmese de bu ülkeler ile olası imza durumunda sınırların ne olduğu da açıkçası belli.

TÜRKİYE’NİN YENİ KONUMU

Türkiye, Libya’nın ardından imzalayacağı olası deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmaları ile sahip olacağı münhasır ekonomik bölgeler sayesinde önemli bir deniz sınırına ulaşmış olacak.

Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması ile bulunduğu coğrafyanın verdiği avantajları, boru hatlarının geçtiği ülke olma konumu, enerji kaynaklarına sahip olan ülkelerle bu kaynaklara ihtiyacı olan ülkeleri bir araya getiren özelliği ve dolayısıyla enerjide ticaret merkezi olma süreci başka bir evreye taşınmış oldu.

Türkiye artık petrol ve doğal gazda kavşak, enerjide ticaret merkezi ve coğrafi konumu nedeniyle en uygun rota üstünlüğüne sahip olan ülke olduğu gibi önümüzdeki dönemde petrol ve doğal gaz keşfedilen deniz sahalarına sahip olması nedeniyle de kaynak sahibi yani üretici ülke konumuna yükseleceği bir dönemden bahsediyoruz.

DOĞU AKDENİZ’DE VAR OLAN MEVCUT STATÜKO ÇÖKMEYE MAHKUM

Libya ile başlayan sürecin ardından imzalanacak deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmaları sayesinde Doğu Akdeniz’de var olan mevcut statükonun çökmesi ve Türkiye karşıtı oluşan forumların ve ittifakların bozulma ihtimali de çok yüksek.

Çünkü, mevcut durumda GKRY ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’i tek taraflı ve haksız biçimde kendilerine göre bölgeyi ve sınırları dizayn etmeleri nedeniyle, bölge ülkeleri daha az deniz alanlarına sahipler. Bu durum, bölge ülkeleri rahatsız edeceği de açıktır.

Diğer yandan GKRY ve Yunanistan’ın tek taraflı hareketleri nedeniyle oluşan anlaşmazlık nedeniyle bölgede belirsizliğin ve kaosun hakim olmasına ve dolayısıyla uluslararası enerji şirketlerinin bu bölgede sondaj ve keşifler konusunda rahat olmayacakları da açıktır.

Bu durumda hem bölgede çıkarılacak gazın sahipliği tartışmalı hale gelecektir hem de mevcut kaynakların nasıl taşınacağı konusunda birçok soru işareti oluşacaktır. Hatta yüksek maliyeti ve mevcut keşfedilen kaynaklarla gerçekleşmesi çok düşük ihtimal olan East-Med projesinin bu durumda nereden geçeceği en önemli sorun haline gelecektir.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Doğu Akdeniz’de eskiden GKRY ve Yunanistan adım atarken Türkiye cevap verme konumundaydı. Yani savunmadaydı. Şimdi tam tersi durum var.

Libya ile imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması sonrasında GKRY ve Yunanistan, Doğu Akdeniz’de her şeyi tek taraflı belirleme konumunda değiller. Savunmada olan ve sürekli itirazını dile getiren artık GKRY ve Yunanistan.

Açıkçası şunu söylemek lazım.

Şimdi, GKRY ve Yunanistan düşünsün.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir