“Bugün bayram… Erken kalkın çocuklar…. Giyelim en güzel giysileri… Elimizde taze kır çiçekleri… Üzmeyelim bugün annemizi…. Bugün bayram… Erken kalkın çocuklar…” 1999 yılında aramızdan ayrılan ve özellikle Y kuşağının çocukluğuna damga vuran Barış Manço’nun bayram şarkısı hâlâ dillerimize pelesenk… Biz de Barış Abi’li bayramları oğulları Doğukan Manço ve Batıkan Manço ile konuştuk… İşte eski bayramları “Babamız bayramlarda hep işe, konsere giderdi. Onu ve diğer çocukları çok kıskanırdık. En çok hatırladığım onu ne kadar kıskandığımdır….” diyen Manço kardeşlerin ağzından hepimizin sevgilisi Barış Mançolu eski bayramlar…
Karşımıza en son bir yıl kadar önce Emre Altuğ ile yaptığınız düetle çıktınız. Şimdilerde neler yapıyorsunuz? Müzikal olarak yapmayı planladığınız bir şeyler var mı?
Doğukan Manço: Evet en son Emre Altuğ ile “Zalim Sultan”ı tekli olarak çıkardık. Güzel de gitti. Ancak ben biraz titiz çalışıyorum. Haliyle kısa aralıklarla da şarkı çıkarmıyorum. Yeni projeler için çalışıyorum. Birikmeye başladı. Biraz süreç gösterecek. Yeni şarkı yapınca insan performanslarında da çalmak, o heyecanı paylaşmak istiyor. Şimdilik stüdyoda çalışmaya devam.
Bu aralar da sizi sosyal medyada oldukça aktif görüyoruz. Özellikle de Youtube’de. Kanalınız nasıl gidiyor?
D. M.: Ben pek boş vakti olan biri değilim. Günlük rutinim oldukça aktif geçer. Pandemi sürecinde ise mecburen durduk. Ben de dedim ki; boş kalmaktansa vaktimi doğru değerlendireyim. Youtube’a odaklanıp, içerik üretmeye başladım. Meğer oldukça ilgi varmış 🙂 Kanal beklediğimin üstünde gidiyor, ben de yeni videolar çekmeye devam ediyorum. Kanalı kendi içinde de kategorilere ayırdım. Müzik, Drift, Manço Life, Survivor, Röprotajlar ve mucitliklerimi topladığım videolar var. Ben çekerken ekibimle çok keyif alıyorum, sanırım o da izleyiciye geçiyor. Farklı şeyler yapmaya bayılıyorum. Birlikte eğleniyoruz işte 🙂
Tamamen sosyal medyaya mı yönlendiniz?
D. M.: Sosyal medyaya ağırlık verdim diyelim. Çünkü evlere tikili kaldık ve insanların muhakkak yapabilecekleri vardır; bunu hatırlatmak için önce kendi yapabildiklerimi göstermek istedim. Canlı performanslar da yaptım, konusunda profesyonel isimleri de ağırladım. Özellikle ilk 2 ay ne olduğunu anlamaya çalışırken birbirimize destek olabilmek için en hızlı iletişim yolu sosyal medya oldu.
Barış Manço’nun oğlu olmak nasıl bir duygu?
D. M.: Çok zor bir duygu. Gurur bir yandan o büyük sorumluluk bir yandan. Herkes şanslısın der ama madalyonun öteki yüzünü bilmezler.
Batıkan Manço: Iceberg gibi düşünün. Dışarıdan sadece suyun üstü gözüküyor. Hem büyük markayı hem babamızı temsil ediyoruz. Umarız bunca yıldır layık olabildik.
Her bayram geldiğinde rahmetli Barış Manço’nun “Bugün bayram erken kalkın çocuklar” şarkısı dillere dolanıyor. Bu şarkıyı duyduğunuzda neler hissediyorsunuz?
B. M.: Çok duygulanıyoruz ve gurur duyuyoruz. Babamızın yapmış olduğu bu eserin yıllar sonra farklı kuşaklar tarafından söylenmesi babamızın ölümsüzlüğünü bir kez daha gösteriyor. Bu bayramda da erkenden kalkıp bayramı evimizde ailemiz ile yaşayacağız. Dikkat etmeye devam ederek tabii.
Bir nesil, hatta şimdiki nesiller bile bu şarkıyla bayram sabahlarına uyanıyor… Siz nasıl uyanıyorsunuz?
D. M.: Biz de her bayram istisnasız babamızın bu şarkısıyla güne başlıyoruz. İçimiz huzur doluyor. Onun büyüklüğünü öngörülerini bir kez daha anlıyor, minnet ediyoruz. Her zaman öğretiyor.
Babanızla ilgili unutamadığınız bir bayram anınız var mı?
D. M.: Babamız bayramlarda hep işe/konsere giderdi. Onu ve diğer çocukları çok kıskanırdık. En çok hatırladığım onu ne kadar kıskandığımdır.
Manço ailesi olarak Barış Manço hayattayken bayramları nasıl geçirirdiniz?
D. M.: Genelde ondan uzakta ve hasret içerisinde. Babamdan uzak kalacağız diye çocuk aklımla bayramların gelmesini nerdeyse istemiyordum desem yeridir. Şimdi düşününce ben de bayramlarda hep çalışıyorum. İşi anlayabiliyorsun ama çocukken pek de kabul edemiyorsunuz.
Pandemiden dolayı uzun süredir aile olarak ayrıydınız… Aylar sonra buluştunuz ve bayram… Neler hissettiniz?
D. M.: Ben sürekli kardeşimle (Batıkan) beraberdim ve geçen bayramda da evden çıkmadık. Pandemi kurallarına tam uyduk. annem ve Serdar Abi ise Akyaka’da evden çıkmadılar. Aylar sonra annemizi ilk gördüğümüzde onu düşünerek ona sarılamadık bile korkudan. Bu bayram bir aradayız ama yine tüm kurallara uyuyoruz. Misafir çok sevmemize rağmen kabul edemiyoruz ve evden çıkmamayı tercih ediyoruz. Allahtan bahçemiz var. En azından hep birlikte nefes alabiliyoruz.
Babanızın borçlarından dolayı ailece bazı sıkıntılar yaşadınız… Bu borçlardan kurtulabildiniz mi?
D. M.: Oldukça uzun ve bizi üzen bir süreçti. . Borç bizim yakamızı adeta bırakmadı. Mevzu bahis olan borçlardan kurtulmamız yıllarımızı aldı. Hem de bizlere ait olmayan bir borç düşünsenize… Nihayet 2009 yılında kurtulduk. İlk banka kartımı o yıllarda çıkartabildim mesela..
.Peki babanızın bir sürü eseri var… Bunların telif haklarını alabiliyor musunuz?
D. M.: Önceleri çok sorun yaşadık ama artık düzene soktuk. Profesyonel bir temsil ekibi ile de çalışıyoruz. Aile olarak sıkı takip ediyoruz. Özellikle eser kullanımının gerçekleşeceği alanlarda ince eleyip, sık dokuyoruz.
Özellikle Y kuşağındaki çocukların hayatında Barış Manço çok önemli bir figür. Bugünlerde de Z kuşağı tartışmaları gündemde. Yeni Barış Manço’lar çıkaramadı Türkiye… Z Kuşağının bir Barış abisi yok maalesef. Ne dersiniz?
D. M.: Elbette iyi sanatçılar çıkarmaya devam edecek bu ülke. Ama Barış Manço gibi birini beklemeyelim derim. O’nu Allah öyle yaratıp gönderdi diye düşünüyorum. Döneminin Barış elçisiydi. Ancak döneminin de ötesinde bir insandı. Tüm külliyatını dinlediğinizde derdini nasıl anlattığını görüyorsunuz. Gerçekten 7’den 77’ye, nesillerden nesillere aktarılan çok yönlü bir sanatçıydı. Bugün O’nunla büyüyen çocuklar kendi çocuklarına babamızı anlatıyor, Moda’daki Barış Manço Evi ziyaretçi rekorları kırıyor. Bu inanılmaz bir duygu.
Şu an Muğla Akyaka’dasınız ve Barış Manço adına bir okul açtınız. Okul eğitim ve öğretime ne zaman başlayacak? Okulu açmayla ilgili süreç nasıl gelişti?
D. M.: Biz babamızın öğretilerinin çocuklar üzerindeki etkilerini ülkece gördük, yaşadık. Ve ailecek istedik ki genç öğretmenler ile bu etkileri yeni neslin üzerinde de görelim. Vicdanlı, güzel çocuklar yetişsin. Okulun en büyük amacı Barış Manço’nun yaşam felsefesine uygun bir nesil yetişmesinde faydalı olmak. Yola böyle çıktık. Geçen eğitim sezonunda başladık. Ancak korona ile durduk. Şimdi bu süreci takip ediyoruz. Çocukların ve öğretmenlerimizin sağlığı için her türlü hazırlıklarımızı yaptık. Şimdilik milli eğitimin yönlendirmesine göre hareket ediyoruz.
Peki okul neden Akyaka’da açıldı? Başka okul ya da okullar da açmayı planlıyor musunuz? Barış Manço’nun adını yaşatmak için başka projeleriniz de var mı, olacak mı?
D. M.: “Barış Çocukları Okul Öncesi Eğitim Yuvası” Türkiye’de bir ilk olarak Ekolojik Tarımla iç içe, Köy Enstitüleri anlayışıyla eğitim vermek üzere ailem burada yaşadığı için, Akyaka’nın Ula/Kızılkaya köyünde kuruldu. Bu okul pırlanta gibi bir kuşağın yetişmesine katkıda bulunmak için açıldı. Ve devamını getirmeyi çok istiyoruz. Biz aile olarak babamın adını yaşatmak için her zaman çalışıyoruz. Her yıl Ocak ve Şubat ayına hem doğum hem vefat yıldönümleri denk geldiği için gelenekselleşen etkinliklerimize devam ediyoruz. Okullardan, üniversitelerden gelen yoğun davetlerle Barış Manço bakış açısını anlatıyoruz. Ve yeni nesille bir araya geldikçe biz de öğreniyoruz. Sanırım babam bundan dolayı mutludur.
1999 yılında 56 yaşında aramızdan ayrılan Barış Manço’nun 39 yaşındaki büyük oğlu Doğukan Manço babasının izinden gidip müzikle ilgileniyor. Doğukan Manço DJ’lik ve aranjörlük yapıyor. Barış Manço’nun 36 yaşındaki küçük oğlu Batıkan Manço ise işletmecilik yapıyor. Abi-kardeş şimdi Muğla, Akyaka’da açtıkları ve babalarının isimlerini verdikleri “Barış Çocukları Okul Öncesi Eğitim Yuvası”nda kendi deyimleriyle “Pırlanta gibi bir kuşağın yetişmesine katkıda bulunmak” için çaba harcıyorlar.
