Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan nasıl idam edildi?

featured

Yassıada’da oluşturulan mahkemedeki davalar, 14 Ekim 1960’da başladı ve 15 Eylül 1961 tarihinde son buldu. Mahkeme sonuçlandığında Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’yla birlikte 11 kişiye daha idam cezası verildi.

İNÖNÜ’DEN CEMAL GÜRSEL’E: İDAMLARI DURDURUN

“Siyasi suçlardan dolayı ölüm cezası, bugün yeryüzünde hemen hiçbir medeni ülkede kalmamış gibidir. Türlü tehlike karşısında bulunan memleketimizin bekçileri ve koruyucuları olan Milli Birlik Komitesi üyelerinin, ellerindeki aziz emaneti, vehim bir itibar buhranına maruz bırakmayacaklarını hulus ve ümit ediyorum.”

İsmet İnönü’nün Cemal Gürsel’e yazdığı mektup masanın üzerine koyuldu, isteyen okusun denildi ama kimse okumadı. Dışarıda gazeteciler bekliyordu. İmralı’daki 15 kişinin hayatı 22 askerin ellerindeydi.

Günlerdir ellerine “Asın da görelim” türünden tehditler geliyor, bu arada “Asmazsanız biz de sizi asarız” diyenlerde çıkıyordu. Milli Birlik Komitesi’nin üyelerinin bir bölümü tüm idam kararlarının hapse çevrilmesinden yanaydı, bir grup ise mahkemenin verdiği tüm idam kararlarının onaylanmasını istiyordu. Bir de ara çözümü savunanlar vardı, onlar da “Bazılarını asalım” diyorlardı.

TAMAMINI MÜEBBETE Mİ ÇEVİRELİM YOKSA İNFAZ OLSUN MU?”

Hava iyiden iyiye gerginleştiğinde bazı silahlı Harbiyeli’lerin meclisi sardığı haberi geldi, herkes telaşlandı, Cemal Gürsel çareyi bir an önce oylamaya geçmekte buldu ve öncelikle komiye üyelerine şu soruyu sordu:

“Tamamını müebbete mi çevirelim yoksa infaz olsun mu?”

Komiteden 9 oya karşı 13 oyla idamların infazı kararı çıktı. Komite 4 oy farkla idama evet dedi. İkinci oylamada ise sorulan soru ise “kimler idam edilecek?”

O toplantıda konuşulanlar bugüne kadar bir sır olarak kaldı. Kimlerin idam istediği, kimlerin karşı çıktığı, son anda 4 üyenin neden saf değiştirdiği hiç açıklanmadı. Kimlerin asılacağı belirlenirken de mahkeme kararı ölçü alındı. 15 idamlıktan 4’ü hakkındaki karar Yüksek Adalet Divanı’nın “oy birliği” ile verilmişti. Bu nedenle komite 11 DP’linin cezasını müebbet hapse çevirip, diğer 4’ünün cezalarının infazını kararlaştırıldı.

İdamı onaylanan 4 kişi: Celal Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’dı.

Aynı toplantıda Bayar’ın cezası 65 yaşını aşmış olması nedeniyle müebbet hapse çevrildi. 3 saatlik toplantı 3 idam kararıyla bitmişti.

Komitenin kararı Yassıada’dan gelen kuryeler tarafından İstanbul’a irtibat bürosuna gönderildi. Büro gece yarısı basının ve tüm ülkenin merakla beklediğini açıklamayı yaptı. Haber önce radyolarda ardından da gazetelerde bomba gibi patladı. 3 idam var.

Ankara’da haklarında verilen karardan haberleri olmayan 14 idam mahkumu İmralı’ya varmıştı. Geldiklerinde ada asker kaynıyordu. Elleri önden kelepçeliydi, asker eşliğinde birer birer karaya çıkarıldılar. Ayrı hücrelere alındılar. Adanın başka bir yerinde ise hareketli dakikalar yaşanıyordu. Kararlar henüz netleşmemesine rağmen dar ağaçları kurulmuş hatta infazı gerçekleştirecek iki de cellat bulunmuş ve cezaevi müdürünün odasına alınmıştı.

İDAM HAZIRLIKLARI

Cezaevi müdürünün odasına ambar memuru çağrıldı, cellatlara urgan ve zeytinyağı tenekesinin verilmesi emredildi. Cellatlar kapıdan çıktıktan sonra birisi geri döndü, cezaevi müdürü ve savcı ile görüşmek istediğini söylemesinin ardından içeri alındı. Savcı’ya dönüp: “İkimizi de cellat yazmışsınız, ben Börekçi Ali’yi astım, mümkünse “Baş Cellat” yazın beni” dedi ve çıktı.

Bu arada idam kararları İmralı’ya getirilmişti. Özellikle nereden ve neden getirildiği belli olmayan bir grup subay kıpırdanmaya başladılar. 15-20 tane teğmen Thomson silahlara mermi sürüyorlar, bu olayı duyup neden 3 tane idamlık, neden diğerleri müebbete çevrilmiş, gerekirse biz idam ederiz diye İmralı’ya gelmişler. Subaylar “Paşa böyle olmasını istiyor, kati suretle burada olay çıkartmayacaksınız” şeklinde uyarılarak yatıştırıldı.

İmralı’ya getirilen ve 9 saattir elleri arkadan kelepçeli şekilde bekletilen 14 tutuklu için ise belirsizlik hakimdi. Bayar son anda kendisine verilen “Yassıada Kararları” kitabını sırtına destek yapmış uyuyordu. Sabaha karşı dar koridorda ayak sesleri duyuldu…

İDAM SAATİ

Gelenler Yassıada Başsavcısı Ömer Altay Egesel ve İstanbul İnfaz Savcısı Hüseyin Yücel’di. DP’nin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Maliye Bakanı Hasan Polatkan’a çoktan yakalarına iliştirilmiş olan kararları yeniden okudular.

İlk önce Fatin Rüştü Zorlu’yu alıp götürdüler. Hüküm idam sehpası önünde bir kere daha yüzüne okundu.  Fatin Rüştü Zorlu abdest almak istediğini söyledi, izin verildi. Karısına, kızına ve annesine hitaben yazdığı mektupların iletilmesini istedi. Kravatını çıkarmak istedi ama izin verilmediği için çıkarmak zorunda kaldı. Fatin Rüştü Zorlu idam sehpasını kendisi tekmeledi. Ve idam gerçekleşti.

Ardından Hasan Polatkan hücresinden alındı, beyaz gömlek giydirildi ve hüküm özeti boynuna asıldı. Fatin Rüştü Zorlu’nun aksine Hasan Polatkan oldukça bitkin görünüyordu. Adada bulunan çorap atölyesinin önüne kurulan bir başka dar ağacında hükmü infaz edildi.

Sabah olduğunda ada sessizdi. Ayrı hücrelerde kalan mahkumlar birbirlerine seslenerek kimin gidip, kimin kaldığını anlamaya çalışıyorlardı. İki isim haricinde herkes oradaydı. Sonrasında Yassıada Komutanı Tarık Gürer geldi ve hepsine idamdan kurtulduklarını anlattı.

Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar’ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ise Adnan Menderes’ten daha önce 16 Eylül 1961 tarihinde sabaha karşı idam edildi.

ADNAN MENDERES’İN İDAMI

Menderes ise 17 Eylül 1961’de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden “sağlam” raporu alınmasının ardından, İmralı Adası’na götürüldü.

İlk durak, komutanın odası oldu. İdam kararı yüzüne okundu. Menderes’in dilinden “Allah milletimize zeval vermesin.” cümlesi döküldü. İdam sehpasına gitmeden önce din görevlisi ile birkaç dakika konuştu. Ardından beyaz gömlek giydirildi.

SON SÖZÜ “DEVLETİM VE MİLLETİME EBEDİ SAADETLER DİLERİM” OLDU

Menderes’in idam sehpasına çıkarıldıktan sonraki son sözleri, “Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum…” oldu.

Menderes, 17 Eylül’de saat 13.21’de İmralı Adası’nda idam edildi.

“Yeter söz milletindir.” diyerek çıktığı siyaset yolunda güçlü Türkiye hayalini politikaları ve kalkınma atılımlarıyla gerçekleştirmeye çalışan Menderes ve arkadaşları “demokrasi şehidi” olarak tarihine geçti.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir