Akşener tarafını seçti! Terörist başını destekleyenlerin yanında oldu: ‘Gezi, millî şuurun ayağa kalkmasıdır’

Meral Akşener, Gezi kalkışmasının finansörü, ‘’En mülayim kuzenim’’ dediği Osman Kavala'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldığı dava ile ilgili skandal açıklamalarda bulundu.

featured

Halkın özgür iradesiyle girdiği her şeçimden zaferle çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o dönemki Başbakanlığını yaptığı hükümeti, devirmeyi amaçlayan Gezi kalkışmasının finansörü Osman Kavala, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi Parkı davası kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Karar demokrasiden umudunu kesip darbelere sığınan muhalifleri kelimenin tam anlamıyla kudurttu. 2013’te Bodrum’da bir nikâhta, “Üç kuzen olarak damadın şahitliğini yapıyoruz. En mülayim kuzenimiz Osman Kavala.” diyen gündem olan Akşener, ‘’Gezi bir duruş, bir direniştir’’ diyerek, o dönem hükûmeti ve devleti devirmek isteyen hainlerin yanında oldu.

Gezi’nin bir direniş olduğunu savunan Akşener, Gezi ile birlikte milli şuurun ayağa kalktığını iddia etti.

GEZİ’DE TERÖRİST BAŞI İÇİN SLOGAN ATANLARA DESTEK OLDU

Teröristbaşı Öcalan lehine sloganlar atılan ve bebek katilinin posterlerinin kol gezdiği, hükûmete ve devlete yönelik kalkışma olarak planlanan Gezi’yi savunmaya kalkan Akşener, “Gezi direnişi, Türk Gençliği için, yalnızca bir protesto değildir. Millî şuurun da, ayağa kalkmasıdır.” gibi akla ziyan bir açıklama yaptı.

Davada Osman Kavala’nın tutuklanmasına yönelik alınan kararı eleştiren Akşener, Gezi’nin bir direniş olduğunu ifade etti.

İşte Akşener’in ”direniş” dediği Gezi kalkışmasındaki görüntüler;

“GEZİ BİR DURUŞ, BİR DİRENİŞTİR”

Olaya ilişkin görüşlerinde açıklamalarını sürdüren Akşener, “Gezi; başlangıcından, Bay Kriz’in, türlü provokasyon ve müdahalelerle, rayından çıkarmasına kadar geçen süreçte;ülkücüsünden solcusuna, dindarından sekülerine, kadınından erkeğine, gençlerimizin, o dönem, yaklaşık 10’uncu yılında olan, müstemleke rejimine karşı sergilediği, bir duruş, bir direniştir.” dedi.

“BU DİRENİŞ, ÇARESİZLERE ÜMİT OLMUŞTUR”

Akşener’in Gezi’ye yönelik açıklamalarında şu ifadeler yer aldı:

“27 Mayıs 2013 tarihinde, İstanbul’da ağaçların sökülmesiyle başlayan olaylardan bugüne, 9 yıl geçti.

Bu 9 yıllık sürecin, her bir anı, müstemleke valisi gibi, ülke yöneten bir zihniyetin kararları, ve sömürge şirketi gibi, ülke yağmalayan bir rantiye oligarşisinin, uygulamalarıyla geçti.

Türk gençlerinin bu direnişi, Ak Parti’nin, FETÖ ile el ele verip, milli egemenliğimize kastetmesine karşı yapılmıştır. Bu direniş, çaresizlere ümit olmuştur. Cumhuriyetimizi, tek bir adama mahkûm etmek isteyenlere karşı, adeta bir duvar olmuştur. Ve o duvar, Sayın Erdoğan ve avaneleri eliyle, rayından çıkartılana kadar da, dimdik durmuştur.

“GEZİ, TÜRK GENÇLİĞİ İÇİN YALNIZCA BİR PROJE DEĞİLDİR”

Gençlerimiz, uğruna ölecekleri vatanları, Sayın Erdoğan’ın inşaat baronlarına, peşkeş çekilmesin diye; gurur duydukları devletleri, bir grup meczubun elinde parçalanmasın diye; çok sevdikleri Türk Milleti’nin geleceği, tehlikeye düşmesin diye; bu direnişi gerçekleştirmiştir.

Bu yönüyle Gezi direnişi, Türk Gençliği için, yalnızca bir protesto değildir. Aynı zamanda, millî şuurun da, ayağa kalkmasıdır. Atalarından aldıkları yetkiyle, derde düşen milletin, gözünü açma mücadelesidir. Kafa yapısı, özgürlüğe, milli birliğe, hukuk devletine, gönlü de, vatan sevgisine yabancı olan Sayın Erdoğan’ın, Gezi direnişine, iyi gözle bakmasına imkan yoktur. Bu sebeple, “Gezi” kelimesinden hep korkmuştur. Bu sebeple, rayından çıkartmak için, elinden geleni yapmış ve başarmıştır. Bu sebeple, bugün bile, âdeta yemin etmiş gibi, şahsi bir intikam kovalamaktadır.”

OSMAN KAVALA’NIN TUTUKLANMASI

Aradan geçen 9 yılın sonunda, geldiğimiz noktada; bugün, milletimizin her bir ferdinin, çeşitli bahaneler ve keyfi kararlarla, düşman ve hain ilan edildiği; siyasetin, farklılıkların ve her türlü düşüncenin, bir fare tuzağına hapsedildiği; millet ve memleket soyulurken, garibanın, kuru ekmeğe mahkum edildiği; adına da, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi denilen, bir istibdatın içindeyiz.

Ama bilinmelidir ki; hiçbir gayrimeşruluktan, yasallık türetilemez. Akıl ve vicdan sahibi, hiçbir Türk evladı, istibdata boyun eğmez. Şanlı tarihimizin, her dönemi, “Yaşasın Hürriyet, Kahrolsun istibdat!” diye haykıran, cesur vatan evlatlarıyla doludur.

Nitekim dün, “Saray Tiyatroları” eliyle galası yapılan, Osman Kavala davası, toplum vicdanına ve millet varlığına hançer vuran,binlerce yargı trajedisinden, sadece bir tanesidir. Yasama ve yürütmenin yanında, yargı yetkisinin de, saraydaki şımarıkların, nargile masalarına çerez edildiğinin, bir başka önemli kanıtıdır.

Sayın Erdoğan, aklınca, aylarca üst perdeden beylik laflar ettiği, rahip Bronson davası ile, neredeyse kendisini, savcı ilan ettiği, Kaşıkçı davasında, milletin yargı egemenliğini, alenen ve utanmadan satmasının, sadakasını vermiştir.

“TÜRK MODERNLEŞMESİNİN ÖNÜNDE HER ZAMAN ENGELLER OLACAK”

Çünkü Osman Kavala, mevcut yasalarla, zaten aklanmış, mahkeme bile bunu kabul etmiştir. Bugün meselemiz; milletimizin her bir ferdinin, kısıtlanamaz, devredilemez, engellenemez temel haklarının, hürriyetlerinin, insanca yaşama arayışının, ve buna dair umut ve hayallerinin elinden alınmasıdır.

Bugün meselemiz; iktidar araçları ve devlet organları eliyle, paramparça edilen, yabancılaştırılan, mayası ve özü değiştirilen, 1920 yılında, bu çatı altında birleşmiş bir millet ile, onun vatanını ve devletini, bu ucube zihniyetten kurtarma meselesidir. Bugün meselemiz; istibdat karşısında, hürriyet için dik durabilme meselesidir. Çünkü, 1908’de istibdata karşı koyan ruh neyse, Gezi de odur. 31 Mart’ta, meşrutiyeti yıkmaya kalkışan darbecilerin, karşısında duran irade neyse, Gezi de odur. Demokrasi için seferber olan, o günün Türk Gençleri neyse, ağacına, parkına ve heykeline sahip çıkan, Gezi’deki Türk Gençleri de odur. Türk modernleşmesinin önünde, her zaman engeller olacak. Her devirde, mutlaka yeni Derviş Vahdeti’ler çıkacak. Her devirde, bizi bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahlarımız olacak.”

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir