‘Bayrak şairi’ olarak bilinen Arif Nihat Asya, ölümünün 46. yıl dönümünde anılıyor

featured

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli temsilcilerinden, kaleme aldığı “Bayrak” şiiriyle birlikte “Bayrak Şairi” olarak anılan Arif Nihat Asya’nın vefatının ardından 46. yıl geçti.

Asıl adı Mehmed Arif olan usta şair, Tokatlı Ziver Efendi ile Tırnovalı Zehra Hanım’ın tek çocuğu olarak, 7 Şubat 1904’te Çatalca’nın İnceğiz köyünde hayata gözlerini açtı.

Kurtuluş Savaşı dönemini Kastamonu’da geçiren bayrak şairi, lise döneminde milli mücadele yıllarını yakından gördü ve insanların içindeki vatan sevgisini yakından gözlemleme şansına sahip oldu. Çünkü milli mücadelenin en önemli merkezlerinden biri o dönem Kastamonu’ydu. Kurtuluş Savaşı’nda görev almak isteyenler, Anadolu’ya geçerken İnebolu Limanı’na uğramak zorunda kalıyorlardı.

Arif Nihat Asya, insanların vatanı savunmak için ailelerini bırakarak cepheye gitmelerinden çok etkilenerek, vatan sevgisini yansıtan şiirler yazmaya başladı. Vatanseverlerin düzenlendiği toplantı ve seminerlere de katılan Asya, Mehmet Akif Ersoy ile tanışarak, fikir alışverişi yapma fırsatı yakaladı.

Kastamonu’da yazdığı şiirlerine, 1924’te kendi imzasıyla çıkardığı “Heykeltraş” adlı kitabında yer veren şairin, o yıllarda kaleme aldığı şiirlerinde hüzün, karamsarlık, yalnızlık ve kimsesizlik temaları hakim oldu. Karamsarlıkla kaleme aldığı şiirleri daha sonra reddeden usta edebiyatçı, karamsar duygularla yazdığı ilk şiir kitabı Heykeltraş’ın, kendisine ait bir kitap olarak değerlendirilmesini istemedi.

Üniversite yıllarında bir dönem Anadolu Ajansı’nda çalıştı

Arif Nihat Asya, 1923’te liseden mezun olduktan sonra adı sonradan İstanbul Üniversitesi Yüksek Öğretmen Okulu olan, Darü’l-Muallimin-i Aliye’de eğitimine devam etti. İlk başta misafir öğrenci, ardından asil öğrenci olarak öğrenim gören Asya, aynı dönem İstanbul Harici Telgraf Kontrol Kaleminde memuriyete başladı.

Öğrencilik yıllarında bir dönem Anadolu Ajansının İstanbul temsilciliğinde görev yapan usta edebiyatçı, son sınıftayken okulda tanıştığı ilk eşi Hatice Semiha Hanım’la evlendi ve bu evlilikten iki çocuğu oldu.

1934’te soyadı kanunun çıkmasının ardından “Asya” soyadını alan şairin tam adı, “Mehmet Arif Nihat Asya” olarak kayıtlara geçti. Zaman içerisinde Mehmet ismini pek kullanmayan şairin, Türklerin ana vatanının “Asya” olması nedeniyle, bu soyadını aldığına dair görüşler, bazı kaynaklarda yer alıyor.

Asya, 1941’de ilk eşi Hatice Semiha Hanım’dan resmi olarak ayrıldı, kısa bir süre sonra, Adana Erkek Lisesi’nde görev yaparken, aynı okuldaki kimya öğretmeni Servet Akdoğan ile evlilik kararı aldı.

Adana’da olduğu dönemde, gazetelerde siyasi yazılar yazdı. 1946’da kendisini çok seven Adana halkının da isteği ve ısrarlarıyla, bağımsız milletvekili adayı oldu ve 21 bin oy aldı.

Öğretmenlik yaparken 5 Ocak Adana’nın Kurtuluşu Günü için kaleme aldığı “Bayrak” şiiriyle daha fazla tanınan Asya, “Bayrak Şairi” olarak anılmaya başladı. Bayrak şiiri, önce “Görüşler” dergisinde, daha sonra da “Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor” adlı şiir kitabının 1946’da çıkan ilk baskısında yer aldı.

Arif Nihat Asya, 1947’de, 43 yıldır görmediği annesinin izini bularak, 12 günlük bir yolculukla Filistin’e gitti. Bu yolculuktaki anılarını daha sonra kaleme alan şair, “Ortaşark’tan Notlar” başlığıyla yayımladı.

Demokrat Parti’yi destekleyen gazetelerde aşırı taraflı ve eleştirel yazıları nedeniyle 1948’de hakkında çeşitli soruşturmalar açılan Asya, bu nedenle öğretmenlik görevinde birçok kez sürgün edildi.

Asya, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde, Demokrat Parti’den Seyhan (Adana) milletvekili seçildi. Milletvekili seçilmesiyle ilgili “Mektep kürsüsünden Meclis kürsüsüne” ifadesini kullanan şair,, 1954’te aday olmayarak, fiilen politikayı bıraktı ve öğretmenliğe döndü.

Arif Nihat Asya, aynı zamanda Kıbrıslı öğrencilerinin milli bir bilinçle yetişmesi amacıyla da çeşitli çalışmalar yaptı. 1961’de Türkiye’ye dönen şair, Ankara Gazi Lisesi’nde dört ay görev yaptıktan sonra 1962’de emekli oldu.

Hem çocukluk yıllarında gittiği şehirler hem de öğretmenlik yıllarını sürgünle geçirmesi Asya’nın alışkın olduğu bir durumken, farkında olmadan, şiirlerine şehirlerin farklı yüzlerini gösterme özelliği kattı.

İstanbul, Bolu, Kastamonu, Adana, Malatya, Diyarbakır, Edirne, Ankara, Eskişehir ve Kıbrıs usta şairin şahsiyetini de sanatını da etkiledi. Asya, ayrıca iller arasında seyahat ederken gördüğü mimari eserlerden, doğal güzelliklerden ve efsanelerden de şiirlerinde bahsetti.

Bayrak şiirini yazdığı gün olan 5 Ocak’ta, 1975 senesinde hayata veda etti

Emekliliğinden sonra sanatsal amaç güden faaliyetlerle ilgilenen Asya, 1966’da yayın hayatına başlayan “Defne” dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Usta şair, 1968’de çıktığı, çoğunluğu Balkan ülkelerini kapsayan Avrupa gezisi sonucunda yaşadığı tecrübeleri de “Avrupa’dan Rubailer” ismini verdiği kitaptaki şiirlerle okuyucuya aktardı.

Arif Nihat Asya, 1974’te Türk’ün milli sanatını dünyaya tanıtmak ve bu sanatın güzelliklerini koruma altına almak hedefiyle “Sanat Derneği”nin kurulmasına önemli ölçüde katkılar verdi. 1973’te kendisini göstermeye başlayan rahatsızlıklarla uğraşan Asya’nın sigara bağımlılığı, kalbinde zamanla sorunlar oluşturdu. Birkaç kez kalp krizi geçiren Asya, 1974’ün son günlerinde ciddi bir şekilde rahatsızlanarak Ankara’da tedavi altına alındı. Ancak, hayatında çok önemli bir yere sahip olan Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun ve Bayrak şiirini yazdığı günün yıl dönümü olan 5 Ocak 1975’te hayata veda etti.

Eserleri

Asya’nın, 23’ü şiir, 10’u nesir olmak üzere 33 kitabı yayımlandı. Daha önce yayımlanmamış yazılarıyla beraber tüm eserleri 1975-1977 yıllarında 12 kitaplık bir külliyat halinde basılan Asya’nın şiir kitaplarından bazıları şunlar:

“Heykeltıraş”, “Yastığımın Rüyası”, “Ayetler”, “Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor”, “Kubbe-i Hadra”, “Kökler ve Dallar”, “Emzikler”, “Dualar ve Aminler”, “Aynalarda Kalan”, “Bütün Eserleri”, “Rubaiyyat-ı Arif”, “Kıbrıs Rubaileri”, “Nisan”, “Kova Burcu”, “Avrupa’dan Rubailer”, “Bayrak.”

Asya’nın, düşünce ve deneme türündeki eserleri arasında ise “Kanatlar ve Gagalar”, “Enikli Kapı”, “Terazi Kendini Tartamaz”, “Tehdit Mektupları”, “Onlar Bu Dilden Anlar”, “Aramak ve Söyleyememek” ve “Kanatlarını Arayanlar” yer alıyor.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir