Meral Akşener ve İYİ Parti’deki Truva atları

Meral Akşener, Türk siyasetinde önemli bir isim… Geçmişten bugüne kadar “Devlet Adamı” denen çizgiyi “Devlet Kadını” olarak tamamlamış bir karakter. Hatta hakkını teslim edelim, pek çok erkek siyasetçiden daha delikanlı… Dün “kara” dediğine bugün “AK” demiyor, dün ‘vatan haini’ ilan ettiğini bugün ‘kurtarıcı’ ilan etmiyor.

İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemden bu yana yakından takip ederim. “En delikanlı siyasetçi kim?” diye sorsanız sayacağım birkaç isimden biridir. 28 Şubat’taki duruşu onun için en büyük referans! Medyanın, siyasetin, bürokrasinin boyun eğdiği dönemde 28 Şubat’ın anlı şanlı paşalarına meydan okuması; erkeklerin korktuğu, boyun eğdiği dönemde bir kadın olarak dik durması onu bir kesimin gözünde kahraman yaptı.

28 Şubat döneminde Başbakan Erbakan’a en yakın isimlerden olan Gazeteci Fehmi Çalmuk, Meral Akşener’in 28 Şubat’taki rolünü şöyle anlatıyor:

Akşener, iki haftadır partisinin grup toplantısında 28 Şubat anılarını anlatıyor. Dinliyorum, izliyorum.  Onu Cumhur ittifakının liderinin “Zillet, illet” suçlamaları altında dinlediğimi belirteyim.  O dönemin en canlı şahidi olarak  merhum Necmettin Erbakan Hocamın “Mücahit Akşener” dediğini hatırlarım.  Zor zamanda, MGK’ya katılan bütün komutanların yeminli REFAHYOL düşmanı olduğu sırada, edeben ve nezaketen devlet adamlığının kendisine yüklediği misyonla cevabının mahiyetini ve  şiddetini sürekli ayarlamak zorunda kalan Erbakan Hoca’nın demek isteyip de diyemediklerini söyleyen İçişleri Bakan olarak bilirim Meral Akşener’i… Erbakan 28 Şubat sonrası kurmaylarıyla yaptığı ilk değerlendirmede “Meral Hanım, yumruğunu masaya vurarak hak ve hakikati gür bir seda ile dile getirdi. Anadolu kadının yiğitliğini, inanmış bir insanın mücahitliğini gösterdi. Gazası mübarek olsun” diyordu.”

Bazıları ‘28 Şubat post modern darbesi Türk siyasetine yeni bir parti daha kazandırıyor’ diye düşünebilir. Siyasi liderler efsaneleriyle güçlenirler. O’nun efsanesi 28 Şubat’ın ünlü Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı’nda oluştu. Bundan 17 yıl önce 2000 yılında kaleme aldığım “Selamün Aleyküm Komutanım” kitabının 347’nci sayfasında dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener’in o geceye ilişkin rolünü şöyle yazmıştım:

“MGK toplantısında en ilginç konuşmayı İçişleri Bakanı Meral Akşener yapacaktı. Akşener, Devrim Kanunlarının uygulanması konusunda içinde bulunan sıkıntıları anlatırken askerleri üstü kapalı tehdit etti. Askerler ilk defa diyet ödemekten söz eden Hükümet yetkilisini dinliyorlardı.

Akşener şunları söylüyordu: Biraz önce seyrettiğimiz filmdeki sarıklı adamları polis şakır şakır toplar. Bu konuda hiçbir problemimiz yok. Koltuğunun altına dosyasını verir savcılığa gönderir. Cumhuriyet savcısı da ifadesini alıp serbest bırakır. Adam da mahallesine kahraman olarak döner. İstiyorsanız çarşaflı kadınların çarşaflarını tutup çıkartalım. Ancak bunun bedelinin hep birlikte ödemeye hazır mıyız ? Siyaseten söylemiyorum. Bir Sütçü İmam Hadisesinin çıktığını varsayın.”

Geçen gün merhum Necmettin Erbakan’ın Başbakanlığı döneminde danışmanı olan bir dostum o geceyi tekrar anlattı. Hem de Erbakan’ın ağzından: “Siyah beyaz bir görüntü gösteriyorlardı. Kur’an Kursu öğrenci Laik Cumhuriyeti ve Atatürk’ün devrimlerini yıkacağına yemin ediyordu. Birden Meral Hanım masaya yumruğunu vurdu. ‘Yeter ! Bu görüntü nerede ne zaman çekilmiş. Bana adresi verin hemen kolluk güçlerini göndereyim’. Askerlerden çıt yok. Güven Erkaya önündeki klasörleri gösterip “Bu ne ki daha bunlardan çok var” dedi.

Meral Hanım ‘Nerede, ne zaman, kimin tarafından çekildiği belli olmayan bir filmi seyrettirip irtica diyorsunuz’ dedi. Yiğit bir şekilde, erkeklerin bile yapamadığı bir şekilde tavır koydu.”

Demirel işin rengi değişince Erbakan’ın “Namaz” işaretini hemen pasa çevirip “15 dakika” ara vermiş. İşin ilginç yanı gösterilen siyah beyaz görüntüler 12 Mart muhtırasından önce yapılan MGK toplantısında da gösterilen görüntülermiş meğer…

İş bununla sınırlı değil elbette. Akşener  toplantının tansiyonunun yüksekliğinden midir nedir  ikram olan tabağındaki pastayı yiyip bitirince, farkında olmadan  Turan Tayan’ın tabağını da silip süpürmüş. Şevket  Kazan  durumu fark edince kendi pasta tabağını Akşener’in önüne doğru fark ettirmeden koyuvermiş.

Ak Parti kurulurken “Erdemliler Hareketinde” aktif olan Erbakan’ın talebelerinin “Meral Bacı” dedikleri Akşener, Afyon kuruluş kampına gelmedi. Ak Parti’de yer almadı. Yıllarca MHP’de siyaset yaptı. 2013 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte Hac ibadetini yaparken kıyafeti muhafazakar taban için iyi referanstı.

Meral Akşener’in bugünlerde Anadolu’yu karış karış dolaşması, esnafın ve gençliğin sorunlarına odaklanması ona yakın zamanda iktidar kapılarını açacak gibi…

Ancak, İYİ Parti içindeki Truva atlarını dizginleyebilirse…

Biri çıkıyor “Selahattin Demirtaş serbest bırakılmalı” diyor, biri çıkıyor “Parti FETÖ’cülerle dolu” diyor… Üstelik bunlar İYİ Parti’de üst düzey görevde olan isimler…

Meral Akşener yükselirken paçalarından tutup aşağıya doğru çekmek isteyenler belli. Buna rağmen Meral Akşener’in ‘denge siyaseti’ gütmesi kendisine zarar veriyor. Kelle almaktan çekinmek, kendi kellesini tehlikeye sokar… Meral Akşener bunu bilecek kadar siyasi tecrübeye sahiptir…

MHP’nin ülkücü seçmenin gözünden düştüğü, İYİ Parti’nin ülkücü-milliyetçi seçmen gözünde alternatif olmaya başladığı dönemde Bahadır Erdem gibi isimlerin varlığı, İYİ Parti’nin havuz medyası tarafından HDP’ye “yamanma” çabalarını destekliyor. Ümit Özdağ’ın İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu için CNN Türk’te ortaya attığı “FETÖ’cü” iddiası kabul görmedi. Hem ortaya atılan kanal, hem de ortaya atan siyasi kişiliğin inandırıcılığı zayıf! Ancak, Bahadır Erdem, Meral Akşener’in yardımcısı ve “Selahattin Demirtaş serbest bırakılmalı” derken Meral Akşener’i temsil ediyor.

Meral Akşener bir an önce kararını vermeli…

İktidara mı gelmek istiyor yoksa Devlet Bahçeli gibi “Genel Başkanlık” sıfatıyla yetinecek mi?

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir