15 Temmuz hain darbe girişimine canlarını siper eden kahramanlar anılıyor

featured

15 Temmuz’da, Türkiye siyasi tarihinin en ağır saldırısı yaşandı. Tarih yapıcı milletimiz, Anadolu’daki bin yılı boyunca hiç tanık olmadığı, en alçak ihanet girişimi ile karşı karşıya kaldı. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üzerinden ülkemize açık bir saldırı yapıldı. Elli yıl boyunca Batılı istihbarat teşkilatları tarafından devlet içine yerleştirilen bir terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti’ni rehin almaya çalıştı.

FETÖ Türk halkından tokat yedi

Canı pahasına meydanlara inen korkusuz kahramanlar, eli silahlı teröristlerin üzerine yürüdü, tankların önüne yattı.Türkiye’nin dört bir yanında darbe girişimine katılan Fetullahçı teröristler, milletten büyük bir tokat yedi.

251 şehit, 2 bin 703 gazi…

Hain emellerine ulaşamayan darbeciler, bu sırada milletin silahlarını millete çevirdi.

Hainlerin saldırıları nedeniyle 251 kişi şehit, 2 bin 703 kişi ise yaralandı.

Ömer Halisdemir:

Darbecilerin en önemli hedeflerinden biri olan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ele geçmesini engelleyen Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir, verdiği mücadele ile Türk milletinin kahramanı oldu. 15 Temmuz gecesi komutanlığa gelen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi’yi alnından vurarak öldüren Halisdemir, bu hareketiyle darbe girişiminin seyrini değiştirdi. Halisdemir, darbeci askerler tarafından vurularak şehit oldu.

Halisdemir’in vurulduğu nokta özel bir kaplama ile koruma altına alınarak çiçeklerle süslendi. Ağustos 2016’da Mersin’deki Şehitler Parkı’na bir heykeli dikildi. Ömer Halisdemir’in adı memleketindeki üniversitenin yanı sıra birçok meydan, cadde, okul ve öğrenci yurdu gibi yerlere verildi.

Cennet Yiğit:

Henüz 23 yaşındaki 10 aylık polis memuru Cennet Yiğit, Ankara Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı’na düzenlenen bombalı saldırıda şehit edildi. Yiğit, darbe girişimi yaşanmasaydı bir ay sonra nişanlanacaktı. Çocukluk hayalini gerçekleştirerek polis olan Cennet Yiğit, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi sözlüsü ile birlikteydi. Kalkışmanın haberini alır almaz Polis Özel Harekât Merkezi’ne giden ve merkeze vardığında arabadan inip mühimmat almak için koşan Cennet Yiğit, o sırada vücuduna isabet eden misket bombası ile şehit oldu.

Kübra Doğanay:

Çocukluğundan beri polis olmayı hayal eden Komiser Yardımcısı Kübra Doğanay, 15 Temmuz gecesi evindeydi. Meslektaşı Şehit Cennet Yiğit’le birlikte Ankara İl Emniyet Müdürlüğü önündeki FETÖ kuşatmasını kaldırmak için harekete geçen iki arkadaş, mühimmat almak için Özel Harekât Daire Başkanlığı’na döndü. Kapının önüne geldikleri esnada darbeci hainler ikinci bombayı attı. Kübra Doğanay olay yerinde şehit düştü.

Kübra Doğanay, Marmara Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü 4. sınıfta okurken komiser yardımcılığı sınavlarına girdi. İlk olarak Diyarbakır’ın Sur ilçesinde görev aldı. Ancak ailesi endişelenmesin diye “Çanakkale’ye gittim” dedi. Daha sonra Ankara’ya çağırılan Kübra Doğanay’ın ismi, memleketi olan Kayseri’deki bir fen lisesine, Mersin’deki bir kız Anadolu imam hatip lisesine ve Yalova’da bulunan bir imam hatip ortaokuluna verildi.

Ziya İlhan Dağdaş:

Darbe girişiminden dört gün önce Erzincan’dan Ankara’ya tayin edilen 31 yaşındaki Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş, ev kiralayıp yerleşme hazırlıkları yapıyordu. Darbe gecesi Cumhurbaşkanı’nın çağrısı üzerine sivil kıyafetle Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne giden Dağdaş, başına isabet eden tek kurşunla yaşamını yitirdi.

Dağdaş’ın Muğla’da yaşayan ailesi, darbe girişimi sonrası oğlundan haber alamayınca Ankara’ya gitti. Girişimden tam sekiz gün sonra adli tıp kurumundaki görevlilerin kendisini aramasıyla acı haberi alan anne Dağdaş, oğlunun cenazesine ulaştı. Durumunun belirsizliği nedeniyle şehit olduğu duyurulmayan Dağdaş’ın şehit sayılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruldu. Savcılık, soruşturmanın ardından Dağdaş’ın FETÖ’cü askerler tarafından şehit edildiğini duyurdu.

Bülent Aydın:

15 Temmuz gecesi darbecilerin toplantı gerekçesiyle Genelkurmay Karargahı’na davet ettiği Kuvvet Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, karargah bölgesine girdiğinde darbeci askerlerin saldırısına maruz kaldı. Çolak’ın yakın koruması olan Topçu Kıdemli Başçavuş Bülent Aydın, saldırıya karşılık vermek isterken önce bacağından sonra da karnından yanından vurularak şehit düştü. İki çocuk babası Topçu Astsubay Kıdemli Başçavuş Bülent Aydın, 24 yıllık görev süresi boyunca Özel Kuvvetler’de birçok kritik noktada görev almıştı. Aydın, 5 yıl önce emeklilik hakkını elde etmesine rağmen çalışmaya devam ediyordu. O gün şehit olacağını hisseden Aydın, arkadaşlarına “Bana bir şey olursa çantamı oğluma verin” demişti. Şehit askerden oğluna yadigar kalan çantada, Bülent Aydın’ın manevi değeri olan özel eşyaları vardı.

Sait Ertürk:

Darbe kalkışmasını televizyondan öğrenen Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk, iki arkadaşıyla buluşarak 66. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nın darbeye desteğinin engellenmesi gerektiğine karar verdi. Tugaya giderek, o gecenin en önemli mücadelelerinden birini verdi. Gece 03.30 sıralarında eşi Ceylan Ertürk ‘le konuşan Sait Ertürk, kendisini merak etmemesini, sabaha kadar bu işin biteceğini söyledi.

Darbeci askerleri yakalamak için karargaha arkadan yaklaşan Albay Sait Ertürk ile bir polis ve iki uzman çavuşun karşısına darbeciler çıktı. Sait Ertürk onlara önce kendisini tanıtarak, ”Ben 3. Kolordu Harekat Yar Başkanı Albay Sait Ertürk, teslim olmanızı emrediyorum” dedi. Hainler, ”Sen bize teslim ol” karşılığını verdi. Bunun üzerine çıkan çatışmada önce polis ve uzman çavuşlar, ardından Albay Sait Ertürk şehit oldu.

Halit Yaşar Mine:

Uzman Çavuş Halit Yaşar Mine, darbe gecesinde görev alan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk’le yola çıktı. Darbe girişimine karşı koymak için iki komutanın liderliğinde dörder kişilik iki tim kuruldu. Böylelikle tankların, silahların ve askerlerin dışarı çıkması engellenerek, tugay içindeki hareketlenme durdurulacaktı. Darbecilerle mücadele ederken yaralanan Halit Yaşar Mine, 18 Temmuz’da şehit oldu.

Şehit Halit Yaşar Mine, Selçuk Üniversitesi Muhasebe Bölümü’nü bitirdikten sonra tam üç kez Polislik Uzmanlık Sınavı’na girdi. Ardından Piyade Uzman Çavuş olarak görev aldı. İstanbul ‘da göreve başlayalı 3.5 yıl olmuştu. Evine, ailesine ve vatanına düşkünlüğüyle bilinen Mine, ”Bin defa kanım aksa yine de şehit olmak isterim” diyordu. Şehidin ismi, Adana Seyhan’da bir ortaokula verildi.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir