Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül’ü nasıl harcadı? Fehmi Çalmuk’tan Davutoğlu’nu küplere bindirecek satırlar…

featured

Usta Gazeteci ve Yazar Fehmi Çalmuk, Gelecek Partisi Genel Başkanı, Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun son dönemdeki çıkışlarını analiz eden bir yazı kaleme aldı. PolitikAdam sitesinde yayınlanan yazıda Çalmuk, “Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması karşısında herkesin 11’inci Cumhurbaşkanı’nın Ak Parti’nin başına geçerek Başbakanlık görevine gelmesini bekliyordu. AK Parti kongresinin belirlenen tarihten öne alınması Abdullah Gül’ün adaylığını önlemeye yönelikti. Abdullah Gül bu yol kesme hamlesini Erdoğan’dan önce Ahmet Davutoğlu’ndan bildi. Hesap kitapta yokken Davutoğlu velinimeti Gül’ün yolunu kesiyor, Ak Parti ve Başbakanlık koltuğuna oturuyordu. Bu nedenle Hayrunnisa Gül “intifadayı başlatıyorum” sözünü Erdoğan’dan önce Ahmet Davutoğlu’na söylemişti.” ifadelerini kullandı.

İşte o yazı:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Sedat Peker kasetleri tartışılırken yanan ocağa birden bire Ahmet Davutoğlu’nu atması sıradan bir hamle değildir. Peker’in son videosunda Suriye dosyasını açıp “El Nusra” demeye başlayınca bu yazı kaleme almamız gerekli oldu.

Son grup toplantısında “Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim” diyen istifa ederken  “Cumhurbaşkanlığı ile dostluğum her şeyin önünde. Son nefesime kadar Cumhurbaşkanımızla vefa dostluğunu sürdüreceğim. Onun onuru benim onurum, Onun ailesinin onuru benim ailemin onurudur” açıklaması yaparken Türkiye Cumhuriyeti’nin 37’inci Başbakanı  Ahmet Davutoğlu dönemindeki   Kobane olayları, 6-7-8 Ekim olayları, Serok Ahmet sloganlarını  Rus Uçağının düşürülmesi, Hz. Süleyman türbesinin nakledilmesi, Avrupa Birliği ile geri kabul anlaşmasına, Pelikan bildirisine, İbn-i Teymiye sempozyumu olayına girmeyeceğim.. Hele hele Başbakanlığı bırakmasından iki ay sonra meydana gelen 15 Temmuz hain darbe girişimine hiç değinmeyeceğim.

Ancak boğazımla düğümlenen, yüreğime kıymık gibi batan bir olay var ki yazıma başlamadan önce bunu belirtmeliyim. 2016 yılının Şubat ayında Kâbe’ye sırtını dönen hacı adaylarının “Ya Allah Bismillah Allah Ekber” tekbirleriyle Ahmet Davutoğlu’nu selamlamaları, onunda miting edasında kalabalığa el sallayarak cevap vermesi hangi aklın, hangi siyasetin derinliğidir, hala cevap bulmuş değilim.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir