ABB Başkanı Mansur Yavaş: “Belediye binasında kendi fotoğrafımın asılmasını genelge ile yasakladım”

featured

Haber Global televizyonunun canlı yayınına katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, gündeme dair soruları yanıtladı.

Belediyelerde kendi resminin asılmasını genelge ile yasakladığını açıklayan Mansur Yavaş, bunun nedenini şöyle anlattı:

“Şöyle bir intiba oluyor. Eski bir personel benim resmini asıyor. Daha önceden kalan bir personel eski yönetime yakındır. Şimdi kalkıp da benim fotoğrafımı assa bir riyakar görüntü olacak orada. Asmak zorunda kalacak belki de beni sevmediği halde asacak. Ne ilgisi var, orası benim iş yerim, dükkanım falan değil ki. Niye assın benim fotoğrafımı? Atatürk’ün resmi var her yerde. Benim odamda da Atatürk var, sayın Cumhurbaşkanı var, Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafı var. Sayın Cumhurbaşkanının resmi var, niye olmasın? Onun haricinde hiçbir yerde kişisel fotoğrafım yok.”

Yavaş’ın canlı yayındaki açıklamalarından satırbaşları;

“Şunu kabul etmemiz lazım. Çocukların ayrı bir dünyaları var. İnternet, oyun bununla büyüyorlar. Dolayısıyla konuşulan bir z kuşağı vardır. Bunlarda kendi kendilerine vakit geçiriyorlar. Birbirleriyle tanışmasalar da. Pelin diye bir kızımız var fenomen. Bakıyorum twitterdan mesaj geliyor. Bir fotoğraf koymuş, sol omzuma oturmuş bana bakıyor. Sağ omzuma koymuş bana bakıyor. Eğilmiş bana bakıyor. Beni gör der gibi. Gördük bizde onu.

Pelin aracılığıyla Twitch’i duyduk. Daha sonra bizim sosyal medya ekibi de onu fark etti. Daha sonra da katıldık. Pelinle siyasetçi gibi değil de günlük konuştuk. Ne yapıyorsun, gününüz nasıl geçiyor? gibisinden. Şimdi de twitterdan takip ediyorum. 360 bin civarında anlık izleyen oldu. 20 bin lira topladı Pelin. Onu da Yeşil Ankara Projesine bağışladı. Ankara’nın 5 yerinde ağaçlandırma yapıyoruz. Buna da halkın katılmasını sağlıyoruz. Böyle bir kampanya yapıyoruz.

1,5 yıllık icraatları

15 bin öğrenciye eğitimde fırsat tanıyorsunuz. Bunu görmek belediyeciliktir. Yine sosyal yardım alan ailelerin 30 bin öğrencisine ayda 10 gb 3 ay müddetle internet verdik ki bu çocuklar okusun diye. Belediyecilik budur. Ücretsiz verdik. YKS’ye zam geldi. Aynı gün yardım alanların YKS ücretlerini biz ödedik. Polatlı’nın suyu için 550 milyon liralık ihale yaptık. Bunlar aşağı yukarı 1, 1.5 milyon nüfusu ilgilendiriyor.

Mamak- Gölbaşı arasına bir hat değiştiriyoruz. 675 bin kişiyi ilgilendirecek. Oralarda su olduğu halde yükseklere su çıkmıyor. En az 200 küsur köyde kanal açıktan akıyor. Bunlar mikrop saçıyor, burası başkent. ASKİ suyu yıllarca pahalı sattı diye eleştirirdik. Mustafa Tuna döneminde yüzde 50 indirildi. Ve 5 liraya indi. 2 yıldır tüm maaliyetlerin artmasına rağmen 5 lira olarak devam ediyor. Eskiden olsa 10 lira olacaktı. Ankara halkından 4 kat trilyon para çıkmış olacaktı.

Pandemi ortamıyla beraber 330 bin kişiye gıda yardımı yaptık. Onun haricinde de ne kadar esnaf varsa herkese bir şekilde ulaştık. Kiminin su faturasını ödedik. Kimse kimseyi görmeden Ankara’da 50 bin kişi yardım yaptı. IBANlarını yayınladık. Binlerce kişi bakkallarda veresiye defterleri kapattı.

Konutkent köprülü kavşağını yaptık. 18 milyon liraya mal oldu. Başkent Üniversitesi köprülü kavşağını 9 milyon liraya yaptık. Türk Kızılay’ına iki tane köprülü kavşak yaptık 25 milyon liraya. Sincan OSB köprülü kavşağı 19 milyon lira. Sincan Yenikent yolu 28 milyon lira…. Bunlar belediyenin asli görevi olduğu için bunları hiç kimse proje olarak saymıyor. Bana göre asıl proje o.

“Çılgın projem falan yok”

Benim çılgın projem falan yok. Ben yüzde 3’ü bina olan Ankara’nın yüzde 97’si boş arazi olan Ankara’nın en az yüzde 50’sine tarım yapılabileceğini görüyorum. Teşvik ediyorum. Her yönüyle Ankara’da herkese bir şekilde dokunuyoruz. Garsonları görüyoruz. 16 bin kişiye 3 ay müddetle 500+150 lira ekmek parası gönderdik. Biz verdiğimiz sözleri yerine getiriyoruz. Reklam yapmıyoruz. Her yaptığımız projenin karşısına şu kavşak şu kadar liraya mal olmuştur diyoruz. Yaptığımız her şeyi şeffaf bir şekilde açıklıyoruz. İnternet sitesinde yaptığımız tüm harcamaları yayınlıyoruz. 1250 tane ihalemiz bugün YouTube’da canlı olarak yayınlandı. Bunları herkesten önce Türkiye’ye ben getirdim.

O da benim fikrimdi. Açık olacaksın. İnsanlara yalan söylemeyeceksin. Hataysa benim hatam diyeceksin. İyi yapıyorsanız da insanlar onu görecek. Çünkü biz memuruz. Ben kendi paramı değil insanların parasını harcıyorum. Bütçe hazırlarken 550 tane kuruluşa yazı yazdık. Her şey internet sitemizde mevcut. 2 milyar 235 milyon lira borç ödedik bu arada.

“Belediye binasında resmim yok”

Belediye binasında kendi fotoğrafımı yasakladım. Genelge yayınladım bu konuyla alakalı. Atatürk’ün fotoğrafı var, Cumhurbaşkanı’nın ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafı var. Benim yok.

“Gökçek dahil herkesin başkanı”

Ben neysem oyum. Siyasi geçmişimizi inkar etmedik. Ben şu anda Millet ittifakının belediye başkanıyım. Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkanıyım. Şu an rozetsiz bir biçimde işimi devam ettiriyorum. Siyasi düşünce ve duygumu işime katmıyorum. Ben Gökçek dahil herkesin belediye başkanıyım şu anda.

“Maaşımı bağışlamadım”

Maaşımı bağışladığımın aslı yok. Beni övmek için bazen böyle şeyler yapıyorlar. Ben kredi çektim. Maaşımı aylık taksitlere bağladım. Bunun bir miktarını İngiltere’deki kızıma ev alması için gönderdim. Bir kısmı bende duruyor. Taksit taksit ödüyorum. Ayrıca fuar alanından da maaş aldığımız için o bana yetiyor.

“cumhurbaşkanlığı hedefim yok”

Ortaya siyasi bir figür gibi çıkmadım. İnsanları kucaklayan, rakiplerini rahatsız etmeyen, işine odaklı olunca. Adam işini yapıyor oluyor. Demekki insanların aradığı buymuş. Yaptıklarımız insanların hoşuna gitti. Onlara odaklandık. Ondan dolayı konuşulduğunu düşünüyorum.”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir