Anayasa Mahkemesinin Türk Medeni Kanunun 300. Madde ilk fıkrasının Anayasaya aykırı olmadığına ilişkin çoğunluk kararını hakkında açıklamalarda bulunan İstanbul E. Hakimi İzzet Doğan:
“Evlilik içinde doğan çocuğun babası ile evlilik dışında doğan çocuğun babası aynı ve benzer statüdedir. Sonuçta amaçlanan bir çocuğun onun ecdadı, üstsoyu ve doğal babası ile arasındaki bağlantıyı sağlamaktır. Bu husus baba için hak olduğu kadar, çocuğunda doğal babasına bağlanması hakkıdır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde bütün çocukların evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olmasına bakılmaksızın aynı hukuk ve sosyal koruma dan yararlanması gerektiğini öngörülmektedir.
Bir kimsenin çocuğu olmayan birine baba olarak bağlanması ya da bir çocuğun gerçek babası olmadığı birine onun çocuğu olarak bağlanması ve gerçeğe uymayan bu durumu süreler yönünden değiştirmemesi insan haklarına aykırıdır.” dedi.
Soybağının doğru tespit edilmesinin de kişinin maddi ve manevi varlığının geliştirilmesi ile doğrudan ilgili olduğunu, bir kişinin çocuğu olmayan birisine aldanma veya yanılma sonucu yaşam sonucu baba olarak bağlı kalmasının insan haklarına da aykırı olduğunu kaydeden Doğan:
“Çocukla gerçekte babası olmayan kişinin aile hukukundan doğan ilişkileri sonsuza dek sürmemeli. Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına 5 yıl gibi bir hak düşürücü sürenin uygulanmasını gerektiren düzenlemenin iptal edilmemesi hak aramaya erişimi de engellemiştir. Anayasa Mahkemesi kanunda evlilik dışı doğan çocuğu tanıyanlara haklı nedenlerle 5 yıllık süreye ek bir aylık bir süre verildiğini belirtmiş ise de bu bir aylık sürenin ne zaman başlayacağı konusu tartışmalı olduğundan tanıyanlara verilen bir aylık dava açma süresi itiraz konusu kuralda öngörülen beş yıllık mutlak hak düşürücü süre kuralının insan haklarına uygun hale getirecek nitelikte hukuki bir belirliliğe sahip değildir.” dedi.
